"Yazarlar" bölümü yeniden aktif ..

Başlatan yönetici, 22 Haziran 2006, 11:12:28

« önceki - sonraki »

gozgoz yýlmaz

Alıntı yapılan: veis - 20 Ağustos 2009, 23:57:28
.resul akçayı seçen yönetimin esasında hakkı abi gibi adamı seçmesi gerekirdi.


zaten işin püf noktası o... resul akçay giblerle böyle yönetimler çalışır, hakkı yeşilyurta üste para verseler bu zihniyetle aynı ekipte yer almaz ki! hangimiz alırız?

webo55

hayırlı oğurlu olsun abimize ve bize

**KaR6**

Hakkı Abiyle yan yana yazmak şereftir benim için.. hayırlı olsun abi..

Kais

bugünki yazın hoş olmuş.herkez haddini bilecek.

ali ihsan

Alıntı yapılan: samsunmania55 - 20 Ağustos 2009, 00:35:27
Yazılarını beğenerek okuduğum gerçek Samsunsporlu Hakkı Yeşilyurt'un sitemizde yazacak olmasına çok sevindim. Hayırlı uğurlu olsun.

yönetici

03 Kasım 2009, 01:41:41 #65 Son düzenlenme: 06 Kasım 2009, 05:34:02 yönetici
Yeni köşe yazarlarımız aliihsan55 (Ali İhsan Hasanpaşaoğlu) ve Edmontdante (M.Engin Sever) ilk köşe yazıları ile bizlerle...

Tünelin Ucu Karanlık - Ali İhsan Hasanpaşaoğlu

Merhaba sevgili dostlar
Samsunspor'lu olmanın dayanılmaz hafifliğini tattığım bu sitede yazmak çok büyük onur benim için.Bu nedenle sitede bulunan bütün arkadaşlarıma ve özellikle benden bu yardımı isteyen site yönetimine teşekkürü bir borç biliyorum...

Son haftalarda oldukça kötü bir performans ortaya koymamıza rağmen son deplasman galibiyetini aldığımız Altay maçına acaba tarih tekerrür eder mi diyerek ayrı bir gözle baktım. Gerçi hafta içi aynı sahada Altay'dan 4 gol yiyerek ağır bir mağlubiyet almış ve kupada gruplara kalma şansını yitirmiştik.

Yeni hocamız Hüseyin Kalpar ile ilk maçımıza son haftaların aksine oldukça iyi başladık. Orta sahada rakibe basan, alanları daraltan ve Altay'ın oyunu kontrol etmesine imkan vermeyen bir anlayış ile sahadaydık. Takım halinde iyi savunma yapıyorduk.Sadece sol bek İlhan'ın kanatında sıkıntı yaşıyorduk.İlhan'ın fizik kondüsyonunun halen istenilen seviyede olmaması düşündürücü gerçekten.Lige verilecek ara özellikle İlhan gibi takıma geç katılan oyuncularımız için  iyi bir fırsat olacak gibi görünüyor.Maça dönersek özellikle final paslarında yaptığımız yanlış tercihler nedeniyle bir çok fırsatı heba ettik.Bitirici paslar yerine gereksiz topla oynamalar ve çalımlar sonucu kupa maçını da sayarsak şayet 5. maçımızdan da gol atamadan ayrılmamıza sebep oldu.Tam ilk yarı böyle bitecek derken bir duran top sonucu şanssız bir şekilde  golü kalemizde görünce takımın direnci kırıldı.

2. yarıya 2 oyuncu değişikliğiyle başlamamıza rağmen istediğimiz golü bir türlü atamadık. Altay bize ciddi bir üstünlük sağlamamasına rağmen 3 puanı alan taraf oldu. Samsunspor'da özellikle ilk yarı Sercan ve Sefa eski görüntülerinden uzak istekli bir görüntü çizdiler.Saman alevi gibide olsa zaman zaman parladılar.Bunda yeni gelen hocanın mı etkisi var bilinmez ama inşallah kalan haftalarda verilen şansı iyi kullanırlar.Çünkü taraftarın nazarında hiç kredileri kalmadı.Hakan Hacıbektaşoğlu ise inanılmaz bir düşüş içerisinde.Bu kadar hatalı pas vermek ayrı bir çaba gerektiriyor herhalde.Çok umutlu olduğumuz ve oynadıkça üzerine koymasını beklediğimiz bir isimdi.Umarım kendisini toparlar.Ayrıca Volkan'ın olmayışı hücum gücümüzü oldukça olumsuz etkiledi.Oktay'ın biran önce iyileşerek takıma katılması ve istekli bir Volkan'ın sahada olmasının gol atmamız için şart olduğu artık aşikar. Şehir ve takım olarak silkenmemiz ve acilen toparlanmamız gerekiyor.

Sonuç olarak tünelin ucu çok karanlık. Transfer yapamamış ve altyapı takviyeli Kocaelispor'un sadece 1 puan üzerinde ligin dibine demir atmış durumdayız. Her hafta hüzün artık iyice ağır gelmeye başladı.

Sorumluluk makamında bulunan kişilerin şapkalarını önlerine alıp iyice düşünmelerinin vakti geldi de geçiyor bile. Onların belki Samsunspor'dan başka tutacak takımları ,gönül verdikleri başka renkler olabilir lakin bizim başka sevdalara kapılarımız kapalı.Gayemiz İstanbul takımlarına kafa tutan ,sahayı dar eden Samsunspor'u yeni nesilin de izlemesini sağlamak.

Sahi çok şey mi istiyoruz sizden?

http://www.samsunspor.biz/koseyazisi-Tunelin_Ucu_Karanlik-6605-


Biraz Heves, Çokça Gerçek! - M.Engin Sever

5 dakika heveslendik "Sercan bugün iyi, hevesli, güçlü gibi " dedik ama sadece beklentiymiş."Turgut koşuyor, süper bir vuruş yaptı daha hırslı" dedik ama sadece umutmuş. 5 dakika sonra her şeyin bu isimler için eskisi gibi olduğunu gördük. Oysa ki ben bile umutlanmıştım konu Sercan ve Turgut olmasına rağmen. "Oynasınlar, bazıları tarafından sürekli var olduğu iddia edilen yeteneklerini ortaya koysunlar  yeter ki takım kazansın" dedim kendi kendime nasıl olsa yiğide hakkını verirdik bir şekilde diye düşündüm. Ama sonra bunun bir diğer yönü aklıma geldi."Madem ki yapabiliyordunuz neden 10 haftadır yapmadınız neden bu takımı yediniz bile bile" dedim ama  zaten bir müddet sonra bunları düşünmeye de  gerek kalmadı, hiçbir şeyin değişmediği ortaya çıktı.

Takım geçen maçlara oranla daha hırslıydı. Bu doğru ama bizi öyle şeylere alıştırdılar ki mesela MİY, Hacettepe, Buca maçlarında, artık buna bile razı olduk. Yoksa sahada oyun adına yine hiçbir şey yoktu. Belki de iyi olduğunu söylediğimiz mücadele bile sadece geçen haftalarla kıyasladığımızda iyiydi. Banfield-Estudientes maçının ilk yarısının son 30 dakikasını  izledim gece. Adamlar 14.dakikada 10 kişi kalmışlar saha alabildiğine su içinde göl gibi eve öyle bir tempo yapıyor ki takım ben 10 kişi olduklarını spiker ilk yarının sonunda söyleyince anladım. Onu gördükten sonra bizimkisi mücadele falan değil ama tabii ki artık bulunduğumuz durum ve şartlarda bunları değerlendirince biraz umutlandık.

İlhan Ummak sahanın en kötüsüydü. Can Özgür, Hakan Hacıbektaşoğlu da kötülerdendi. Özellikle stoper mevkiinde oynayan Can Özgür'ün bu kadar kolay çalım yemesini anlamak mümkün değil. Kolay çalım yiyen stoper olur mu Allah aşkına?

Georgi'yi beğendim. Bence çok ağır bir oyuncu ama top ayağındayken doğru yere doğru zamanda pas atmayı biliyor. Bu da bizim takımda olmayan bir özellik. Ama sezon başında anlatıldığı gibi bir oyuncu değil kesinlikle. Fakat sürekli taşımak zorunda olduğu pozisyonlarda ve alanlarda  topla buluşuyor. Bu onun görevi değil aslında. Şöyle orta sahası ve kanatları etkili bir takımın iç saha maçında birkaç kez izleyebilsek kesin kanıya ulaşabiliriz.

Maalesef 3 pas yapamayan bir takım halindeyiz. Takımın bu kadrosu ve oyuncuların bu formlarıyla işimiz çok zor. İsteseler çok farklı şeyler olur da diyemiyorum artık. Çünkü bunlar isteseler ancak mücadele ederler. Belki mücadele ve sertlik ile  puan kazanabiliriz. Ama elalem 2 kez gelip 1 gol yapıp maçı alıp götürüyor. En önemlisi sonuca gidecek iş yapabilmek maalesef bizim kadromuzda  bunu yapabilecek bir tane isim göremiyorum.

Herkes haddini bilecek sahada. Bunu da bilmiyor bizimkiler. Mesela Sercan. Kardeşim güçsüzsün 2 çalım at bırak, artık devamını getirmeyi. Üçüncüyü zorlama. Sağ ayağın hiç yok hala sağ taç çizgisine doğru çalım atıyorsun yani gidebileceğin en iyi nokta taç kazanmak. Tamam, hoca seni oraya koymuş ama o zaman içeri zorla bunu da mı anlamıyorsun? Bir diğeri de Hakan Hacıbektaş. Düz pas ver bize yeter. Yeter ki adama gitsin. Her topu havadan ve kesme veyahut dibine vurarak oynamak zorunluluğu yok ki bu oyunda. Basitini yapsan yeterli

11  hafta oldu. Kanattan kaç tane orta gördük? Ya da orta sahadan iyi çıkıp adam eksilten ve ya araya atılan kaç tane pas. Ayağına top geldiğinde 3 metre ötesindeki arkadaşına top atamayan oyuncular var. Hal böyle olunca mücadele de bir yerde sonuçsuz kalıyor. Ama başka yapabileceğimiz bir şey yok bence. Zaten dışarıda puan alamıyoruz. İç sahada taraftar desteğiyle ve takımın biraz umut veren hırsı ve mücadelesiyle ligde kalabiliriz. Bu sefer de taraftar gündeme geliyor. Geçen sezonlardan farklı olarak daha bir bölünmüş, etkisi azalmış, oyuncusuna ve yönetimine daha az inanan bir taraftar profili var... Yani nereden tutsak elimizde kalıyor, Allah yardımcımız olsun!

http://www.samsunspor.biz/koseyazisi-Biraz_Heves_Cokca_Gercek_-6610-

O Zamanlar Samsunsporlu Olmak Kolaydı - Merkez

Saygıyla ve Rahmetle Anıyoruz                                                                                   M.Teoman Taş Kardeşime ithafen...



Daha henüz ilkokul birinci sınıfta iken Kazım Orbay İlkokulunun Zeytinlik mahallesine bakan tarafından akan derede, Şimdiki Barış Bulvarının olduğu yerde, kavak ağaçlarının arasında top oynardık. 1984-85 Sezonu idi hafızam yanıltmıyorsa beni ve Şampiyon olarak 1.Lige çıkacaktık.

Ben, kısa pantolonla poşetten yaptığımız topla maç yaparken 'Şampiyon Samsunspor' sesini duyacak, küçücük bir çocukken henüz olmayan tüylerim diken diken olacaktı.

Neil Armstrong un Ay'da duyduğu ezan sesiyle Müslüman olması gibi bir şeydi bu. Tuhaf, bir o kadar gizemli, kendime ne olduğunu anlayamadığım tarifsiz bir duyguydu içime giren.

Ondan sonrası ise benim açımdan yaşanılmış en güzel yıllar, Annem için ıstırap, babam için Pazar günleri 90 dakika omuzda maç seyrettirme telaşıydı.

Her şey o kadar güzeldi ki...

Muzaffer, Erol, Yaşar, Orhan, Savaş, Tanju, Ercüment benim için birer kahramandılar. Okul defterimin arkasında bu isimler yazıyordu hep.
Nereye baksam kırmızı beyaz,hangi sesi duysam Samsunspordu benim için.

Şimdiki jenerasyondan şansımız en güzel yıllarını beraber yaşamış olmamızdı. Hayal meyal olsa da hatırlıyorum flu hafızamla ve maalesef hep anılarda yaşıyorum Samsunspor'umu.

O zamanlar Samsunsporlu olmak kolaydı. Zaten 'hangi takımı tutuyorsun?' diye bir soru yoktu! Tek vardı, en büyük vardı sadece vardı. O da Samsunspordu.

Hasbi Ağa'nın zenginliği ve bonkörlüğünün yanında az da iş bilirliği olsaydı şimdi hem Samsunspor olarak hem Samsun olarak Anadolu'nun, şampiyon kentinin şampiyon takımı olacaktık. Ama ne bilirdi ki rahmetli, kurtlar sofrasında olduğunu, nerden bilirdi ki ekmek verdiği on binlerin onu sahiplenmeyeceğini, nerden bilirdi ki efsanenin ayağa düşeceğini?..

O zamanlar, yani eskiler kahraman bulmak için elverişliydi, zira şimdiki gibi satılmışlık, yediği ekmeğe ihanet etme modası, yaşadığı kenti sahiplenmeme durumu yoktu. Samsunluluk, Samsunsporluluk üst düzeydeydi ve Samsunspor bir markaydı.

Her şey o kadar güzel gidiyordu -ki hayatımın en kara günü olan 20 Ocak 1989'a kadar.




Kazadan birkaç gün önce Çiftlık Caddesinin arasındaki Ar Dersanesi'nden çıkmış, akşam evime giderken Kardeşler Fırının arasından Rasathane Camisine giden o yokuşun başında, sağdaki berber dükkanında Rahmetli Tomiç'i gördüm. Elimde defterler vardı ve hava çok soğuktu. Berber dükkanının buğulu camından görebilmeye çalışıyordum onu. El salladı bana ve yanına çağırdı.

Heyecanlandım, kalbim duracaktı sanki. Yanına gittim gözlerimin içine baktı sanki hala şimdi bakıyor gibi. Saçımı okşadı yanağımı sıktı. Defterimi uzattım, kurşun kalemimi verdim, tam sayfa kocaman bir imza attı bana... Keşke o akşam ona 'Malatya'ya gitmeyin' diyebilseydim. Keşke bir daha göremeyeceğim o adama sıkıca sarılıp öpebilseydim...

Kazayı ne hatırlamak istiyorum ne anmak ne de yazmak. Hayatımın en acı günlerini yaşıyordum; yemiyor, içmiyor, konuşmuyor, ders çalışmıyordum. Uzunca süre Samsunpor'u düşünemedim, düşündükçe kötü oluyordum.

Beni Samsunspor'a tekrar bağlayan İsmail Uyanık oldu. Her ne kadar maddi manada Menteşoğlu gibi olamasa da; hastayı ayağa kaldıran, eski günleri geri getiren, adamlığıyla, Samsunsporluluğuyla gönüllere taht kuran Uyanık dönemiydi benim için hayata dönüş.


Ercan, Serkan, Celil, Vural, Osman, Ertuğrul, Ahmet Yıldırım, Ali Akdeniz, İsmet, Tümer, İlhan, Mehmet Nas gibi her biri Türk futbolunda uzun süre konuşulmuş futbolcuları çıkaran, zamanın en iyi yabancı transferlerini yapan, gazetelerde 'Samsunspor'da transfer bombaları' sür manşetleri attıran, Samsunspor'u alt yapısı en güçlü takım olarak dillere pelesenk eden, Samsun'a korkarak gelen sözde büyük takımlara karşı destanlar yazdıran, on küsür sene hiçbir destek almaksızın sadece kendi çabalarıyla bu lokomotifi döndüren İsmail Uyanık'tı yeni kahramanım.

Ama buna rağmen, her ne kadar Sayın Uyanık bir şeyler yapıyorsa da şehir tam tersine değişiyor, Samsunluluk ruhunu kaybediyor, kozmopolit travmanın esiri oluyordu.

Neticede o da artık dayanamamış, bu devrana dur diyememiş ama takımı da yüzüstü bırakmamış şehrin reisine(!) teslim etmişti; aldığı sözler üzerine. Buna göre Reis Samsunspor'a gözü gibi bakacak, kalıcı gelirler oluşturacak, gerekiyorsa şirketleşme sağlanacak artık tek kişinin değil tabana yayılmış bir gücün desteğiyle her şey çok daha güzel olacaktı.

Amma velakin Reis öyle bir reisti ki, önce kendi kendine inceleme başlatacak, Türk futbol tarihinin en ağır, en acımasız cezalarını yedirtecek, takımı yıllarca sırtlamış emek vermiş gözü gibi bakmış İsmail Uyanık'ı zan altında bırakacaktı.

  Bununla beraber Reis öyle misafirperver öyle dışa açıktı ki evinin tüm odalarını yabancılara açacak, kendi fertlerini evine yabancı bırakacaktı! (bkz.Samsunspor-fenerbahçe 2000-2001)

İşte o gün Samsunsporun bittiği gün olacaktı. Gün, ağlamaya başlayıp gülmeyi unuttuğumuz gün olarak tarihe kazınacaktı.

O günden sonra da malum bir türlü dikiş tutturamadık. Sahipsiz şehrin sahipsiz takımı olmaya başladığımız günlerdi o günler. Menteşeoğlu gibi, İsmail Uyanık gibi Samsunsporluluğuyla ve bu aşka duyduğu saygıyla 'menfaatsiz başkanlık' devri bitmiş, Samsunspor başkanlığından nemalanma devri başlamıştı.

Şimdilerde ise Samsunsporlu olmanın zor olduğu günlerdeyiz.

İmkansız olanı yapan genç nesli, ayakta alkışlamanın zamanındayız. Ne televizyonda, ne gazetelerde, ne kahve köşelerinde konuşulur olan Samsunspor'u hala yüreğinde tutabilmenin zorluğundayız.

Gün eskiyle harman olma günüdür bizim için. Gün güzel günler görme ihtimalini sevme günüdür.

Gün aslında bir olma günüdür, birlik olma günüdür aynı zamanda.

Gün ağabeylerimizin yaptığı gibi hastayı ayağa kaldırma günüdür. Kan emicilerden kanları geri alma, Samsunspor'u yiyip bitiren virüslere antibiyotik olma günüdür.

Gün Samsunsporluluğunu gösterme günüdür.


http://www.samsunspor.biz/koseyazisi-O_Zamanlar_Samsunsporlu_Olmak_Kolaydi-6613-

mehmet yılmaz

Kardeşim, hayırlı olsun. Senin gibi yüreği Samsunspor sevdasıyla dolu ve entelektüel tarafı da olan kişilere ihtiyacı var camiamızın. Sitemizin yazar kadrosu yerel basının çok çok üstünde, bir-iki transferimiz daha olabilir. Görüşmeler yapacağız.

Kaya

    Hayırlı uğurlu olsun abim ALLAH yar ve yardımcın olsun.

   Bizim senin gibi gerçek SAMSUNSPORlu kalemlere ihtiyacımız var bu sitedeki abilerim ve kardeşlerim gibi..

berusa55

03 Kasım 2009, 01:48:03 #68 Son düzenlenme: 03 Kasım 2009, 02:05:02 berusa55
Hayırlı uğurlu olsun aliihsan55. Fikirlerimize düşüncelerimize tercüman olacak yazılarınızla daha güzel günler görmek dileğiyle.

samsunmania


KotuCocuk55

Gerçekten güzel bir başlangıç olmuş,bundan sonra yazılarının takipçisi olacağım..
Hayırlı olsun tekrar...Allah çok daha zevkleyazacağın, anlatmaya doyamıyacağın maç yorumları yazmak nasip etsin hep...

Sioux


bengülü


beşnumara

aliihsan abi hayırlı olsun ağzına sağlık.keşke hep birlikte güzel şeyler yazabilsek ama durumumuz malum :'(

YaşarDoğu