Şu An Hangi Kitabı Okuyorsunuz?

Başlatan Clint_Eastwood, 31 Temmuz 2008, 22:05:10

« önceki - sonraki »

Ajan

Alıntı yapılan: Stoper55 - 05 Haziran 2012, 21:24:55
Samsun'un olduğu yer bulduğu kitapları yazabilecek var mı?


Akın Üner -Çalı Harmanı
Mehmet Yılmaz -Bir Gün
Zerrin Koç - Islak Kentin İnsanları
Alparslan Akkuş - Kaderle Zar Atılmaz

BigBadMama5552

AlıntıSamsun'un olduğu yer bulduğu kitapları yazabilecek var mı?


Hasan Kıyafet - Yatırım Çocuklar
Orhan Pamuk - Yeni Hayat
Behzat Ay - Dor Ali
Ben de internetten bunları buldum :)

Ben de Emrah Serbes'in Erken Kaybedenler adlı kitabına başladım.

mehmet yılmaz

Orhan Pamuk'un Yeni Hayat'ında Samsun SSK Hastanesindeki bir doktordan bahseden bir kısım varmış.
Alıp okumak lazım :)

BigBadMama5552

AlıntıOrhan Pamuk'un Yeni Hayat'ında Samsun SSK Hastanesindeki bir doktordan bahseden bir kısım varmış.
Alıp okumak lazım


Bizde de varmış Yeni Hayat, evdeki kütüphanede gördüm. Bu kitabı bitirince ona başlarım, malum yaz tatili uzun bol bol kitap okumak lazım.  :)

Serkan

GEORGE R.R. MARTIN

Kralların çarpışması

mehmet yılmaz




Bugün 10 Haziran... Kırgızistan'ın ve Türk Dünyasının en büyük roman-hikaye yazarı; uluslararası bir kalem olan Cengiz Aytmatov'u vefatının 4. yıl dönümünde hasret ve rahmetle anıyorum. Her kitabını birkaç defa okuduğum Aytmatov'un bir okuru olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Gün Olur Asra Bedel, Toprak Ana, Beyaz Gemi ve diğerleri... Hepsi ayrı bir değer; keşke daha çok yazabilse idi...

Her kitabını tavsiye ederim...


mehmet yılmaz

Geçen hafta Alev Alatlı'dan İşkenceci'yi bitirdim.
Rollerin değişimi teorisinin işkence eden ile işkence edilen arasındaki gelgitlerini anlatan bir roman. 1950'lerin Türkiye'sinden 1980'lere doğru giden bir aile hikayesi biraz da...

Bugünse Yakup Kadri'nin Nur Baba'sının sonuna geldim.
Yakup Kadri'nin yıllarca tartışılsn romanlarından birisi olmuş. Osmanlı'nın son dönemlerinde Çamlıca'daki bir Bektaşi Tekkesi'nin, o tekkenin şeyhi ile oraya gidip gelenleri anlatan bir roman. Tekke'nin adı tekke; yoksa dinle diyanetle hiç bir alakası kalmamış. Demlerin çekildiği, kafaların yapıldığı, kadınlarla erkeklerin deta randevulaştıkları bir mekan olmuş. Bektaşilik adıyla ortaya konanlar ilginç. Sodom ve Gomorre'de Pera-Beyoğlu'nun mütareke yıllarındaki iğrençliklerini anlatan Yakup Kadri henüz 1922^de yazdığı bu romanıyla da İstanbul'dan bir tekke portresi çizmiş.

BigBadMama5552

Ben de şu sıralar Orhan Pamuk'un Yeni Hayat'ına başladım. Ama daha Samsun'un olduğu yerlere gelmedim, gerçi sırf Samsun değil bir sürü şehir konu edinilmiş.

Samsun'da geçmeyen fakat Samsun'un anlatıldığı bir kitap daha var, sonradan aklıma geldi. Sıddık Akbayır'ın yazdığı Tütün ve Kola adlı kitapta Orhan Gencebay ve Sezen Aksu anlatılıyor. Orhan Gencebay'ın anlatıldığı bölümde çok kısa da olsa Samsun ile tütünün ilişkisi de anlatılıyordu.

mehmet yılmaz



Mustafa Kutlu - Anadolu Yakası - Dergah Yayınları

Mustafa Kutlu, Türk hikâyeciliğinin yaşayan zirve isimlerinden birisi - bence birincisi -
Her sene Eylül gibi bir kitabını okurlarıyla paylaşıyordu. Bu sene bir sürpriz yaparak Haziran'da yapmış bunu. Her zaman olduğu gibi yine reklamdan, duyurudan, röportajdan uzak kalmış... Zaten onun rafine ve sıkı bir okur kitlesi var; buldum mu alıyorlar kitaplarını...
2000 yılındaki Uzun Hikâye çok üst düzeydi gerçekten de, Hatta çekimleri biten ve ekimde gösterime girecek olan bir film oldu. Osman Sınav yönetti, Kenan İmirzalıoğlu oynadı. İşte bu 'Anadolu Yakası' bence Uzun Hikâye'ye en yaklaşan kitabı olmuş; çok beğendim. Bir kere fikir çok orijinal; nehir söyleşi tadında bir uzun hikâye. Anadolu Yakası adlı TV kanalının patronu Muzo Gönül ile yapılan nehir söyleşiler var kitapta, Tabii ki tamamen kurgu ve uzun hikaye. Eğlenceli, sıkmayan, sizi içine alan bir dili var yine. Gayet güzel bir kitap; özellikle de kameraman Davut'un 'kanalın namusudur' deyip basketbolcu Corç'u dövdüğü sahne çok gülünçtü...

Tavsiye ederim...

mehmet yılmaz

Iletişim yayınlarından çıkan diyarbakırspor kitabı, düğünde kalabalık taziyede yalnız'i okudum. Diyarbakırspor'un tarihi serüveni anlatılıyor kitabın yazarı faruk arhan. Dolayısıyla olaylarda onun bakış açısı etkili. Meşhur altay maçı ve o sezon çok açık bir şekilde diyar'in devlet eliyle süper lige çıkarılısı ayrıntılı anlatılmış. Rahat okunabilen, seriye uygun bir kitap. Şu ara ise araştırmacı yazar hakkı öznur'un timaş'tan çıkan örtülü darbe-1993 adlı kitabını bitirmek üzereyim. Ne de olsa tatildeyim :)

mehmet yılmaz

5-6 sene önce çıktığında bir türlü okuma fırsatı bulamadığım bir romanı bitirdim bugün. Elif Şafak - Baba ve Piç. Mevzuyu biliyorsunuzdur; Türk-Ermeni meselesi... Konu bu olunca edebiyattan çok politik tartışmaların olması kaçınılmaz oluyor. Ben önce edebi tarafını söyleyeyim. Şafak'ın diğer romanlarında olduğu gibi yine çok iyi bir kurgu, başarılı bir anlatım ve zekice işlenmiş bir olaylar örgüsü var. Elif Şafak sonraki röportajlarında eserinin Türk-Ermeni meselesinde bir diyalog unsuru olmasını istediğini ve her iki tarafında da birbirini dinlemeye tahammül etmesi gerektiğini söylüyor. Ancak kitaptaki karakterlere baktığımızda normal bir Türk'e bir türlü rastlayamıyoruz. Nedense geçmişteki ve haldeki bütün Ermeniler masum, mazlum ve makul iken Türk karakterler için bırakın aynı şeyi söyleyebilmeyi ne kadar sapkın ve acayip tip varsa doluşturulduğunu görüyoruz. 19 yaşında iki kız var mesela, birisi müslüman Türk ailenin evaldı Asya; diğeri ise ABD'li Ermeni ailenin kızı Armanuş... Ama sanki müslüman Türk kızı Armanuş da, batılı hristiyan tip Asya gibi... O kadar yer değişmiş ki... Cafe Kundera'nın sakinlerini saymıyorum bile... Hele Mustafa; inanılmaz, bu kadar da olmaz denilecek cinsten! Sonuçta etkileyici bir kitap, orası kesin..

mehmet yılmaz

Zerrin Koç - Islak Kentin İnsanları

Yeni başladım sayılır. Şu an 1919'un Samsun'undalar.

AhmetDenizci



Jean-Christophe Grangé - Leyleklerin Uçuşu


mehmet yılmaz

Alıntı yapılan: samsuni - 08 Temmuz 2012, 21:09:46
Zerrin Koç - Islak Kentin İnsanları

Yeni başladım sayılır. Şu an 1919'un Samsun'undalar.




Dün gece 11.30'da başladığım kitabı bitirdiğimde sabah 05.00 civarıydı.
Kitabın niteliği, başarısı vs. hepsi bir tarafa. öncelikle bir Samsunlu olarak Zerrin Koç'a teşekkür etmek isterim. Buhara'dan başlayan bir aile hikayesi var kitapta. Özbek olan bir ailenin 1910'larda Samsun'a göç etmesiyle hikaye yol alıyor. İçinde Samsun olmasından dolayı da olabilir, benim için çabuk okunan bir roman oldu. Şehrin 1912'lerden başlayıp 1986'ya kadar uzanan serüveni bu Özbek ailesinin dördüncü kuşak torunlarına uzanıyor. Ancak oldukça hüzünlü bir serüven bu. Roman için çok başarılı demek mümkün değil, başarısız da denilemez tabii.

Şöyle tarif edeyim, Yaprak Dökümü'nü hatırlayın ve sonra onu Reşat Nuri'nin değil de Kemalettin Tuğcu'nun yazdığını hayal edin... :) Öyle bir havası var kitabın. 
Yazar ölüm temasını çok fazla ve yerli yersiz kullanmış. Romandaki kötüler hep kötü;mesela Feyzi Amca. Mesela mübadil ailenin şirret kızı... Mesela Trabzonlu Sezai Bey, üstelik Sezai çift kişilikli, hatta deli. Pis, iğrenç, Allah inancı da olmayan bir herif.
Üç kız kardeş de anneleri gibi oldukça bahtsızlar.

Samsun'un eski hallerini vermesi oldukça güzeldi. Subaşı, Saathane, Demirciler Çarşısı vs. Söğütlü Bahçe geçiyor romanda :) Mesire yeriymiş eski Samsun'da.

Tarihlere dayalı bazı mantık hataları var kitapta; fazla kafaya takmazsanız sorun teşkil etmez.

Demokrat Parti, Halk Partisi çekişmesi Samsun özelinde verilmiş.

Dil konusunda genel bir sorun yok ama iki kelime fazla zorlama olmuş ve o kadar çok kullanılmış ki, kulak tırmalıyor olmuş. Yazar, öztürkçe(!) tercihi nedeniyle 'ertesi' yerine 'devrisi' ve 'hareket'yerine de 'devinim' kullanmak zorlayıcı olmuş biraz.

Yaşım itibarıyla bilemiyorum ama hikayede geçen bazı aileler ve isimler muhtemelen gerçek kişi ve ailelere dayanıyordur. Buhara'dan altınlarla gelen Turgut Bey gibi, Sabuncu ve Kalkavan aileleri gibi...

Özetle, bir başyapıt değilse de okunası bir eser Islak Kentin İnsanları...

mehmet yılmaz

15 Temmuz 2012, 22:55:22 #524 Son düzenlenme: 15 Temmuz 2012, 23:02:02 samsuni
Alıntı yapılan: BigBadMama5552 - 23 Haziran 2012, 18:40:17
Ben de şu sıralar Orhan Pamuk'un Yeni Hayat'ına başladım. Ama daha Samsun'un olduğu yerlere gelmedim, gerçi sırf Samsun değil bir sürü şehir konu edinilmiş.




Yeni Hayat'ı dün bitirdim. Evet, sadece Samsun değil bir sürü yer konu edilmiş. Ama Karadeniz adına sadece Samsun'un olması hoşuma gitmedi değil. Yalnız Samsun'da eski çarşı diye bir yer var da biz mi bilmiyoruz, eski çarşıdaki pastaneden bahsetmiş. Halbuki Çiftlik'teki pastene dese olurdu, orası pek olmamış...

Esere gelince, Orhan Pamuk'un daha önce Beyaz Kale ve Kar'ını okumuştum. Yeni Hayat iginç bir kitap; başarılı bir eser. Biraz fantastik, biraz gerilimli. Tuhaf bir hikaye anlatıyor, bazen aşırı ayrıntıcı ruh hali tasvirleri var. İlk 80-90 sayfaya kadar, "artık bitse de gitsek" diye düşünüyor insan. Sonrasında hikaye daha hızlı akmaya başlıyor. Sonu ise "bunun olacağı belliydi ama olmasa iyi olurdu" denilebilecek bir son olmuş.

Şu ara Abdurrahim Karakoç'un içinde meşhur Mihriban şiirinin de olduğu "Dosta Doğru" adlı şiir kitabını okuyorum. Karakoç, gerçek bir hece ölçüsü ve halk edebiyatı üstadıdır; rahmetle anıyorum bir kere daha...

Yıldızlar kayar yüceden
Renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden
Ben hep seni düşünürüm.....

Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin....