Bir Gün - Mehmet YILMAZ - Roza Yayınevi

Başlatan mehmet yılmaz, 18 Ocak 2012, 21:09:49

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz

Alıntı yapılan: emrullah - 04 Şubat 2012, 19:34:42
Mehmet  abi çok beğendim ve müthiş bir etki yarattı bende bu kitap eline yüreğine sağlık  :) İnşallah devamı gelir böyle güzel eserin  :)


Teşekkürler Emrullah, üzdüysem affola ama öyle gerekiyordu...
Zaten bugüne kadar maratonton dışında okuyan herkes beğendi. Sadece o beğenmedi.

maraton

ya da tek sana karşı dürüst olan kişi benim.. dosta acı söyler  :ok

SametYılmaz55

Ölümün sıkça unutulduğu dünyada ölümü hatırladım :'( sevgiliyle,sevdiklerinle geçirdiğin her saniyenin ne kadar kıymetli,özel,güzel,anlamlı olduğunu fark ettim :( Sevdiklerine doya doya SENİ SEVİYORUM demenin bir lütuf olduğunu şu an çok daha iyi anlıyorum.Yüreğine sağlık Mehmet abi

Ollivanders

Yok boyle bir kitap dun gece başladım okumaya. 10 sayfa okurum bırakırım diyordum ama bir baktım 60.sayfalara gelmişim. (Meğersem olay 60. sayfadan sonra başlıyormuş.)İnsanın okudukça okuyası geliyor.Oyle bir havası var ki anında sarıveriyor insanı. Hiç bitmesin diyor insan.Yeri geliyor gulduruyor yeri geliyor ağlatıyor. Bir Gün'ü okumasaydım çok şey kaybederdim. Aldı götürdü uzaklara yahu. :(

Mehmet abim  eline , yüregine , kalemine sağlık. >l< >l< >l<

silopilimuhsin

Ptt kargo silopi şubesine 1 aded gönderirseniz sevinirim hocam

**KaR6**

çok sağol ertan abi, gerçekten.. başka kimsenin aklına gelmezdi herhalde kitabın sonunu söylemek..

heh, ben okuduktan sonra düzeltilmiş, şansıma tüküreyim..

mehmet yılmaz

Alıntı yapılan: silopilimuhsin - 06 Şubat 2012, 12:26:48
Ptt kargo silopi şubesine 1 aded gönderirseniz sevinirim hocam

Perşembe ya da Cuma gönderirim inşallah Muhsin..

Bu arada Aksiyon Dergisi'nin Kitaplık Bölümünde Sn. Sedat Gülmez tarafından yazılmış olan değerlendirme yazısı... Sn. Gülmez'e kitabı hakkıyla değerlendiren bu yazısı için teşekkür ediyorum.

-Hikayenin sonu ile ilgili bilgi içermektedir, okuyacak olanların dikkatine...-

http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-31788-olum-vaki-ise-de-ask-baki.html

emre

Kpss illeti yüzünden 2-3 gün arayla iki seferde okudum kitabı.İlk kısmı okuduktan sonra burada ki yorumları da okuyordum Doğrusunu söylemek gerekirse Mehmet abi yorumlarda biraz abartılıyor, duygusal davranılıyor sanmıştım. 2. kısma belediye otobüsünde başladım ve ineceğim durağa yaklaşırken kitabı bırakmayacağım,kitabı bitirir geri gelirim diye düşündüm. Başımda şapka vardı umarım kimse fark etmemiştir okurken ki yüz ifademi...Kalemine sağlık Mehmet Abi.Keşke daha uzun olsaydı  :)

Ayberk

Mehmet abi listede adım yazılı 1 adet alacağım. Fakat kitapları dağıttığınız maç(lar)a geç gelebildim, yetişemedim kapış kapan bitmiş kitaplar :D elinde varsa senden alayım, yoksa listeden adımı silip en yakın kitapçıya gideyim :)

celebi

beni tanıyan arkadaşlar bilirler. kolay kolay kitap beğenmem. fakat aldığım bu kitabı önümüzdeki hafta okumayı planlıyordum. masamın üstünde duruyordu. şöyle bir bakayım dedim oda ne kitabı bitirmişim. her sayfa beni ayrı bir yerlere götürdü yeminle. aşkın müsbet derecede nasıl yaşanabileceğini göstermiş kitap. hikayenin kahramanları cidden öyle bir gerçeği yansıtmış ki insanın bu yavuz varsa ziyareti gerekir diye düşünüyor insan vede şunu ifade etmek gerekirse bu kitap beni ayrı bir etkiledi. neden mi çünkü ben 1999 yılında kitapta geçen bazı şeyleri yerinde yaşamış birisiyim. yani kitaptaki durumlarda ne aşk hikayeleri yaşatmıştır. yaşatmıştır diyorum çünkü sevgiliyi dşünmek onunda seni düşünüdüğünü ve yanında olduğunu bilmektir. kalemine yüreğine aklına sağlık  mehmet hocam.

Desiqner

1- maratonton 15 adet
2- serkan 1 adet
3- curvass 1 adet
4- antz 1 adet
5- Serpico 1 adet
6- Kareas55 1 adet
7- Brigand 1 adet
8- Ahmet Denizci 1 adet
9- babasamsunlu 1 adet
10- de_brk7  1 adet (abi benimki de imzalı olsun)
11- ajan 1 adet
15 - cgr / 1 adet
12- umut 1 adet
13- masbene (ferdi)-1 adet
14- Tufan - 1 adet
15-RT55 2 adet (imzalı ltf)
16-kalptenşimşek 3 adet
17 - cgr / 1 adet
18-usare 1 adet
19-supernatural_55 1 adet
20-Aliİhsan     10 Adet
21-Kaya 1 adet
22-gkhn 1 adet
23-55erhan55 1 adet
24-berusa55 1 adet
25-Musti 1 adet
26-YaşarDoğu 1 adet
27-Doğan  5 adet (imzalarsın değilmi  Evet  )
28-Sevdam55 1 adet imzalı olmasını saygılarımla arz ederim (:
29-Sercan 1 adet
30-seydo 1 adet
31-Ayberk 1 Adet
32-emre  1 adet ( ben de imzamı istiyorum Mehmet abi  Smiley )
33-emrullah 1 adet imzalı isterim abi Smiley
34-cany 1adet
35-Desiqner 1 Adet KİTABI ALDIM.
36-yilmazselcuk55 1 adet Kitabı Aldı
37-55cem55 1 adet
38-Kdc 1 adet
39-lucapicola 5 adet
40-feveran 1 adet
41-Burak 1 adet (Mehmet abi artık bir imza günü düzenler   )
42-ibo055 3 adet  imzayı unutma
43-Muhalif 1 adet
44-seko 1 adet
45-DESPOTE55 ( İmza günü yapman gerekicek sanırım hocam  )
46-Özkan 1 adet ( abi o kitap çok özel bi yere gidicek isme imzalı istiyorum senden )
47-kuzey55 1 adet ( tabi ki imzalı istiyorum )
48-Jnr.Serkan (İmzalı )
49-Ahmeti 1 adet ( imzalı )
50-clinteastwood 1 adet
51- heryerdesamsunlu 1 adet
52- SametYılmaz55 2 adet
53- Recep  5 adet
54- er55  1 adet
55- jurista  5 adet
56- 6-ertugrulsağlam 1 adet
57- istanbuldan 5 adet
58-kaptan 55 1 adet
59- YILDIRIM 2 adet (Bir tanesi kesin imzalı  )
60-Spartacus 10 Adet (İmzalamasan da olur...)
62-Fanli03 1 Adet
63-GençKozluklu 10 adet
64-miGar55 1 adet(imzalı)
65-alperen 1 adet
66-silopilimuhsin 1 adet
67-55JNR55 1 adet
68-Atakumlu55 1 adet
69-kefeli55 1 adet
70-sejoe 1 adet

mehmet yılmaz

Kitapla ilgili son bilgileri vereyim

İnternet ortamında limonkitap imzalı olarak veriyor kitabımı, kendi ellerimle imzaladım :)



Bizzat gidip görüştüm bugün. Yarın öğleden itibaren Endülüs Kitabevi ve Deniz Kültür'den temin edebilirsiniz kitapları. Daha öncesinde kitabın 14 Şubat'ta çıkacağını zannedip siparişi geciktirmişler, sorun çözüldü.

Hatta camlarında şu afişler olacak.



İmzalatmak istemezseniz şayet bana ulaşmak zorunda değilsiniz, oralardan da temin edebilirsiniz.

Bu da bugünkü Halk Gazetesinde çıkan haber..



http://www.hedefhalk.com/root.vol?title=mehmet-yilmazdan--bir-samsun-hikyesi&exec=page&nid=356604

AlıntıMehmet Yılmaz'dan bir Samsun hikâyesi

Eğitimci yazar Mehmet Yılmaz'ın Samsun'da yaşanan bir hikayeyi kaleme aldığı "Bir Gün" adlı kitabı, yayınlandı.



1999 yılının yazında Samsun'da yaşanan bir hikâyenin anlatıldığı eser Türkiye genelinde satışa sunulurken bugüne kadar daha çok Samsunspor yazılarıyla tanıdığımız Mehmet Yılmaz'ın Samsun'u çok fazla yer verilmeyen edebiyata da konu ettiği görüldü.

Kitapla ilgili bilgi veren Yazar Yılmaz, "Bir taşra hikâyesi anlattım. Samsun'da üniversite okuyan iki gencin yaşadıkları bir aşkın, Samsun merkezinde işlendiği; 1999 yılının 21 Haziran günü etrafında gelişen olayların anlatıldığı bir eser. Kitapseverlerin ve Samsunlu hemşerilerimin beğeneceklerine inanıyorum."


Bir Gün, Roza Yayınevi tarafından piyasaya sunuldu. Kitabın online satışı olduğu gibi Samsun'da ve ülke genelinde de önemli kitapevlerinden de temin edilebileceği bildirildi.



Ayberk

Ne denilebilir ki? Okuduğumuz yerlerin her gün gelip geçtiğimiz yerler oluşu olayları daha derinden hissederek okumamıza sebep oluyor. Hatta yakın geçmişe de bir yolculuk yapıyoruz, şehrin daha bir kaç sene öncesine kadar aslında ne kadar da farklı olduğunu anımsıyoruz. Ama en önemlisi anlatılan hikayeyi resmen yaşıyoruz. Kalemine yüreğine sağlık Mehmet abi, devamını bekleriz eserlerinin >l< >l< >l<

mehmet yılmaz

Alıntı'Bir Gün' Yeter Bazen

Mehmet Yılmaz'ın kaleminde hayat bulmuş 'Bir Gün' hikâyesi. Bu eser,  hayal edilen uzunca bir ömrün kısa özetinden ibaret aslında. Bir güne sığdırılan geçmiş ve gelecek düşlerinden... Okur her şeyden önce sonsuz bilinen zaman kavramının bir ana veya bir güne sığıp sığmayacağını sorguluyor sofiyane bir aşkın serencamını takip ederken.

İki okul arkadaşının buluşmaları ile başlıyor hikâye. Gerçekleştirdikleri kısa araba yolculuğu mekânda değil zamanda yaşanıyor. Bindikleri araç iki eskimez dostu bir yerlere değil, doğrudan doğruya geçmişe taşıyor. Mutlu ve huzurlu bir aile sahibi olan Yusuf, müzmin bekar Yavuz'u karşılıyor. Yusuf'un evine giderlerken Yavuz yıllarca hafızasının tenha dehlizlerinde sakladığı kıymetli, bir o kadar da kederli aşkını anlatıyor dostuna. Yusuf'un sınıf arkadaşı Tuğçe'dir sır gibi saklanan aşkın diğer sahibi. Yavuz ve Tuğçe sadece bir gün gerçek iki sevgili gibi yaşayabilmişler, kalan bütün umutlarını geleceğinden emin oldukları yarına bırakmışlardır. Peki, acaba bu yarınlar gelecek mi gerçekten tam da hayal edildikleri gibi.

'Bir Gün'de Yavuz ve Tuğçe'nin neşe ve hüzünle harmanlanmış aşkları anlatılıyor. Her aşk yapısı itibariyle hem neşeye hem de hüzne meyillidir. Özellikle bu aşk; söze dökülememek, dökülse de hemen dile getirilememek kaderiyle sınanmışsa. Yavuz ve Tuğçe aynı fakültenin farklı bölümlerinde eğitim gören iki gençtir. Dört yıl boyunca karşılıklı olarak, kendilerine dahi itiraf edemedikleri birbirinden güzel duygular beslerler. Gizli saklı fakat bir o kadar da derin duygulardır bunlar. Bilirsiniz dile gelmeyen duyguların yansımaları zannedişlerle, hüsnü kuruntularla bezenmiştir çoğu zaman. Güzelliği de, anlamı da, değeri de buradan gelir. Eserin bir yerinde iki âşık "acaba daha önce dile getirse miydik kalbimizde yaşadıklarımızı" sorusunu sorarlar birbirlerine. Kaybedilen dört yıl için üzülmektense önlerindeki mutlu yıllar için sevinerek teselli bulurlar yine de. Hem zaten evrende her şey eninde sonunda olacağına varmaz mı, tıpkı her nehrin kavuşacağı denizi bildiği gibi. 

Ne büyük bir talihtir seven ve sevilen kalplerin bir araya gelebilmeleri. Kimi çok sever de sevilmez, kimi sevilse de sev(e)mez. Bu anlamda mucizenin gerçek adı; sevginin, daha güçlü haliyle aşkın iki kalpte birden aynı anda yeşerebilmesidir. Tuğçe ve Yavuz ne kadar şanslılar bir mucizenin içinde yer alabildikleri için. Bir ömür boyu böyle bir defineyi bulamayan, hatta bazen varlığından emin olamayan insanların arasından sıyrılıp  onu yakalayıverdikleri için...

Okul yıllarımızda yaşadığımız arkadaşlıklar sağlam dostlukların, derin aşkların oluşmalarına adaydır. 'Bir Gün' hikâyesinde her ikisi de mevcut. Yavuz'un Tuğçe'ye karşı duyguları binlerce güzelliği içerisinde barındırmaktadır. Eserin anlatıcısı konumundaki Yusuf ile başkahramanlardan biri olan -ki diğeri Tuğçe'dir- Yavuz arasındaki dostluk ise birçok sınavdan geçerek varlığını yıllarca devam ettirebilmiştir. Dostluklar da aşklar da aşabildikleri badirelerce güçlenmezler mi? 

'Bir Gün', Samsun ve Karadeniz üzerine birçok ayrıntıyı da ifade ediyor. Yeşilin mavi ile raksı, Samsun'un hoş şehirsel yapısının iki âşığın gözünden resmedilmesi eserin mekân unsurunu oluşturuyor. Unutmamamız gereken önemli bir gerçek şu ki: Yaşanan her duygu gibi aşk da oluştuğu şehrin özelliklerini yapısına nakşeder. Yavuz için Tuğçe'yi Samsun'un işlek bir caddesinde beklemek, karşıdan sevilenin gelişi, bir günlük de olsa güzel bir şehri onunla yaşamak ömre değen bir hazinedir.

Mutlu insanlar çevrelerinde gördükleri herkesi kendileri gibi mutlu zannederler. Yusuf her ne kadar duygusal ve içten bir karaktere sahip olsa da yanı başındaki dostunun içindeki yangından habersiz kalıyor. Gözlerinin içine bakmadı mı acaba bu yangını keşfedebilmek için? Kim bilir belki mutluluk bizlerin gözlerini bir parça körleştiriyordur, sadece kendi albenili saadet havamızı soluduğumuzdan.

'Bir Gün'de aşk üzerine birçok zihinsel ve duygusal çıkarım elde etmek mümkün. 'Aşk kavuşamamaktır'  tanımlaması bu çıkarımların en güçlüsü olsa gerek. Kavuşan sevgililer birbirlerinin kıymetlerini bir ömür boyu, hatta ebediyen bilebilseler, özlem ateşinin acısını unutmasalar her şey daha farklı olurdu her halde...  Yavuz için sevgili bilinmez diyarlara hicret mi edecek yoksa güzel günler yarından daha da önce mi gelecek? Okur için bir sır bu... Tıpkı sevdanın Yavuz'da bir sır olarak oluşması gibi? Aşkın cesaret gerektirdiğini hatırlayan okur sevdanın sır olup olmadığı sorusu üzerinde de kafa yoruyor 'Bir Gün' hikâyesinde. Eserde aşk kavramı birçok yönüyle tasavvufi özellikler de taşıyor zira...

Eserde zaman düz bir çizgi halinde ele alınmamış. Şimdiki zaman ve geçmiş iç içe aktarılmakta. Yavuz, aynı tablonun içerisinde fakülteye başladığı yılları, mezuniyet törenini, Tuğçe ile arasındaki gizli aşkı, duyguların itiraf edilişini, kavuşmayı, ayrılığı, yaz tatillerindeki özlemlerini, hüzün içerisinde geçirdiği onca yılı, bir dost sohbetini... aynı anda yaşıyor. 21 Haziran 1999 ise hikâyenin en önemli  -aslında- yegâne günüdür. Sabah, öğlen, akşam ve sevilen kişiyi otogardan geçirme anı görülen bir ömür düşü gibidir.

Ölüm ve ayrılık üstüne ne kadar düşünsek az.  'Kişi sevdiğiyle birliktedir' hakikatine erebilirsek eğer aşktaki metafizik boyutu da kavrayabiliriz. Aşkın karmaşası ve duruluğu, aşkta masumiyetin konumu, gurbette karşılaşan gönüllerin yoksunluk hissini ancak bir olarak yenebilmeleri, göreceli zaman kavramı içerisindeki anlık saadetler aşka dair önemli ipuçları veriyor. Eserin tematik olarak zenginleşmesinde olumlu rol oynayan en dikkat çekici yön de bu.

Bizler keşke derya içre yaşayıp deryadan haberi olmayan mahilere benzemesek.  Sevdiklerimizle yaşadığımız anların kıymetini bilsek. Eşya olanca maddiliğiyle gözlerimizin önünde. Bu hayalden oyuncağı reddetmek elbette ki yanlış ve gereksiz. Buna rağmen asıl zenginliklerimizin farkına varsak dünya sürgünümüz daha bir yaşanası geçmez mi acaba? Bir Gün'deki hazin aşk öyküsü bize bu sorunun cevabını veriyor içten içe...

Hatice Eğilmez Kaya - Temrin Dergisi

brigand

Limonkitap'tan sipariş verdim dün. Kargoya verildi maili geldi. Yarın elimde olacak inşallah. Mehmet Abi imzalı gelmezse isterim imzamı haberin olsun  :D