İkinci Yarı Değerlendirmesi

Başlatan **KaR6**, 18 Şubat 2010, 03:13:33

« önceki - sonraki »

**KaR6**



   Uzun zamandır ara verdiğim performans değerlendirme yazılarıma, Rize ve Kocaeli maçlarını temel alarak devam ediyorum. Son 3 maçta alınan 9 puan, takımın genel olarak durumunu zaten net bir şekilde ortaya koymakta lakin bazı oyuncularımız var ki, takım arkadaşları arasından sıyrılmayı başardı. Kalecimizle başlayalım:

* Ahmet Şahin: Son 3-4 yıldır yapılan en isabetli transferlerden biri. Defalarca döndüğü Samsunspor kapısından bu sefer giren Ahmet Şahin, gösterdiği performansla kısa zamanda kalitesini ispatladı. Sakatlığına rağmen fedakarlık göstererek oynaması ve hem takım arkadaşlarına hem de tribünlere güven vermesi de cabası. Uzun zamandır kaleyi bu kadar güvende hissetmemiştik. Rizespor maçında kritik anda çıkardığı şut ve Kocaelispor maçının bir çok kırılma anında kalesinde devleşmesi ne kadar doğru bir tercih olduğunun ispatıdır. Umarız önümüzde ki sezon planlamalarında yer alır. Ligin en iyi kalecisi sıfatının altında ezilmiyor çünkü.

* Ersin Veli: Ara transferde takıma katıldığından bu yana forma şansı buldu. Ağır görüntüsüne rağmen pozisyon almayı bilmesi ve tecrübesiyle bu açığını kapatıyor. Hava toplarında etkili. İlk toplara basmaya çalışıyor ama zaman zaman gereksiz faullere yol açtığından dikkatli olmasında fayda var. Formayı bırakacağını sanmıyorum. Son 2 maçta gol yemememiş olmamız Pavlik'le uyumlarının göstergesi.

*Petr Pavlik: Samsunsporumuzun son gün bombası oldu. İlk yarı Kasımpaşa ile 3 maça çıkmış olması en önemli sorunu olsa da, maç eksikliği hiç yokmuşçasına performans gösterdi. Sert oyun stili ile hava toplarında da etkili olması defansı toparladı. Uzun zamandır sıkıntımız olan defanstan oyun kurma sorununa çözüm olabilecek gibi. Uzun toplar atmak yerine kısa paslarla takımın oyun kurmasında rol oynuyor ve defanstaki arkadaşlarını da dinlendiriyor. Taraftarla arasındaki bağ ise her geçen maç kuvvetleniyor. Jest ve mimiklerinden tribünlerden ne kadar etkilendiği net belli oldu Kocaeli maçında. Taraftarımızın da onu sevmesi performansına ne denli etki edecek, ileri ki haftalarda göreceğiz.

* Adem Alkaşi: Bir ilk yarı Ordu'da izlediğimiz Mersin maçını düşünüyorum bir de hafta sonu izlediğimiz Kocaeli maçını. Form tutmanın ne demek olduğunun canlı kanıtıdır Adem. Hazır olmadan sahadan sürüldüğü Mersin maçında tam bir hayal kırıklığıydı ancak her geçen gün üstüne koyarak ilerledi ve şimdi takımda en güvenilen isimlerden bir tanesi. Evlendikten sonra bile tatil yapmadan idmanlara başlaması, profesyonelliğinin ispatıdır. Formasına duyduğu saygı, onu ilk 11'in değişmezi yaptı. Bindirmeleri, dribblingleri ve çıkışlarında gol araması artıları. Bitmeyen enerjisini de unutmamak lazım. Rize maçında 90.dakikada sol kanatta bile hala adam kovaladığını gördüğümde bu sezonun onun için nasıl geçeceğini hissetmiştim. Kocaeli maçındaki müthiş oyununu bir de golle süslemesi harika oldu. Hep böyle devam ederse sağ tarafta uzun süre sıkıntı yaşamayız.

*  Orhan Taşdelen:  İyi niyetinden şüphem yok ancak aradığımız sol bek değil. En iyi oynadığı maçta bile öyle bir hata yapabiliyor ki, bir çuval incir berbat oluyor. İlk geldiği zamanlardan bu yana performans olarak artışta ama hala yeterli seviyede değil. Kocaeli'de durum 1-0 iken arkasına kaçırdığı top gol olsa, bugün çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Arkasında Sezer gibi bit tehdit varken biraz daha dikkatli olması ve daha da iyi olması şart. Forma bir giderse elinden bir daha alması zor olur.


* Turgay Gölbaşı:  Kaptanlık mı bu kadar yaradı yoksa ilk günden beri ortasahada mı oynaması lazımdı bilmiyorum ama Turgay'ın müthiş performansını ayakta alkışlamamak ayıp olur. Takımın yükselen performansının en önemli sebeplerinden biri Turgay. Ortasahada yorulmadan yaptığı press ve topu pozitif şekilde kullanması takımın hücuma kalkmasında çok etkili oluyor. Tam bir görev adamı ve nerede oynatılırsa yadırgamadan elinden gelenin en iyisini yapıyor. Attığı sürpriz goller ise dikkat çekici. Yerine alıştıkça daha da atacaktır diye düşünüyorum.

* Murat Yıldırım: Murat için fazladan söylenecek yeni bir şey yok. Oyun kalitesi, top tekniği tartışılmaz. Ancak son zamanlarda eskisi kadar koşmuyor gibi. Defansif yönünden çok ofansa daha yakın oynamaya başladı. Mücadele olarak bir eksiği yok ancak adam kovalamayı bıraktı gibi. Yeni Hocasının direktifi mi yoksa kendinden mi kaynaklanıyor bilemiyorum. Her ne olursa olsun Murat bu takımın dinamosu. Kocaeli'nde attığı golü defalarca izlesem bıkmam. Topu ayağına aldığında ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor, bu da takımı rahatlatıyor.

* Oktay Delibalta: İlk yarı yaşadığı uzun sakatlığın etkisinden çabuk kurtuldu. Sadece maç eksiğinden kaynaklanan bir kondüsyon problemi kaldı ki, onun da üstesinden gelmesi yakındır. Oktay, futbolda 10 numara diye tabir edilen mevkiiye Samsunsporumuzda en yakın olan oyuncu. Üzerine takım kurulabilecek kadar hem de. Oyun zekasını bilekleriyle birleştirerek hem Rize maçında hem Kocaeli maçında öldürücü paslar attı. Takımın en önemli hücum silahlarından biri. Onun performansını anlatmak için basit bir istatistik vermek yeterli: Sakatlıktan döndükten sonra oynadığı 6 maçın 5ini kazandık, daha ne olsun?

*  Abdülaziz Solmaz: Göze çarpan ilk özelliği hızını tekniğiyle birleştirmesi. Silahının bu olduğunun farkında ve ona göre bir oyun şablonu var. Fakat güç olarak eksik olması Kocaeli maçında onu etkiledi. Kendisinden fizik olarak üstün savunma oyuncularına karşı sıkıntı yaşıyor. Kumaşının iyi olduğu belli. Kaleyi gördüğünde şut atmaktan çekinmemesi de bir başka artısı. Zamanla daha iyi olacağından şüphem yok.

* Savaş Esen: Karşıyaka maçından sonra bu haliyle Samsunsporumuzda oynayacak mevkii bulamaz demiştim. Nitekim tek forvet oynayacak özelliklere sahip olmamasına rağmen, kendi meziyetleriyle o mevkide yer edindi kendine. Bana da tebrik etmek kaldı. Bahsettiğim meziyetlerinden en önemlisi, takım savunmadayken yaptığı müthiş baskı. Bu sayede ortasaha da bir kişi fazla oluyoruz ve takım savunmasına dolaylı da olsa katkı sağlıyor. Bir diğeri ise güçlü çapraz koşuları. Bu koşuları değerlendirecek isimler arkasında olduğu için şanslı. Gerek Oktay gerek Murat zaman zaman Turgut bu koşularının sonucunda pozisyona soktu Savaş'ı ancak henüz şans yanında olmadı Savaş'ın. Bir çok rahat pozisyondan- özellikle Rize maçında- yararlanamamasına rağmen benim için Savaş faydalı bir hücum oyuncusu şu durumda. Şanssızlığını üzerinden attığında aradığı golleri de bulacaktır. Yerel basın(!)da hakkında çıkan haberlere çok kafasını takmasa daha da iyi olacağını düşünüyorum. 

* Turgut Doğan Şahin: Bu satırlarda defalarca yazdık Turgut'u. Beklentilerimizin yüksek olması oynadığı oyundan mutlu olmamamıza yol açıyordu. Ancak ilk yarının son maçlarından olan Ordu maçı ile yükselişe geçti Turgut. Beklentilere cevap vermeye başladı. Bana göre en büyük problemi aklını sahaya verememesiydi ki bunun da üstesinden gelmiş gibi artık. Özellikle Rize maçında öyle işler yaptı ki, aylardır izlediğim Turgut'tan başkasını izliyormuşum gibi hissettim. Performansının birden yükselmesini neye(!) bağlarsınız bilmem ama ben bu Turgut'u çok beğendim. Rica ediyorum hep böyle devam et, ben de seve seve 'Turgut 'yine' çok iyiydi' yazayım. Çünkü biliyorum ki isterse maç kazandırabilecek yeteneklere sahip. Evet, inanıyorum artık buna...

Kenan Yelek: Eski kaptan, sarı kart cezalısı olduğu bir haftada formasını kaptırdı. Yerine oynayan Ersin-Pavlik ikilisi iyi oynayınca sıra yedek beklemeye geldi. Verdiği emek tartışılmaz ancak bazı şeyleri tadında bırakmak lazım, değil mi?

Hakan Koçarslan: Hüseyin Kalpar'ın tuttuğu isimlerden biri. İlk 11 olmasa da rotasyonda kendisine yer buluyor. Oyunu sertliğe dayalı ancak tek yanlışı sertliği topa değil rakibe karşı olması. Bu sorunu atlatırsa daha verimli olacak. Bir de hala sözümün arkasındayım, Hakan'ın yeri stoper olmalı, ön libero oynatılarak ne takımı ne kendisini riske atmamalı Hüseyin Hoca.

Sezer Sezgin: Sol bek sorunumuza ilaç olsun diye alındı, sol bekten başka her yerde oynadı. İşin iyi yanı çok ta iyi oynadı. Oyunu geniş görebiliyor ve attığı ters toplar takımın hücum kanadını aniden değiştirerek tehlikeli oluyor. Mersin maçının son dakikalarında attığı dramatik gol hem ona büyük moral verdi hem de takımın serisini başlattı. En kısa sürede asıl mevkisinde görürüz umarım onu.

İlhan Ummak: Henüz yeteri kadar izleyemedik O'nu ikinci yarı ancak Kocaeli maçında gördüğüm kadarıyla fazla kilolarından kurtulmuş. Tecrübesi bu lig için fazla bile ancak bir türlü istenilen verimi alamadık. Form tuttuğunda iyi işler yapabilir, beklemeye devam ediyoruz.

Caner Çolak: Özellikle en sona bıraktım Caner'i. Saha dışındaki hali için aldığım duyumlar beni ziyadesiyle heyecanlandırdı. Alt yapıdan kendisini sadece futbola adamış genç bir kardeşimizin çıkması mutluluk verici. Daha önce de dediğim gibi fiziği ve mevkii aradığımız tek forvet ihtiyacını karşılayacak şekilde. Kısa kısa da olsa Rize ve Koceli maçlarında izlediğimde bu ligi kaldırabilecek gibi geldi bana. Tecrübe eksikliği olması normal tabii ki ancak o da oynaya oynaya kazanılıyor. Her sahaya girdiğinde bir gol atması için ekstra istek duyuyorum. Bu zamanlarda atacağı bir gol, onun kendine güvenini kazanmasına da yol açacaktır. Kimden umut ettiysek hayal kırıklığına uğradık, haydi Caner bari sen güldür yüzümüzü...



  Hocamızdan da bahsetmezsek olmaz. Elindeki malzemeyle en iyisini yapmaya çalıştı ve şimdiye kadar başarılı da oldu. Koşan, mücadele eden ve kazandığı topun kıymetini bilen bir takım yarattı. Yıllardır muzdarip olduğumuz disiplin sorununa da kökten çözüm üretti. Konuştuğumuz futbolcu kardeşlerimiz, takım içi arkadaşlığın hiç olmadığı kadar iyi olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca genç Caner'e güvenerek formayı vermesi de önemli bir nokta. Tüm bunları sağlamak bir Teknik Direktör için kolay olmasa gerek ama Hüseyin Hoca tecrübesiyle bu işin altından kalktı. Eğer böyle devam ederse yıllar sonra o gece bir daha ki sene olabilir. Tebrikler Hüseyin Kalpar ve ekibine.




                       HACETTEPE MAÇI - ÖNCESİ - SONRASI

    Mersin maçıyla başlayan galibiyet serisi 3 haftada 9 puan getirdi bize. Peki ne değişti? Değişim, Hüseyin Kalpar'ın takımın başına gelmesiyle başladı. Ayrıca ara transferde yapılan az ama öz transferlerin gerçekleşmesi de sürecin devamını sağladı. Sezon başında yapılan 13 transferden sadece Adem Alkaşi'den verim alabilmişken, ara transfer döneminde alınan oyunculardan sakatlıkları bulunan Adem Gezici ve Yavuz Onuk dışında hepsinden fayda sağladık. Eğer onlarda iyi çıkarsa, bu yönetimin bir başarısı olacaktır. Özellikle Adem Gezici golcü sorunumuzu çözerse bambaşka bir takım olabiliriz. Sezon başından beri dile getirdiğim iyi takım olduğumuz ama eksiklerimiz olduğu hususu sadece bizim dikkatimizi çekmemiş olacak ki, gerekli yerlere transfer yapılması ile takım şekil değiştirdi. Tek eksik olarak belirttiğim gibi golcü oyuncu sıkıntısı kaldı ki, sabırsızlıkla Adem'in iyileşmesini, Caner'in takıma iyice monte edilmesini veya Savaş'ın şanssızlığını yenmesini bekliyoruz. Değişim sürecinden bahsederken Ocak'ta yapılan kongreden bahsetmemek büyük hata olur. İstanbul kanadının taşın altına elini sokmaya karar vermesiyle güçlenen yönetim, kulübün çehresini değiştirmeyi de başardı. Umarım yönetim bazında da istikrarı sağlarız ve takımın iyi gidişi bazı dinamikleri de harekete geçirir. Şehir birlikteliğini sağladığımızda önümüzde hiçbir engelin duramayacağı zaten aşikar.

   Pazar günü 13.30 da oynanacak Hacettepe mücadelesine gelecek olursak, son 4 haftanın belki de en kritik mücadelesi konumunda şu anda bu maç. Kocaeli'yi %90 düşürdükten sonra, sıra Hacettepe'ye geldi. 3 haftada aldığımız 9 puanın iyice anlam kazanması, içeride tahminen dolu bir stadyumda oynayacağımız Hacettepe maçına bağlı. Normalde üst üste 9 puan kazananın üst sıraları zorladığı Bank Asya 1.liginde, rakiplerimizin de bizle birlikte kazanmasından ötürü avantaj sağlayamadık, avantajımızı koruyabildik sadece. Ama bu maç öyle değil. Bu maçı kazandığımız takdirde alt sıralara 6 puanlık bir fark açacağız ki, bu fark bizi oldukça rahatlatacaktır. Tribünlerin dolu olacağından şüphem yok ancak; bize seyirci değil taraftar lazım artık. 90 dakika desteğin kesilmeden devam etmesi, tribün baskısına alışkın olmayan Hacettepeli oyuncuları zor duruma sokacaktır.  Her bir Samsunsporlunun bunun bilincinde olması şart. Biz üzerimize düşeni yapalım gerisi futbolcularımıza kalmış...

   Hacettepe maçının sonucu, ligde ki kaderimizi de belirleyecek bir nevi. Allah korusun kaybedersek, ligde kalmak için mücadele edeceğimiz garantilenecek. Ancak olası bir galibiyet hemen bazılarımızı play-off havasına sokacak ki bana göre bu durum biraz gereksiz. Tabii benim de dileğim bu yönde ancak bunu ancak Hacettepe maçından sonra oynayacağımız Bolu-Adana-Buca üçgeni belirler. Şimdiden bu tarz fanteziler kuracağımıza ayaklarımızı yere sağlam basarak adım adım ilerlemek en doğrusu. Bunun hayallerini kuracağımıza, seneye nasıl şampiyon oluruz bunun planlamasını yapmak bana daha mantıklı geliyor. İyi kurulan bir kadro, işinin ehli bir hoca ve para sorununu halleden bir yönetime sahibiz şu an. Taraftarın da takıma verdiği destek muazzam. Yani başarının gelmemesi için hiçbir neden yok. Bu durumda temennimiz bu sac ayağının bozulmaması. Bu sezon hayırlısıyla atlatıldıktan sonra, takımın temelini oluşturan oyuncularla sözleşme yenilenmesi, yönetimin istikrarı yakalaması ve birkaç akılcı transfer yapılması şart. Bunları konuşmak ve yazmak için belki çok erken diye düşünülebilir ancak, birkaç senedir hep son anda bazı şeyleri yetiştirdiğimizi göz önünde bulundurursak artık sakin ve akil adımlar atmamız gerektiğini anlamak çok ta zor olmaz.

   Son olarak Samsunsporumuza Pazar günü 13.30'da 19 Mayıs Stadyumunda oynanacak olan Samsunpor-Hacettepe karşılaşmasında başarılar diliyor ve tüm halkımızı taraftar kimliği altında stadımıza davet ediyorum. Unutmayın; Bu Şehrin Bir Takımı Var!

Kaya

Helal kardeşime benim çok güzel değerlendirmeler kalemine sağlık....

Jnr.Serkan

bir solukta okudum çok güzel olmuş abi ;)

beşnumara

oynama imkanı bulan oyuncular için çok güzel tespitler yapmışsın.yüreğine sağlık.yazıyı okurken her zamanki gibi acaba katılmadığım neresi var diye aradım aradım ama bulamadım :) :-* oynamayan oyunculardan sercanla ilgili sen de umudunu kestin mi yoksa? neyse şakayı bırakalım başlığı da kirletmeyelim fuzuli işlerle.eline yüreğine sağlık.yazdıklarına aynen katılıyorum.yalnız ersin yakında formayı can özgüre teslim eder gibi geliyor bana.bu görüşüme ne diyorsun?

celebi

süper olmuş be mustafam yüreğine kalemine sağlık

**KaR6**

tesekkur ediyorum hepinize..

@besnumara: bana kalırsa hoca kazanan 11'i bozmaz.. hele de gol yemeyen bir ikili stoperi bozacagını sanmıyorum.. form tutmus bir ersin'i kesip, uzun süredir sakat olan ve buyuk ihtimalle ağırlaşmış bir can özgürü sahaya sürmez.. tabii son karar hocanın ama benim görüşüm bu yönde :)

europe_55

Gercekten cok güzel olmus abi, eline saglik...

SSBiz Gençlik

Emeğine sağlık... Devamını bekliyoruz...

kaptan 55

çok iyi bir gözlem sonucu iyi bir yazı ortaya çıkmış

helal olsun kardeşim.