Taraftar Dediğin Hem Sever Hem Protesto Eder

Başlatan mehmet yılmaz, 08 Mart 2007, 11:44:59

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz



TARAFTAR DEDİĞİN HEM SEVER HEM PROTESTO EDER

   Protesto, İtalyancadan dünya dillerine girmiş bir kelime. Bir davranışı, düşünceyi, uygulamayı haksız, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme demek. Türkçe karşılığı "itiraz" olarak da verilebilir ancak protestonun daha protest bir havası olduğu kesin. Protesto, sağlıklı gelişebilmenin ve fikir üretmenin bir yansıması ve demokrasi geleneğinde olması gereken bir uygulama. Futbolda protestonun yeri ise çok daha fazladır sanki. Belki de futbolu bu kadar cazip ve popüler kılan etkenlerden birisi de içinde itiraza ve protestoya hatta isyana fazlasıyla yer veren bir oyun olmasıdır. Doksan dakika içinde o kadar çok protesto yaşanıyor ki aslında...
   Bu yazının merkezinde ise taraftar protestoları var. Takımıyla birlikte sevinen, üzülen ve takımını hayatının ortasında bir yerlere koyan insanlar için an gelir ki, bir şeyi, birilerini protesto etmek elzem olur. İşte burada da protesto çeşitleri ortaya çıkar; bazısı zekice bazısı şiddete meyyal...
Küfürlü tezahürat: En çok başvurulan yöntemlerden birisidir. Bir futbolcu, yazar, hoca, yönetici ya da doğrudan takıma küfürlü tezahürat yapılır. Protestonun dozuna göre küfürdeki argo derecesi artış gösterir. Hakemlere mal olmuş bir Türk tribün klasiği de vardır tabii.
Islıklama-yuhalama-alkışlama: Hiçbir sebep bile olmaksızın rakip takım sahaya çıktığında uygulanır. Sanki, "niye çıkıyorsunuz sahaya; gelmezseniz hükmen 3-0 almıştık!" der gibi bir ima vardır. Bunun haricinde hakem kararı, eski futbolcu, rakip hücumu gibi durumlarla yine kendi takımına yönelik bir eyleme de dönüşebilir. Alkışlama ise tersine protestodur! Helal olsunun tersi; yani haram olsun...
Protesto yürüyüşü: Son yıllarda sıkça görülen bir protesto biçimidir. Seksenli yıllarda Ali Kemal'in İstanbul'a satılmasının ardından Faroz Mahallesinin protesto yürüyüşü düzenlemişti. Son yıllarda ise F.Bahçe ve Beşiktaş taraftarlarının TFF kararlarını, Samsunspor taraftarının takımları aleyhine ardı ardına yapılan hakem hatalarını, Göztepe ve Sakaryaspor taraftarının kendi yönetimlerini protesto etmek için yaptıkları yürüyüşler ve basın açıklamaları ilk anda akla gelenler.
İnternet siteleri aracılığıyla yapılanlar: İnternet hayatın en önemli parçalarından birisi oldu ve elbette ki taraftarlık da bundan nasibini aldı. Hemen her takımın taraftarlarına ait siteleri var. En son UA Grubundan Şafak Güzeller, Taraftar Paneli ve vefat eden Sakaryaspor taraftarı Aykut Adıyaman için yapılan Tatanga çağrılarında olduğu gibi ortak hareket etme alanı oluşturdu bu siteler. Dolayısıyla bu iletişim sağanağı beraberinde protestoları da getirdi. Örneğin Göztepe taraftar sitesi Gençliğimin Katilisin'de şöyle bir protesto metni var; "Göztepe'nin şu hale düşmesinde en ufak payı olan herkesin Allah belasını versin! Senin varsa senin de..."
Beste-tezahürat: İçinde küfür bulunmayan ve son derece ironik olabilen tezahüratlar da ciddi bir protesto yöntemi olarak görülüyor. Türk tribünleri bu konuda oldukça üretken diyebiliriz. Birkaç örnek vermek gerekirse; Ahmet Dursun Seba gitsin, Fenerlilerin Volkan'ın jöleli saçları için yaptıkları son beste, en büyük taraftar futbolcular sahtekâr ve tabii ki bir tribün klasiği olan yönetim istifa hemen herkesin aklına gelebilecek örnekler...
Pankart: Tribün kültürünün en önemli unsuru tezahüratsa, ikincisi de pankarttır. Karikatür krizi sırasında Danimarka aleyhine açılan, Irak'taki işgali protesto etmek için açılan pankartların yanı sıra Federasyon aleyhine açılan pankartlar da oldu. Bir siyasi parti liderine sandıkta görüşürüz diyen pankart ise hafızalarda yer edinmişti.
Futbolcu protestosu: Özellikle paralarını zamanında alamayan futbolcuların da protesto şekilleri vardır. Bunlardan en bilindiği ya münferit olarak idmana çıkmayıp, şehri terk etmek ya da nadiren de olsa takım halinde idmanı boykot etmek. Ama bir de var ki, Göztepeli futbolcuların geçtiğimiz senelerde maç sonunda tribüne çıkıp taraftarlarla birlikte yönetimi protesto etmeleri...
Şiddet içeren protestolar: Bu gibi durumlar genellikle kaybedilen ve sabırların taştığı bir maç sonrasında yaşanır. Şampiyonluk kaçmak üzeredir ya da küme düşme hali gelmiştir; yönetimle sorunlar vardır vs. İşte böylesi durumlarda bazen planlı ama genelde kendiliğinden gelişen bir şekilde şiddete dönük bir protesto başlar. 2002'de Trabzonspor'un evinde Beşiktaş'a farklı kaybettiği maç sonrası yaşanan taraftar tepkisi, F.Bahçe'nin Pendikspor'a elenmesinin ardında tesislerde yaşananlar, geçen sene oynanan Diyarbakırspor-Konyaspor maçının son bölümünde yaşanalar bunlara tipik birer örnektir. Ancak şunu da belirtmek lazım; Türk tribünleri, Avrupalı (özellikle Balkan ve İtalyan) ve Güney Amerikalı tribünlerle kıyaslandığında oldukça masum sayılır. Yani, medyanın bayıldığı tabirle bir tribün terörü yoktur; sadece toplumdan azade tutulamayacak olan bir şiddet eğilimi vardır.
Hava limanı ve tesis protestoları: Uçakların bu kadar sık kullanılmasıyla birlikte hava limanları da önemli bir protesto mekânı oluverdi. Son on gün içinde bile Fenerbahçe ve Beşiktaş kafileleri hava limanlarında protesto edildiler. Hatta, Batılı tarzda bir hareket olan yumurta fırlatma hadisesi bile yaşandı. Bu konudaki en bilinen örnek 2005'teki olaylı maçta Türkiye'ye gelen İsviçre kafilesine hava limanı personeli tarafından yapılan "hoş geldiniz" merasimi idi. Tesis basma ise yeni binyıla kadar sıklıkla görülen taraftar gelenek ve görenekleri arasındaydı. Günümüzde pek rastlanmasa bile Türk tribün literatüründe kıymeti harbiyesi vardır.
Beyaz mendil sallama: "Ya helal olsun şu Avrupalıya; çok medeniler kardeşim" gibi asılsız bir cümle kurmanın gereği yok. Çünkü futbolun dili bir ve tepkiler dünyanın her yerinde benzeşiyor. Yalnız sadece Barca taraftarının öncülüğünde gelişen ve beyaz mendil sallamak diye tabir edilen bir protesto şekli var ki aferin demeden olmaz. Bu hareket teknik direktöre güle güle demek oluyor. Bizim spikerlerin tabiriyle "evet, sayın seyirciler şu an Nou Camp'da beyaz mendiller sallanıyor..."
Figovari protestolar: Bir zamanlar formasını giymiş olduğu takımdan ayrılan ve o stada tekrar ama bu sefer rakip olarak çıkan bir futbolcuya gösterilen tepkilere böyle bir isim verilebilir. Portekizli futbolcu Luis Figo, Barcelona'da kaptanlığa kadar yükselmiş ve tam bir efsane olmuştu ama ezeli rakip, büyük ve zengin düşman Real Madrid, tıpkı eski Türk filmlerindeki fabrikatörün şımarık, züppe çocuğu edasıyla Figo'ya muazzam bir meblağ teklif etti. Herkes Figo'nun paraları önce alıp sonra da karşıdakinin suratına fırlatmasını bekliyordu ama hiç de öyle olmadı. Figo, bir şehre ihanet ederek gitti... Ve Nou Camp'taki ilk maçında protestolar ve sahaya atılan yabancı maddeler yüzünden top oynayamadı. Figo için pek çok pankart hazırlayan Barca taraftarı, üzerinde onun resminin olduğu dolarlar bastırmış ve paracı Figo mizansenini çok iyi ayarlamıştı. O akşam sahaya atılanlar arasında bir de domuz kafası vardı... Ülkemizde de benzer protestolara maruz kalan futbolcular oldu. Bu sene İnönü'de oynanacak olan Beşiktaş-Fener maçı da Tümer için zor bir sınav olacak. 20 sene önce şampiyon olabilecek bir Samsunspor'u bırakıp G.Saray'a giden Tanju'nun Samsun'daki ilk maçında önce Samsunspor taraftarınca "Tanju buraya" diye çağırılıp, memnun bir halde gelince de küfürler edildiği anlatılır halen Samsun'da... Zaten Anadolu takımlarında çok sevilirken kendini taraftara ifade edemeden ayrılan her futbolcunun buna benzer bir kaderi vardır.
   Netice itibarıyla protesto hayatın bir gerçeği; futbolda hayata dair bir kavram olduğu için örnekler bulmakta zorlanmıyoruz. Sahaya sırtını dönerek maçı seyretmek, maçın belli bir bölümüne kadar hiç tezahürat yapmamak ve pankartları ters asmak da bu listeye girmesi gereken faaliyetler...

Zaman-Sporvizyon

KaleArkası

Alıntı20 sene önce şampiyon olabilecek bir Samsunspor'u bırakıp G.Saray'a giden Tanju'nun Samsun'daki ilk maçında önce Samsunspor taraftarınca "Tanju buraya" diye çağırılıp, memnun bir halde gelince de küfürler edildiği anlatılır halen Samsun'da...


Hayal felan hatırlıyorum.Babamla Samsun-cincon maçına gitmiştik.Taraftar Tanjuyu çağırdı.Babam aslında hiçde memnun değildi.Her şey normaldi.Tanju gülerek yaklaştı yaklaştı.Yuhhh diye bir ses.Babam heh işte şimdi oldu diyerek oda katılmıştı protestoya.Ben daha ne olduğunu bile anlamıyordum o zamanlar.Babam anlattı bu takım Şampiyon olacaktı bu şer.. sattı gitti bizi gibisinden bir şeyler dedi.O zamanlar tanjunun yaptığına hiç bir anlam veremememiştim.Neden gitsin takımını neden satsın diyordum.Tanjunun kırmızı üstü açık bir arabası vardı.Resim felan çekinmiştik.Eve gidince bütün resimlerini yırtmıştım.Hala mantıksız geliyor bana.En son örnek İlhan-tümerin yaptığı.Bu adamlar normal yolden gitse eywallah klübüne para kazandırdı gitti diyecektim ama,öyle demedim.İkisi tam bir bizans oyunu oynadı.Hülle yolu ile adilik yapıp takımlarını satmasını hala kendime yediremem.Açılış maçı 2002-2003 (Yanlış Olabilir)beşiktaş geliyor.Hani şu iptal olan maç.İlhan la tümeri görür görmez tribünde protestolar başlandı.Ama ne protesto.Daha fazlasını hakediyorlardı.Maraton tribününde yazılı olan ''Samsun Sizi Afftmez'' afişi hala gözümün önündedir.Beyaz bir beze yazılmıştı.Maç başladı bir topumuz direkten döndü.O gün beşiktaş o staddan çıkamazdı eğer o maç tatil olmasa idi.Ama Ankara'da oynana maçı yine de beşiktaş çıkamamıştı ve kazanmıştık.O zamanlar futbolcularda ruh vardı.Aynı ruh şu anda olsa *mal*-atyayı burda 5'e katlardık.

Aslında bir protestoda bu demir parmaklıklar için yapılması gerekiyor.O kadar yazılar yazıldı yönetimdeki beylerin umrunda olmadı.Topu ancak birbirlerinin üzerlerine attılar.

Düştük,Cop yedik,Biber gazı sıktılar,çamura attılar kafesle çevirdiler ama yinede sevgimizi perçinleyemediler.

Başlığın Özeti gibi

Taraftar Dediğin Hem Sever Hem Protesto Eder

Sempatik Bengülü

samsuni güzel bir başlık atmışsın.attığın başlıkla herşey açık ve net ortada.bencede taraftar dediğin hem sever hemde protesto eder.iyi gündede kötü gündede yağmurdada çamurdada takımını yalnız bırakmazdır

veis

taraftarın isyanıda zaten sevgisinden kaynaklanır banane demekde var ama olmuyor işte.

Baþkent_55

gerçekten güzel bir yazı ........hem severiz hem protesto ederiz ........veis kardeşimede aynen katılıyorum ......

Lazoli


veis

taraftar hem sever hem protesto eder çünkü taraftar dan başka kimse takımına sahip çıkmıyor.

hakan55

taraftar bir klubün semboldür taraftarsız takım hiçtirr...

veis

millet daha ne yapsın yagmur çamur deplasman iç saha derken seneler akıp gidiyor ama başarı gelmiyor dogal olarakda yılların birikimi sonunda tepkiler doguyor.

34 SS 1965

rahmetlı teoman abımde cok macda protesto ederdı maca gıremeyen yada polıslerın mudahalelerınde (REZALET REZALAET) dıye mılletı galyana getırırdı

veis

ya futbolcuya bagırmak çagırmak kötü degilki azda biraz taraftar agırlıgını hissetdirecek.yani taraftarından korkmalı futbolcu.

fanli03

Kaan arkadaşımıza kesinlikle katılıyorum kulubümüze zarar vererek nasıl bi yararlı protesto yapılabilirki bence

nomak55

bu protesto konusunda şyle bir şey söylemeliyim vurarak kıraarak kalıcı izler bırakamazsınız siz kırarsınz yenisini yaparlar ama zekice yapılmış bi pankart veya bir tezahürat veya başka birşey yıllarca akıllarda kalır tvler seneler sonra bile çıkartıp ekrana koyarlar

Sadece Samsunspor

mesala ben bu anlamda bursasporu çok beğeniyorum adamlar tepkileri için site bile açıyorlar buyurun:

Alıntı"Stadı biz yıkıyoruz"


Bursaspor taraftarları, kötü şartlarda maç izlemekten bıktıklarını ve sabırlarının zorlandığını belirterek, Bursaspor'u yönetenlerin aklına yeni stadı tekrar sokmak için stadı kendilerinin yıkacaklarını açıkladı..

Bursaspor taraftarları, kurdukları 'http://www.stadibizyikiyoruz.com/' adlı internet sitesinde, yönetim ve Bursaspor'u yönetenlere veryansın etti. Taraftarlar, sitede sıkıntıları şöyle dile getirdi:
"Değerli Bursaspor taraftarları, onların gözünde bir denekten farkımız yok! Pis tuvaletleri için bizi deniyorlar, abuk subuk lig sonuçlarında sabrımızı deniyorlar, akıllara zarar demeçlerinde hep bizi deniyorlar! Çocuklarımız televizyonda gördükleri gerek yabancı gerek Bizanslı takımların stadlarına özeniyor. Her kuşak stat için ayrı bir hikaye dinlemiş zamanında. Yetmiyor bir sezonda hatta bir yaz ayında birkaç senaryo dolaşıyor etrafta. Pislikten rengi değişen koltuklarına, akan çatılarına, ahıra benzeyen tuvaletlerine, insanı çıldırtan çatı direklerine, geçmek için "Ya sabır!" çektiğimiz, geçince de derin bir "Oh!" çektiğimiz turnikelerine, sahaya uzak kaldığımız tribünlerine karşı sabrımızı deniyorlar! Beyefendilerin gözünde birer hazır alıcıdan farkımız yok! Koşullar ne olursa olsun o bileti her daim alacağımızı biliyorlar. Bizi en zor şartlarda maç izleyebilecek ve sesini çıkaramayacak kitle zannediyorlar. Çünkü biliyorlar zahmet çekip eziyet gören bizim sevdamız, onların ki değil."

Artık sabırlarının kalmadığını belirten Bursaspor taraftarları, sıkıntılarını sitede dile getirmeye şöyle devam etti: "Denek olmaktan çıkıp tepki veren değişik bir ruh haline bürünüyoruz. Beyefendilerin sürekli aklından çıkıp duran stadı yeniden hatırlarına sokmak için kazmamızı küreğimizi alıp stadı yeniden yerine en güzel şekliyle yapılması için ilk adımı olsun diye 'Biz Yıkıyoruz!" İçinde her maç en az 5 kere "Gooool!" diye bağıramasak da her gelen rakibi yıkamasak da tek ses olup adam gibi tezahürat yapamasak da içinde kupaları dolaştıran oyunculara bakamasak da yeni stadı yerine hemen istiyoruz!

Sizin ilk kazmayı vuracağınız yok, o zaman 'Biz yıkıyoruz!"

17 Ağustos tarihinde başlatılan imza kampanyasına haber saatine kadar 2 bin 711 Bursaspor taraftarı katılırken, kampanyaya katılan taraftar sayısı her saat artıyor.

nomak55

helal olsun işte protestonun kralı böyle yapılır....