Ahmet Gürdağ ile Samsunspor sohbeti.

Başlatan Mustee13, 27 Şubat 2010, 17:26:46

« önceki - sonraki »

Mustee13

Köşe yazarımız Yusuf Çelebi, Star Gazetesi Spor Servisi redaktörü Ahmet Gürdağ ile Samsunspor u konuştu.

Sayın Gürdağ,Sizi biraz tanıyabilirmiyiz?

1967 yılında Samsun'da doğdum. Ailemin göç etmesi nedeniyle 1 yaşından itibaren İstanbul'dayım. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunuyum. 1989 yılında Fotospor'da gazetecilik hayatına başladım. Daha sonra Sabah'ta çalıştım. 1999'dan bu yana Star Gazetesi Spor Servisi'nde redaktör olarak görev yapmaktayım. Evli ve 2 çocuk babasıyım.



Sizi Samsunspor'lu yapan en önemli etken neydi?
Her şeyden önce Samsunlu olmam. 1 yaşında ailemle İstanbul'a göç etmeme rağmen içimdeki Samsun sevgisi ve özlemi hiç bitmedi. Küçük yaşta zaman zaman 3 Büyükler diye tabir edilen takımlara karşı yönleneyim diye düşündüğüm çok oldu. Beşiktaş'ı tutayım, Fener'i tutayım diye düşündüm. Ama nedense içimde o takımlara karşı hiçbir sıcaklık olmadı. Şimdiki gibi televizyonun olmadığı o dönemde, gazeteden de pek Samsunspor'la ilgili haber okuyamazdım. Sadece hafta sonu radyodaki 1. Lig maç yayınları vardı. O bana yetti... Zaten ısmarlama takım tutma olmaz. Yaygın bir sözdür. İnsan eşini değiştirir, partisini değiştirir, hatta dinini değiştirir. Ama tuttuğu takımı değiştirmez. Bu sevgi ve taraftarlık duygusu insanın içinden gelir. En fazla ufak yaşta, baba, ağabey ya da bir aile büyüğünün yönlendirmesi olabilir.

Ulusal basında görev yaptığınızı biliyoruz, bir Samsunsporlu olarak İstanbul basınında ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
Zorluk demek doğru olmaz. Kimse bana sen Samsunsporlu'sun diye farklı bir tutum içinde olmuyor. Tabi ilk duyanlar şaşırıyor. Bu sadece basın için geçerli değil, hayatın her döneminde tanışılan insanlarda böyle bir şaşkınlık yaşanıyor. Tabi Samsunlu olduğum için işyerindeki arkadaşların pek çok şakasına maruz kalıyorum. Hele işler son yıllardaki gibi kötü gidince.

Ulusal basın camiasında Samsunspor Süper Ligde'yken ve Bank Asya Ligi'nde olduğumuz şu dönemler nasıl değerlendiriliyor, kısaca Samsunspor ulusal basından nasıl görünüyor?
Haber açısından bakıldığında elbette Süper Lig'deki bir Samsunspor'un yeri ile Bank Asya'daki bir Samsunspor'un yeri farklı. Zaten basında 3 Büyükler, bir de Trabzon'u 4. büyük sayarsak, bunlar dışında haber bulmak çok zor. Onun dışında özelilkle Süper Lig'deyken Samsun'un oynadığı maçlara göre kişilerin düşünceleri farklı oluyor. Mesela yıllar önce Celil'in attığı golle 1-0 yendiğimiz Galatasaray düşüşe geçip arka arkaya 3 maç kaybetmişti. O zaman Fenerliler için ya da Beşiktaşlılar Samsunspor çok iyi bir takımdı. Ama ne bileyim
Beşiktaş'ı 4-1 yendiğimizde bu kez Galatasaraylılar ve Fenerliler için iyi takım olduk. Yani sonuçlara endeksli. Canı yanan o an kızıyor... Şimdi Bank Asya'dayken böyle bir şey tabi söz konusu değil.



Değişik basın kuruluşlarındayken eski futbolcumuz rahmetli Müjdat Gürsu ile söyleşilerinizi ve yaptığınız haberlerinizi hatırlıyoruz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Müjdat Gürsu gerçekten çok mükemmel bir futbolcu ve insandı. Bence Ertuğrul Sağlam ile aynıdeğerde diyebilirim. Samsunspor'un sanırım 1992'de lige çıktığı dönemdi. Gerede'de kamp vardı. İsmail Uyanık'ın başkan olduğu dönem. İstanbul basınından da 4-5 arkadaşı Gerede'ye götürmüşlerdi. Müjdat ile o zaman karşılaştım. Tabi maçlarından tanıyordum. Kısa bir röportaj yaptım, fotoğraf falan çektim. Hiç unutmam... Koeman'a benzetiyodum. Ona da "Bak Müjdat, Samsunspor'un Koeman'ı diye yazacağım" dedim. "Nasıl istersen öyle yaz ağabey" dedi. Onun vefatı da benim için çok acı olmuştu. Diyarbakır'da askerdim. Pek televizyon izleme imkanı yoktu. Ama o akşam nedense haberlerin olduğu saatte tv izliyordum. Haberi duyunca şok olmuştum. 1989'da yaşadığımız kazadan sonra, ikinci bir darbe olmuştu.

Ulusal basının Anadolu takımlarına karşı ilgisiz kalması hatta buna görsel medyayıda ilave edebiliriz, o takım taraftarlarınca üzüntüyle karşılanıyor. Sizce bu durum Türk futbolunun kalkınmasına hizmet ediyor mu?
Türkiye'de maalesef spor basını yok, hatta futbol basını da yok. 3 Büyükler basını var. Mesela televizyonda bir spor haber programına bakın. Başta her spordan enstantaneler gösterilir. Ama program başlayınca sadece futbol ve malum takımların haberleri yayınlanır. Binde bir güreşte, halterde altın madalya alınırsa o haber yer alır, bazen o da olmaz. Trabzonspor da ancak başarılı olursa kendine biraz yer buluyor. Yoksa sayfalardaki ya da tv haberlerindeki yeri iyice küçülüyor. Tabi bir yerde arz-talep meselesi. Her şeye ekonomik açıdan bakılıyor. Yıllardır okuyucuya futbol ve 3 Büyükler verilmiş. Okuyucu bunu benimsemiş. Artık dönülmez bir noktaya gelmiş. Peki bu yazgı değiştirilemez mi? Değiştirilir ama çok zor. Bir kere Türkiye'deki tüm diğer takım taraftarları gönül verdikleri kulübe sahip çıkacaklar. Öncelikle 2 takım tutmak gibi bir garabet ortadan kalkmalı. Anadolu'daki ya da büyük şehirlerdeki Anadolu'dan göçen ve kendini hala memleketinin bir ferdi olarak görün kişiler her fırsatta basın yayın organlarına telefonlar edip, e-mailler gönderip "Niye haberimiz yok" gibi bir baskı unsuru oluşturmalı. Ama bu 3'le, 5'le sınırlı kalmamalı, binlerce kişiden tepki gelmeli. Tüm illerde Lig TV'ye abone olan kişiler "Ben Antepliyim, ben Antalyalıyım, ben Sivaslıyım, ben Kayseriliyim, ben Samsunluyum, kendi takımım için abone oluyorum demeli, taraftarlığını hissettirmeli. Mesela Sivas lider olduğunda gazetelerin tirajı onbinlerce artıyor mu? Ya da Kayserispor liderliğe yükseldiğinde o ilde ne kadar tiraj oynuyor. Bunlar da önemli unsur. Yani Anadolu taraftarının ulusal basından bir beklentisi varsa, davasına böyle sahip çıkacak. Belki bu da çare olmaz ama başka da çaresi yok.

İstanbul takımı taraftarları ile Anadolu takımı taraftarları sayılarında inanılmaz farklar var. Sizce bu ne zaman tersine döner, bunda en önemli etken ne olur?
Biraz önce de belirttiğim gibi bir kere iki takım tutma olayı ortadan kalkmalı. Ve en önemlisi şampiyonluk kazanılmalı. Bir takım Süper Lig'de şampiyon olmadığı sürece, taraftar olarak basamak atlaması imkansız gibi bir şey. Nasıl Samsunspor'un zaman zaman iddialı olduğu dönemde başka şehirlerden sempatizanları ortaya çıkıyordu. Bu kişilerin çoğalması ancak şampiyonlukla olur. Gerçi hiçbir zaman Anadolu takımı taraftarları 3 Büyükler seviyesine çıkamaz diye düşünüyorum ama şu anki sayının 4-5 kat artması bile futbolda büyük bir devrim olur.

Samsunspor içinde bulunduğu sıkıntılı süreci sizce atlatabilir mi? Baktığımızda bizim gibi köklü takımlar Zonguldakspor, Malatyaspor, Göztepe, şimdi de Kocaelispor sıkıntılı süreçten geçiyorlar. Biz halimize şükretmeli miyiz?.
Tabi ki Samsunspor hala 2. Lig'de (Adı Bank Asya 1. Lig de olsa 2. Lig). Daha aşağısına inmedik, inşallah inmeyiz. Ama ekonomik olarak kulüp rahata kavuşmadığı sürece o korkuyu hep yaşarız. Bu borçların ödenmesi de çok zor. Çünkü gelir kaynakları belli, en azından düşmemek için oluşturulacak kadronun maliyeti belli. Rahmetli Hasbi Ağa gibi birisi gelmediği sürece bu borç nasıl kapanır ben de bilmiyorum.

Bank Asya 1. Ligi'nde oynadığımız maçlarda sizi en çok üzen hangileriydi?.
Sezon başındaki Karabük ve Karşıyaka maçlarına çok üzülmüştüm. Bir de Konya'ya 2-1 yenildiğimiz maç var. Onun görüntülerini o zaman izleyememiştim. Geçenlerde "Samsunsporluyuz.com"daki videoyu gördüm. Gerçekten yazık olmuş. 2-0 öne geçebilecek pozisyonda kaçan gole mi yanarsın, dünyanın bir ucundan atılan gole mi, rakibin elle düzelttiği pozisyon sonrası yediğimiz gole mi?

Uzun süredir ulusal basın içindesiniz. Bu süre zarfında Samsunspor ile ilgili yaşadığınız ilginç anılarınız vardır, bunlardan bazılarını Samsunspor severlerle paylaşır mısınız?
Türkiye Kupası'nda 1995-96 sezonu çeyrek final mücadelesinde rakibimiz Trabzonspor'du. İlk maçı evimizde 1-0 kaybetmiştik. Avni Aker'deki rövanşta skor 1-1 iken son dakikalara girildi. Celil'in düşürülmesi ile penaltı kazandık. Maçı gazetede televizyondan izliyordum. Topun başına Sinan geçmişti. Ben o anda kendimi kaybetmiş, herkesin duyabileceği bir şekilde adeta yalvarıyor ve "Sinan ne olur bunu at" diyordum. O anda Samsunspor ile hiç alakası olmayan servisteki bir kaç arkadaşımın da benim için ve Samsunspor için dua ettiğini duydum. Bu benim için gerçekten çok özel bir andı.

1990-91 sezonunda 2. Lig'de şampiyonluk için Kocaelispor ile çekişiyorduk. Sanırım sondan 2. ya da 3. maçtı. İstanbul'da Eyüpspor ile oynuyorduk. O maçta görevliydim, fotoğraf çekiyordum. Kazanmamız halinde 1. Lig'e yükselecektik. Maç 0-0 sona erdi. Ancak daha sonra radyodan Kocaelispor'un da puan kaybettiği haberi geldi. Soyunma odasının olduğu yerdeydik. Bütün futbolcular büyük bir sevinç yaşamaya başladı. Ben de o an gazeteci olduğumu unutup, sevinmeye başladım ve en güzel sevinç anlarını çekemedim. Bu da bana bir ders oldu. Daha sonra görevli olduğum Samsunspor maçlarında taraftarlığımı hep bastırıp, ikinci planda tutmak zorunda kaldım.

Anadoludan şampiyon çıkar mı bunu mümkün görüyor musunuz? Bu şampiyonun Samsunspor olma ihtimali sizce nedir?Anadolu'dan şampiyon çıkacağına inanmıyorum. 3 Büyükler hakimiyetli sistem sürdüğü sürece bu zor. Samsunspor için de durum bence aynı. Yıllar önce Hasbi Ağa zamanında şampiyonluğa ne kadar yaklaştığımızı o günü yaşayanlar iyi bilir. Ve o şampiyonluğun nasıl elimizden alındığını da bilen bilir. Benim de duyduğum şeyler var. Hangi güçlerin ne yaptığıyla ilgili. Ama ispatlayamam. O günleri tam olayların içinde yaşayanlar, ne bileyim belki Tanju Çolak gibi kişiler belki bir gün anılarında anlatırlar da insanlar duyar. Belki şike ile baskı ile maç alınır, ama koskoca bir şampiyonluk nasıl alınır, onu da o zaman tam olarak öğrenebiliriz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Öncelikle Samsunspor'la ilgili sitelerin daha da çoğalması gerektiğine inanıyorum. Basında çalışan bir kişi olmama rağmen, Samsunspor'dan fazla haber alma imkanı bulamıyorum. Gerek bu site, gerekse "Samsunspor.biz" bu ihtiyacı gidermede çok faydalı. Bu siteler artmalı ve hepsi tek bir yürekle hareket etmeli ve kesinlikle arada bir ikilik olmamalı.

Son sözüm ise "En Büyük Samsunspor"
Bizleri kırmadığınız için size teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ederim.

Ertuğrul Sağlam

Harika bir ropörtaj olmuş.

Ulusal basında böyle bir Samsunspor'lunun olması bile çok sevindirici bir durum....

Kais

hakikaten bende okurken mutlu oldum.emeğinize sağlık.

mehmet yılmaz

Ahmet ağabey dört dörtlük, gerçek bir Samsunsporludur. Kendisi Samsunspor kitabımıza da çok iyi bir yazı yazmış ve önemli bir katkıda bulunmuştu. Kitap gecemize de iştirak etmişti. Anlattıklarını keyifle okudum, sanırım bizim gibi deli Samsunsporlular birbirimizze cesaret veriyoruz. "Biz tükenip, yok olmadan olmaz böyle şey oğul" diyoruz...

europe_55

Mükemmel bir röportaj olmus, emeginize saglik.

Sercan

Spor Yazarı Ali Sami Alkış'ın bir yazısında Ahmet Gürdağ ile ilgili bir bölüm var.Benim çok hoşuma gitti hatta gururlandım.

Ahmet Gürdağ; spor sayfamızın başarılı editörlerinden biri... İşini sıkı tutan, kendi alanında donanımlı, araştırmayı seven ve bilgisayardan bilgi yutmayı iyi beceren bir arkadaşımız...

'Hangi takımı tutuyorsun' diye sorulduğunda; büyük bir kararlılıkla 'Samsunspor' der... 'Tamam anladık Samsunlusun ama; esas takımın hangisi' diye üsteleseniz bile; 'Benim tek takımım var, o da Samsun' diye inat eder... Bilgisayarın ekranında da, Samsunspor web sitesi, sürekli açık durur.

Ahmet Gürdağ gibi; inatla, ısrarla ve büyük bir sevgiyle 'Samsunluyum...Rizeliyim... G.Antepliyim' diyecek insanlara ihtiyacımız var. Ama öncelikle 3 büyük takımdan birini tutup, sonra Anadolu takımını tutanlara değil...

Kendi iline tutkuyla bağlanan ve gönlüne İstanbul'dan kuma getirmeyen 2 milyon insanımız olsun; Türk futbolu kurtulur. Ama Türk medyası bu oluşuma izin vermiyor, cevap vermiyor, yüz vermiyor. Bu politikayla, uluslararası başarıları kalıcı kılamayız.

Ahmetler gerek...

Mustee13

Olay medyada bitiyor...Bunun için de DEVRİM şart...