Levent Hoca'dan Samsunspor.Biz'e açıklamalar ...

Başlatan kerem55, 10 Kasım 2006, 16:32:10

« önceki - sonraki »

kerem55

AlıntıLevent Hoca'dan Samsunspor.Biz'e açıklamalar ..  



Teknik direktörümüz Levent Eriş ile Samsunspor taraftarları adına görüştük. Levent Eriş'in Samsunsporluluk hakkındaki görüşleri neler? Taraftara bakış açısı nedir? Celil hakkında neler düşünüyor? Takıma takviye yapılacak mı? Azerbaycan'lı futbolcumuz olacak mı? Zor süreçte bırakmayı düşündü mü? Serkan Aykut hakkındaki görüşleri neler? Ona göre Samsunspor'lu genç bir oyuncunun hedefi ne olmalıdır? Sorularımıza büyük bir samimiyetle cevap veren Levent Eriş Hoca ile yapılan röportaj aşağıda..



AMA İLK ALTI AMA İLK İKİ; SÜPER LİGE ÇIKACAĞIZ!

Biz, Levent Hocayı tribünden tanıyoruz. Çünkü biz taraftarız. Kendisiyle görüşmeye giderken zihnimizde bir Levent Eriş portresi vardı ve mülakat sonunda gördük ki hiç yanılmamışız. Adeta bir Samsunlu kadar Samsunspor'u tutan ve düşünen bir hocamızın olduğunu söyleyebiliriz. Bilgi birikimi ve hocalık kalitesi yeterli bir insan Levent Hoca ve Samsunspor taraftarıyla da paylaşacak pek çok şeyi var. Buyurun bakalım.

Beklenen oldu ve Samsunspor son haftalarda bir çıkış yakaladı; şampiyon olabilecek miyiz?

Açıkçası çok avans verdik ve epey puan kaybettik. İlk devreyi deplasmanlardan da puan toplayarak bitebilecek en iyi yerde bitirmeyi planlıyoruz. Allah nasip ederse ilk 6'da olacağız ancak amacımız ilk iki sıra tabii ki. 68 puanı gören takım şampiyon olacaktır. Şu anki puan tablosuna göre bu zor görünüyor ama şu an ilk üç sırada bulunan İst. Bş.Bld., OFTAŞ ve Kasımpaşa'nın genç ve tecrübesiz kadrosunun "şampiyonluk stresi" denilen hadiseyi kaldıramayacaklarını düşünüyorum. İlk başlarda kimse onlara şans vermiyordu ve bu yüzden rahat futbol oynadılar ama artık favori haline geldiler ve baskıyı kaldırmakta zorlanacaklar.

Peki, sizin favorileriniz kim?

Kesinlikle şehir takımları ve Süper Lig tecrübesi olan takımlar ilerleyen haftalarda ağırlıklarını koyacaklardır bu lige. Samsunspor, Malatyaspor, Kocaelispor, Altay ve Mardinspor gibi takımlar ön plana çıkabilirler. D.Bakırspor'un bazı iç sorunları aşılırsa onların da şansı var elbet. Ben, V.Manisaspor ile yaşadığım 3-4 aylık Süper Lig macerası haricinde hep ikinci ligde çalıştım. Bu nedenle gidişatın nasıl olacağı yönünde fikrim budur. Ayrıca Lig A'da düşmemeye oynayan takımları da çalıştırdığım için diptekilerin hissiyatını da anlayabiliyorum.

Samsunspor'un büyük bir borç yükü olduğu söyleniyordu. Ekonomik sıkıntılar var mı?

Hayır, herhangi bir sıkıntımız yok. Oyuncuların ve teknik kadronun alacakları günü gününe ve eksiksiz olarak ödeniyor.

Seksenli yıllarda Samsunspor forması da giymiştiniz. O zaman ile bugünü kıyasladığınızda gerek Samsun şehrinde gerekse Samsunspor'da neler değişmiş?

Bir kere Samsun şehir olarak çok gelişmiş. Belediyecilik adına güzel şeyler konmuş ortaya. Şehir eskiden de güzeldi ama şimdi eskiye nazaran çok daha güzel ve yaşanabilir bir halde. Samsunspor'da oynadığım yıllarda ikinci ligde şampiyon olmuştuk ve gerçekten çok güçlü bir kadromuz vardı. O yıllardan da biliyorum zaten; bir Samsunsporluluk kültürü var. Yani, bu takımı tutan ve sadece Samsunsporlu olan insanların ve şehrin bir futbol geleneği olduğundan söz ediyorum. Bunlar devam ediyor tabii ama son yıllarda Adnan'dan sonra altyapıdan takıma oyuncu gelmemiş -ki bu beni çok şaşırttı. Sordum, Samsunspor futbol okulunda ne kadar öğrenci var diye; 400 kişiymiş. Bu sayı çok az, Samsun gibi bir şehir içi çok az!
Samsunspor için yan takımlar da çok önemli. Ben, oyuncuyken Çarşambaspor vardı mesela. Bu nedenle 3. Ligdeki Gazi Bld. Spor çok önemli bizim için. Keşke Çarşambaspor, Bafraspor da profesyonel liglerde olabilseydi.

Sizin için duygusal bir insandır; insani yönü kuvvetlidir ve olumlu ya da olumsuz eleştirilerden çabuk etkilenir deniliyor. Doğru mudur bu tespit?

Evet, doğrudur. Başak burcu olmamadan mı kaynaklanıyor bilemem ama duygusal yanım kuvvetlidir. Ancak işimi yaparken duygularımı arka plana atabilirim. Zaten, beni Samsunspor'a bağlayan duygusal bir bağ da var. Öyle olmasa idi o kötü süreçte bırakıp gidebilirdim de. Ama ben hem düzelebileceğine olan inancım hem de Samsunspor'a olan sevgim sebebiyle devam ettim.

Madem futbolda duyguların yerinden bahsediyoruz, o halde şunu da soralım. Çok uzak bir deplasmandasınız ve sahaya çıktığınızda bir de bakıyorsunuz ki, kırmızı-beyaz bir pankartın arkasında toplanmış insanlar var ve sizi desteklemek için gitmişler o kadar yolu... Neler hissediyorsunuz o zaman?

Gerçekten de uzak deplasmanlarda taraftar görmek insanı heyecanlandırıyor; ayrı bir motivasyon katıyor. O zaman oyunculara da anlatıyoruz ve "bu kadar insan yüzlerce km. yol yapıp gelmişler, onlara vermemiz gereken bir hediye var" diye.

Deplasmandan iç sahaya geçelim. Samsunspor iç sahada son yıllarda galibiyet sıkıntısı yaşadı. Sizce bunun sebebi nedir? Bir taraftar baskısından söz edilebilir mi?

Samsun'a geldiğimde en çok şaşırdığım şeylerden birisi de bu olmuştu. Benim oynadığım dönemde 19 Mayıs Stadında hem de ikinci ligde olmamıza rağmen 20.000 kişiye oynardık. Ancak takımın sürekli aynı performansı sergilemesi seyirciye bir bezginlik vermiş ve stattan uzaklaştırmış adeta. Burada taraftarın hiç suçu yok. İnsanlar başarısızlığı seyretmeye gelmez, onlara yeni heyecanlar sunmamız lazım. Samsun futbol potansiyeli olan bir şehir olduğunu geçmişte çok kere göstermişti; şimdi bu potansiyeli harekete geçirmemiz lazım.
Bir de önemli bir konu şu bence, taraftarın yoğunlukta olduğu bölüm kale arkaları. Kasımpaşa maçında maratonu bomboş görünce çok şaşırmıştım. Oysa ki, maraton taraftarın oyuna doğrudan müdahale edebildiği, rakip için bir deplasman havası oluşturulabilen alandır. Bu nedenle maratonu doldurmamız lazım.

O halde sizin aracılığınızla yönetimden bir ricada bulunalım hocam. Kombine uygulaması nedeniyle kapatılan orta kısmı da açsınlar her maç. Kafes uygulaması insanları olumsuz etkiliyor. Mesela, Kasımpaşa maçında hakem Bülent Demirlek maratonda az sayıda seyirci olmasını fırsat bilerek tribünlere çok çirkin hareketler yaptı.

(Çok şaşırıyor) Öyle mi ya? Biz hiç duymadık böyle bir şeyi!

Duymamanız normal zaten. Çünkü işini çaktırmadan yapmıştı. Ama maraton dolu olsa ya da aktif taraftarlar orada olsa idi böyle bir şey yapabilir miydi sizce?

Evet, maraton tribününün dolması buraya bir deplasman havası verecektir ve rakibi de baskı altın almamızı sağlayacaktır.

Türkiye Kupasından elenmemiz için ne diyeceksiniz? Bazıları, "iyi oldu, az maç yapmış oluruz" diyor bu konuda.

Kupadan elenmek hiç hoşuma gitmedi. Devam etmeyi isterdim. Ancak bizim zor dönemimize gelmiş olan maçta haksız bir de kırmızı kart sonrası penaltılarla kaybettik. Şanssız olduğumuz bir maçtı. Yine de o maçtaki iyi oyunumuz ligde kazandığımız İBB maçı için bir psikolojik üstünlük sağladı bize.

Futbol insani bir oyun olduğu için psikolojik yönünün fazla olduğunu düşünüyorsunuz sanırım.

Evet, doğrudur. Mesela takıma ilk geldiğimde Samsunspor'un fiziki sorunlarının yanında ikinci lige düşmüş olmanın bitirdiği bir futbolcu kitlesiyle de karşılaştım. Özgüven sıfırdı. Bunu aşabilmek için üniversitelerden psikolojik danışmalarla çalışıyoruz.

Hocam, tespit çok doğruydu; sizin fikriniz miydi bu danışmanlık talebi?

Fikir benimdi, evet. Topçunun zihni başka yerlerdeydi. Yeteneğini sahaya yansıtamıyordu. Şimdi yavaş yavaş da olsa aşıyoruz bu sorunu. Futbolda özgüven çok önemli.

Samsunsporluluk olgusunda söz etmeniz çok sevindirici. Bunun farkında olan bir teknik direktör olarak bu kavrama ne gibi katkılarda bulunacaksınız?

Şimdi bakın, Samsunspor'da herkes günü kurtarmaya çabalamış. Hedefler kısa vadede tutulmuş. Ben, burada gelip geçiciyim; diyebilirim ki, bana şu şu isimleri alın. Dünyanın parasını harcatırım kulübe ve günün birinde de çekip gidebilirim. Peki, harcanan o kadar para ne olacak? İşte biz bunu yapamayız. Allahın izniyle ama ilk iki ama ilk altıya girip Süper Lige çıkacağız. Ancak esas hedef bu olmamalı. Daha uzun vadede ve daha kalıcı projelerim var. Eskiden idmanını yapan oyuncu süre bitince gidiyordu hemen. Şimdi saat beşe kadar tesislerdeyiz ve bir şeyleri konuşup, paylaşabiliyoruz. Takımda bir aile havası oluşturduk öncelikle. Açık söyleyeyim, ilk geldiğimde arkadaşlık ortamı çok kötüydü oyuncuların. Kamplarda herkes odasına çekilip laptopları açıyor ve internette geziniyorlardı. Ama şimdi yok böyle bir şey. Saha dışında paylaşacak şeyleri olmayanların saha içinde de bir şeyleri paylaşmaları çok zor. Oyuncular ve aileleriyle birlikte sinemaya, tiyatroya gidiyoruz. Yemek yeniliyor. Bunların haricinde kalıcı projelerimiz de var. Samsunspor'un lisanslı ürünlerinin satıldığı bir store açılacak bu sezon içinde. Hatta birini de tesislerin girişine açacağız. Yine mesela, okullara gideceğiz. Panellere katılacak oyuncularımız. İşte, mesela Sercan hangi liseden mezunsa orya gidecek ve genç arkadaşlarıyla sohbet edecek vs. Bu tür faaliyetleri önemsiyorum.

Peki, oyuncularınız maçlara motive etmek için neler yapıyorsunuz?

Maçı maç gününde kazanamazsınız; önceden zihinsel bir hazırlık geçirmeniz lazım. Bu nedenle çarşamba kritik gündür. O güne kadar bir önceki maçın etkileri sürebilir ama o andan itibaren rakip etütlerinde kullandığımız kâğıtları veririz oyunculara. Kim kime karşı oynayacaksa özelliklerini inceler rakibinin. Toplu halde de rakip etütleri yapılır.

Bir de şu tesislerin etrafının brandalarla kapatılması vardı. Gerçi şu an kalkmış branda ama sebebi neydi bunun? Yalın bir taraftarı fazlasıyla rahatsız etti bu durum. Sanki takımla arasına girilmiş gibi oldu.

Branda konulmasını ben istedim. Çünkü bizim mahrem bir alanımız olmalı. Takım tesisleri genelde şehre uzak yerlerde oluyor ama bizimki ana caddenin hemen yanında. Bu durumda taraftar gelip sevgisiyle ya da tepkisiyle idmanın bütünlüğünü bölebiliyor. Bu birinci sebebiydi. Diğeri de daha rahat idman yapabilmek endişesi vardı. Ayrıca brandayı kaldırmadık aslında. Sadece geçen günkü fırtına brandayı sökmüş yerinden.

O zaman iyi ki de fırtına çıkmış diyelim. Yine de taraftarın takımını seyredebilmesi için küçük bir alan açık bırakılırsa fena olmaz diye düşünüyorum.

Bakın, biz toplum olarak çok uçlarda yaşıyoruz. Sadece futbolda değil, her alanda. Galibiyet her şeyin çözümü olmadığı gibi bir mağlubiyet de dünyanın sonu değil. Dengeyi kurmak zorundayız.

Futbola genel bakışınız nasıl? Sisteme inanır mısınız ve teknik direktörlük tarzınızı nasıl yorumluyorsunuz?

Futbol oynadığım dönemlerden beri üçlü forveti severim. Gole dönük futbol tabii ki hoşuma gider. Modern futbolda statik forvetin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Çünkü oyun çok dinamik artık. Bu nedenle forvet hattındakiler de bu hareketliliğe dahil olmak zorunda. Oyunu kontrol edebilmek için orta sahayı kalabalık tutmak zorundayız. Bu nedenle genelde 4-5-1'e yakın oynatıyorum takımlarımı. Kişisel olarak da "astığı astık, kestiği kestik bir hoca" olmadım hiçbir zaman. Futbol tek kişinin halledebileceği bir iş değil. Bu nedenle istişare kültürüne dayalı demokrat bir teknik direktörüm diyebilirim.

Samsunspor'da kadro dışı bıraktığınız oyuncular oldu ve ardından da takım bir yükselişe geçti. Kerem, Mehmet Polat gibi oyuncuların kadro dışı kalma sebepleri neydi?

Oluşturmak istediğim sisteme uymadı o arkadaşlarımız. Yoksa, şahsiyetleriyle ilgili hiçbir pürüzümüz olmadı bizim. Şu an kendi ekibimi oluşturmaya çalışıyorum.

18 yaşındaki bir Sercan'a görev veriyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz Sercan için.

Samsunspor'un Türk futboluna kazandırdığı nice oyuncu var. Sercan da bunlardan birisi olacak inşallah. Tabii daha yolun başında; noksanları da var ancak yetenekli bir genç. Üstelik onun oynamasının iki türlü getirisi de var bize. Birincisi Sercan'ı seyretmek için özel bir seyirci geliyor. Çünkü Samsun'un evladı ve genç bir değer. İkincisi altyapıdan gelen bu oyuncunun oynaması demek hem altyapıdaki diğer gençleri için iyi bir emsal oluyor hem de ailelerin de bu işin önemini kavramasını sağlıyor. Adnan, Caner gibi eskilerin yanına sadece Sercan'ı değil, Fatih'i, Emre Balak'ı, Samet'i ve Turgut'u da ilave edeceğiz.

Neticede bu takımı siz kurmadınız. Ne gibi eksikleri vardı takımın. Yeterince hazır mıydı sizce? Mesela, kilo fazlası olan pek çok oyuncu vardı ilk başlarda.

Keşke sezona birlikte başlayabilseydik takımla. Çünkü ben 3. hafta geldim ama bizim kaybettiğimiz hafta sayısı 2 değil 8'dir. Kritik pozisyonlarda olan oyuncularımızın kilo fazlaları vardı. Takım kondisyon olarak hazır değildi ve en önemlisi ciddi bir özgüven sorunu vardı. Şu an tam olarak düzelmiş değiliz ama önemli bir kısmını atık sorunun. Bakın orta sahadaki iki kritik isim, Mustafa Çiçek ile Adnan'ın kondisyonlarını artırmasıyla birlikte takımın direnci arttı. Hasan Şengün benim kardeşimdir ama şunu söyleyeyim maalesef çevresindekilerin sözlerine fazla güvenmiş...

Devre arası takıma takviye yapacaksınız sanırım.

Evet, buna ihtiyacımız var. Ancak bu takviye nicelik olarak değil nitelik olarak fazla olmalı. 3-4 oyuncu alacağız ama bu oyuncular takımda doğrudan yer bulabilecek ve gidişatı etkileyecek oyuncular olacak.

O halde size Celil ve Cenk'i soralım. Celil, Malatya'da kadro dışı kaldı ve tribünler tarafından genelde sevilen bir oyuncu.

Celil'in futbolculuğunu tartışmak yersiz. Ancak onunla tanışmışlığım yok, karakteri konusunda bir fikrim de yok. Bu bizim için önemli çünkü alacağımız oyuncu kim olursa olsun takımdaki dengeleri bozmamalı. Son sözü ben söylemem kaydıyla otururuz ilgili arkadaşlarla, konuşur ve karar veririz. Ancak şu anda böyle bir şey yok. Celil halen Malatyaspor'un mukaveleli oyuncusudur. Tıpkı Cenk gibi...

Cenk'in Erciyes'te sorunları olduğunu duyuyoruz. Üstelik Samsunsporluluğu baskın bir oyuncu ve sizin idealize ettiğiniz hareketli santrafor tipine de uygun.

Celil için söylediklerim Cenk için de geçerli. Şu an öyle bir şey yok ve o da kontratı olan bir oyuncu.

Hocam, biliyorsunuz Lig A statüsünde Türk Cumhuriyetlerinden iki oyuncu alma hakkımız var. Böyle bir düşünceniz var mı?

Var... Böyle bir alternatifimiz olduğunu biliyorum ve uygun oyuncular bulabilirsek neden olmasın?

Mesela, Azerbaycan Milli Takımında da oynayan Ceyhun Sultanov var. Forvetin arkasına oynuyor ve etkili bir pasör de. Azerbaycan kültürünün bize yakınlığı da göz önünde tutulursa uyum sorunu da aşılabilir çabucak. Bir de Samsunspor'da Azerbaycanlı futbolcu olması takımımızın oradaki reklamı da olmuş olabilir.

Bu alternatifleri değerlendireceğiz. Son söylediğiniz de önemli tabii. Orada Samsunspor'un tanınması güzel olur gerçekten.

Sadece Samsunspor'u tutanlar için ne düşünüyorsunuz? Dört takımdan birini de tutmak şart mıdır sizce de?

Bakın, ben konuda çok yerelciyimdir. Yani, İzmir'de de bunun kavgasını vermiştim. İnsanlar yaşadıkları şehrin takımını tutmalı. Bu nedenle Samsunluların sadece Samsunspor'u tutması çok önemli bence. Türk futbolunda bir şeyleri değiştireceksek önce yerellikten başlamalıyız. Ben takımı tutan bir kitlenin varlığın bilmek de güzel gerçekten.

Peki, takımdaki bir oyuncunuzun çıkıp "hedefim İstanbul takımlarında oynamak" şeklinde bir beyanat vermesi için ne düşünürsünüz?

Hoş karşılamam böyle bir beyanatı. Futbolcunun hedefi formasını giydiği takıma katkı yapmak ve aşanabilecek başarıları orada yaşamaya çalışmaktır. Kaldı ki böyle bile hedefi varsa bile bunu ulu orta söylememesi ve kendi taraftarını da üzmemesi gerekiyor.

Hocam şimdi Samsunspor'daki bazı oyuncularla ilgili görüşlerinizi alalım. Mesela Tufan. İlk haftalarda sağda oynattınız onu ve pek iyi oynayamadı. Bizim gibi Tufan'ı tanıyanlar biliyordu onu ama ortalama seyirci "bu ne biçim topçu böyle?" diye düşünmedi değil.

Evet... Tufan konusunda hata benimdir. Benim Mersin'den öğrencimdir Tufan ve esas yeri stoperdir. Manisa'da da banko oynuyordu zaten. Ama ben Kenan-Evren ikilisini bozmamak adına onu sağ bek oynattım ve adeta seyirciye yem ettim. Şimdi ise ne kadar kıymetli bir stoper olduğu ortaya çıktı.

Peki, Evren için ne diyeceksiniz. İlk haftaların yıldızıydı ama şimdi yedek. Sorun ediyor mu bunu?

Evren de çok yetenekli bir oyuncu. Ancak şu an Kenan-Tufan ikilisi iyi tuttu. Evren sırasını bekleyecek ve o da bu bilinçle çalışmalarını sürdürüyor zaten.

Yabancılarımız için neler diyeceksiniz?

Bizim fuzuli yabancı tutma gibi bir lüksümüz yok. Mesela Marciel çok iyi bir çocuk, çok da severim kendisini ama yetenekleri sınırlı. Bize katkısı olmuyor. Petkov ise tam bir profesyonel. Çok üretken, ekstra işler yapan birisi değil ama yürekten oynayan ve verilen görevi en iyi biçimde yapmaya çalışan birisi. Maksiç çok önemli bir kaleci aslında. Ama resmen küstürülmüş, bir kenara itilmiş adeta. Şu an Akın çok iyi form tuttu ve iyi de gidiyor ancak Maksiç ihmal edilecek birisi değil ve kadroda kalması gereken bir kaleci.

Emre Balak? U 17'nin değişmez oyuncusuydu.

Emre istikbali olan bir çocuk. Ancak oynadığı mevkide Kenan-Evren-Tufan gibi isimlerle rekabet ediyor. Ama uzun vadede kullanacağımız bir isim olacak o da.

Ya Serkan Aykut? Neden yok?

Maalesef Serkan'ın sakatlığı ciddi. Az zorlamayla nüksediyor. Korkarım müzminleşti... Tendonlarda sorunu var ve ilk devre için faydalanamayacağız kendisinden. İkinci devre için bir şey diyemiyorum.

Gökhan Kaba'yı kadro dışı bıraktınız ama ardından affettiniz. Şu anki durumundan memnun musunuz?

Gökhan'ı kadro dışı bırakma sebebimiz fazla kilolu oluşuydu. Özel bir antrenman programıyla iki haftada yedi kilo verdi. Ondan isteğim durağan oynamaması; daha aksiyoner olmasıdır. Zamanla o sorunu da halledeceğimize inanıyorum.

Takım uzun süredir kornerden gol atamıyor. Bu konuda çalışmalarınız var mı?

Evet, çalışıyoruz. Eskişehir maçındaki ikinci golü burada defalarca çalışmıştık, Yani, o gol bir tesadüf değildi asla. Halen eksiklerimiz var ve çalışıyoruz sürekli.

Hocam, bütün unvanlar bir tarafa sadece bir Samsunsporlu olarak şunu söyleyeyim. Bu görüşmeden çok memnun kaldım ve Süper Lige çıkacağımıza olan inancım daha da arttı. Sizi tribünden edindiğimiz intibalarla değerlendiriyorduk ve gördük ki kulübemizde işini ve Samsunpor'u seven kaliteli bir teknik direktör var. Çok teşekkürler...

Asıl ben çok teşekkür ederim. İnşallah son gülen biz oluruz.

Musti

Resmen bir tarih var bu forumda. İnsan okudukça daha iyi anlıyor bazı şeyleri... Güzel bir röpartaj olmuş. Kimse de yazmamış. İlk mesajı yıllar sonra ben atayım. Halbuki 4 yıl geçmiş daha. Bana sanki 10 yıl geçmiş gibi geliyor. Çok çileler çektik bu yolda ondandır belki.

Eski konulara, mesajlara bakıyorum da aralarda çok ilginç, çok ironik cümleler var. Onlardan bazıları da bu röportajda gizli.

Mesela:
"Bunların haricinde kalıcı projelerimiz de var. Samsunspor'un lisanslı ürünlerinin satıldığı bir store açılacak bu sezon içinde. Hatta birini de tesislerin girişine açacağız. Yine mesela, okullara gideceğiz. Panellere katılacak oyuncularımız. İşte, mesela Sercan hangi liseden mezunsa orya gidecek ve genç arkadaşlarıyla sohbet edecek vs. Bu tür faaliyetleri önemsiyorum."



mehmet yılmaz

Levent Eriş ile bu röportajı Rahmetli Timofte ve ben yapmıştık. Görüşmeden ayrıldıktan sonra ikimizin de etkilendiğini, "tam da bizim düşüncelerimize göre konuştuğunu" söylemiştik birbirimize. Hatta akşam yemeği saati olduğu için biz de yemek yemiştik ve Timofte "hayatımda ilk defa Samsunspor'un bir lokması boğazımdan geçti!" diye söylemişti. Kupalara epeyce bakmış, epeyce de sohbet etmiştik.

Yalnız geri dönüp baktığımda uzun süredir aynı hisleri taşıyorum; aldatılmışlık!
Eriş, bence ağzı iyi laf yapan ama alacağı ücret ve kariyerine ekleyeceği birkaç basarıdan ötesini düşünmeyen birisi. Röportajı okuyunca daha da anlıyor insan. :(




epçeli köylü

Alıntıama şu an ilk üç sırada bulunan İst. Bş.Bld., OFTAŞ ve Kasımpaşa'nın genç ve tecrübesiz kadrosunun "şampiyonluk stresi" denilen hadiseyi kaldıramayacaklarını düşünüyorum.

AlıntıPeki, sizin favorileriniz kim?

Kesinlikle şehir takımları ve Süper Lig tecrübesi olan takımlar ilerleyen haftalarda ağırlıklarını koyacaklardır bu lige. Samsunspor, Malatyaspor, Kocaelispor, Altay ve Mardinspor gibi takımlar ön plana çıkabilirler.

Alıntıilk iki ama ilk altıya girip Süper Lige çıkacağız. Ancak esas hedef bu olmamalı.

Alıntı18 yaşındaki bir Sercan'a görev veriyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz Sercan için.

Samsunspor'un Türk futboluna kazandırdığı nice oyuncu var. Sercan da bunlardan birisi olacak inşallah


Bayağı bir ileri görüşlülük varmış canım....

babasamsunlu

Hahahah bir tane tahmini bile tutmamış malın :D :D

jean


Gorkem


Stoper

13 Haziran 2013, 19:46:59 #7 Son düzenlenme: 13 Haziran 2013, 19:58:09 Stoper
Yıllar sonra ismi tekrar bizimle anılan Levent Eriş röportajını canlandıralım,takımın içine eden bu şovmenin futbola dair düşüncelerini tekrar okuyalım.

Sanırım bu gelirse Adnan Güngör'de peşinden gelir.




samuray

aynen adnan güngör ismi geçiyordu bugünkü *** spor.da

yirmiuc

Levent Erisin neden gelmemesi gerektiginin cevabi bu baslikta.


Sent from my iPhone using Tapatalk 2