kürşat tüzmen nin 5T sinde TERSANE YOK .acaba bizim vekillerde mi bir sorun var

Başlatan misafir, 22 Mart 2009, 19:05:30

« önceki - sonraki »

misafir

İŞTE REÇETE, İŞTE "5 T"
Amacımız, Mersin'i Türkiye'nin en ileri, en gelişmiş ticaret, taşımacılık ve tarım merkezi yapmaktır. İlimizin kalkınması, gerek üretim gerekse mal ve hizmet ticaretinde, uluslar arası bir çekim merkezi haline dönüşmesi ile gerçekleşecektir. "5 T" formülü bu hedefe ulaşmak için ortaya koyduğumuz reçetedir.

Birinci T: Ticaret

Mersin, uluslararası ticarette  çok önemli bir yere sahip olabilecek tüm özellikleri taşımaktadır. Bu durumu, Mersin Serbest Bölgesinin kuruluş çalışmaları sırasında tespit etmiş ve çalışmalarımıza bu anlayış ve heyecanla başlamıştık. Ancak, uygulamada yeterli desteği göremedik ve  Mersin'in, Akdeniz havzasının en önemli ticaret merkezi olması projemizi  gerçekleştiremedik. Bizden daha sonra başlayan, Mersin'e göre önemli bir avantajı da bulunmayan Dubai dünyanın  en önemli ve büyük ticaret merkezi konumuna yükseldi. Diğer Körfez Ülkeleri de Dubai'yi takip ediyor ve yeni merkezler inşa etmeye çalışıyorlar.

Uluslar arası ticaret için bir çekim merkezi haline gelmenin ne demek olduğu, bir ülke ekonomisine sağladığı devasa kazanımlar nihayetinde anlaşılmıştır. Ülkemizde, Serbest Bölgeler ile ilgili anlayış da artık değişmiştir. Bölgelerin konsepti değişmiş, farklılaşmış ve önemi artmıştır. Artık kayıpları telafi edeceğiz, yeni altyapı ve üstyapı projeleriyle Mersin'i uluslar arası ticarette yıldızlaştırmak sürecini başlatacağız.

Liman başta olmak üzere, Mersin'in ticari kabiliyetlerinin ve potansiyelinin yerel ve uluslar arası yatırımcılara, uluslar arası ticaret aktörlerine tanıtılmasını sağlamak başlıca hareket noktası olacaktır. Uluslararası boyutta ve profesyonel anlayışla, "Marka Şehri Mersin" konsepti oluşturulacak, tüm tanıtım faaliyetlerin temel ekseni bu bütünsel kavram olacaktır. İlk etapta da   gerekli organizasyonel ve mali altyapı oluşturulacaktır.

Mersin'in uluslararası ticaret merkezi olabilmesi için uygulanması gereken en önemli  projelerden birisi de, bölgede uluslararası düzeyde fuar, sergi ve konferans için gerekli altyapı ve üst yapının oluşturulmasıdır. Önümüzdeki yıldan itibaren, en az iki ülke ya da ihtisas fuarı ile  önemli sayıda uluslararası konferansın şehrimizde yapılması, bu tür projelerin gerçekleştirilmesini hızlandıracak ve kolaylaştıracaktır.

Özellikle Mersin'e coğrafi yakınlığı bulunan ülkelerle yapılacak uluslar arası ticaret organizasyonlarının önemli bir kısmı Mersin'e kaydırılacaktır. Şimdiden şunu ifade edebiliriz: pek çok ülkenin organizasyonuna talip olduğu talip olduğu "Irak Enerji Konferansı"nı bu yıl içerisinde Mersin'de gerçekleştireceğiz.

1980'li yıllarla birlikte yeni liberal politikaların uygulanmasıyla birlikte Mersin büyük ilgi görmüş, ticaret açısından önem kazanmıştır. Şehrimizde 52 katlı bir gökdelen yükselmeye başlamıştı...kalkınmanın, gelişmenin ve kentleşmenin bir habercisi olarak. Bugün bu gökdelen maalesef tam kapasiteyle kullanılmamaktadır. Ancak, ticaret alanında yeni bir çekim merkezi, Akdeniz'in yeni yıldızı olmaya hazırladığımız Mersin'de bu gökdelenin yanlızlığı bitecek; Mersin merkezli, mal, hizmet ve sermaye trafiğinde yaşayacağımız artış yeni gökdelenler, yeni prestij yapılarını şehrimize kazandıracaktır.

İkinci T: Taşımacılık

Esasen ticaret ve taşımacılık tam anlamıyla bir bütündür. Birbirini besleyen, destekleyen kavramlardır.Şu gerçeği çok iyi bilmekteyiz ki; arkasında güçlü bir lojistik destek bulunmayan ülkelerin dış ticarette de başarılı olabilmeleri mümkün değildir. Ülkemiz, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney ticaret yolları üzerindeki elverişli coğrafi ve ticari konumu ile bölgesinin en önemli lojistik üssü olmaya adaydır.

Ülkemizin bir lojistik üssü haline getirilebilmesi için, öncelikle hem kendi ticaretimiz hem de hizmet edeceğimiz Avrupa-Asya-Avrupa, Avrupa-Ortadoğu, Asya-Ortadoğu ticaret yolları üzerinde, serbest bölge avantajlarına da sahip büyük lojistik merkezlerinin oluşturulması gerekmektedir. Ülkemizin bir lojistik üssü haline getirilebilmesi için, öncelikle hem kendi ticaretimiz hem de hizmet edeceğimiz Avrupa-Asya-Avrupa, Avrupa-Ortadoğu, Asya-Ortadoğu ticaret yolları üzerinde, serbest bölge avantajlarına da sahip büyük lojistik merkezlerinin oluşturulması gerekmektedir.

Mersin'de kurulacak lojistik merkezi, liman, demiryolu, havayolu ve karayolu bağlantısı bulunan, profesyonel bir şekilde yönetilen, sadece depolama, gümrükleme, elleçleme, birleştirme, ayrıştırma, paketleme ve benzeri lojistik unsurlarını içerecek, ilke olarak üretim unsurunu içermeyecek şekilde dizayn edilmelidir. Yeni dizayn edilecek lojistik merkezinin yanında mevcut liman kapasitesini en az iki katına çıkaracağız.

Mersin'in uzak mesafelerden gelen yüklerin toplandığı ve kısa mesafe deniz taşımacılığı yoluyla Akdeniz çevresindeki ülkelere sevk edildiği, Akdeniz'in en önemli "hub" limanı haline getirilecektir. Bilhassa Süveyş kanalını by-pass edecek projelerle Uzakdoğu-Afrika-Avrupa bağlantılı taşımacılığı Mersin'e çekeceğiz. Çin ve diğer Asya ülkelerinin Mersin'i Avrupa'ya yönelik ihracatlarında bir üs olarak kullanmaları sağlanacaktır. Ayrıca, bir ucu Mersine ulaşan İran ve Orta Asya ülkeleri üzerinden Çin'e bağlanan Transasya Güney Hattının çift taraflı olarak etkin bir şekilde işletilecektir. Böylece Uzakdoğu'nun sanayi ürünleri ile Orta Asya'nın hammadde ürünlerinin dünya pazarına Mersin üzerinden ulaşması sağlanabilecektir.

Mersin ile Suriye, Mısır, Libya ve Cezayir arasındaki irtibatın geliştirilmesi ve özellikle feribot seferlerinin ihdas edilmesi yine büyük kazanımlar sağlayacaktır.

Burada önemli bir konu hava taşımacılığıdır. Mersin kendi hava limanına biran evvel kavuşmalıdır. Projelerimizde bu denli önemli bir ayak eksik kalamaz. En kısa sürede, Mersin hava limanı çalışmalarımızı başlatacağız. Mal ve kişi trafiğini mutlaka arttırmalıyız. Yeni bir hava limanı, bütün boyutlarıyla meseleye baktığımızda, bir lüks değil, acil bir ihtiyaçtır.

Hükümetimiz döneminde Karadeniz Sahil Yolu nihayet hizmete açılmıştır. Karadeniz insanının yıllarca süren hasreti sona ermiştir. Güney sahillerimizde maalesef aynı vehamet yaşanmaktadır. Mersin'den Antalya'ya karayoluyla geçmek artık çağımıza ve ülkemize yakışmayan bir zahmeti beraberinde getirmektedir. Olayın ekonomik külfeti de apayrı bir konudur. 23 Temmuz 2007 ile birlikte "Akdeniz Sahil Yolu" projesi çalışmalarına başlıyoruz. Batı Akdeniz Bölgesi ve Doğu Akdeniz Bölgesini çağdaş bir karayolu ile birbiriyle irtibatlandırmak, Mersin'in ekonomik geleceği açısından vazgeçilmezdir.

Demiryolları ülkemizde yıllarca ihmal edilmiştir. Hükümetimiz, yurdumuzun nakışı, demirağları çağdaş hale getirmek için büyük gayret sarfetmektedir. Hızlı tren projeleri bu çerçevede özel önem taşımaktadır.

Ankara - Konya arasında planlanan hızlı tren seferleri, Adana ve Mersin'i de kapsayacak şekilde genişletecek. Böylece, Marmara Bölgesinden Doğu Akdeniz Bölgesine kadar hızlı tren taşımacılığı sağlanmış olacaktır. Bunun, Mersin'in genel ekonomik potansiyeli açısından adeta bir kuvvet çarpanı olacağı aşikardır.

Üçüncü T: Tarım

Mersin, ülkemizin meyve-sebze deposudur. Bu bereketli topraklarda yetişmeyen ürün yok gibidir. Bu alanda önemli sıkıntılar ve çiftçilerimizin sorunları olmuştur.

Yapılan çalışmalarla ciddi projeler üretildi ve sektör önemli oranda teşvik edildi.

Yaş meyve ve sebze Mersin'in tarımsal üretimi içinde önemli bir yer tutmaktadır. Yaşanılan sorunlar üretimden ziyade ürünlerin etkin pazarlanması ile ilgilidir. Bu açıdan esas hareket noktası Pazar genişlemesi olmalıdır. İç ve dış pazarlarda pay arttırmak esas hedeftir. Agresif pazarlama politikalarla iç ve dış piyasalarda payımızın genişletilmesi, ve yeni pazarların oluşturulması önceliğimizidir.

Narenciye bu açıdan kritik öneme sahiptir. Ürünün yurtdışı ve yurtiçi tüketimi arzu edilen seviyede değildir. Organize bir tanıtım-pazarlama politikası oluşturmak atacağımız ilk adımdır.

Narenciyede değişen müşteri tercihlerine göre ürünleri geliştirmek hayati bir konudur. Ürün çeşitlendirimesi çiftçiye sağladığımız desteği güçlendireceğiz.

Yıllarca bu konu üzerinde çalışıldı. Projeler üretildi ve sektöre ciddi teşvikler verildi. Simdi, bu konuda esas açılım pazar genişlemesi ve ürün çeşitlenmesi ile olacaktır. Bunun başka bir çıkışı yoktur. Diğer bir deyişle, iç ve dış pazarlarda pay arttırmalıyız, saldırgan davranmalıyız. Bunun yanında yeni pazarlar yaratmalıyız. Narenciyenin yurt içi tüketime de hiç arzu edilen seviyede değildir. Burada da yeni bir tanıtım-pazarlama açılımına ihtiyaç vardır.

Diğer bir husus ürün çeşitlendirilmesidir. Narenciye ürünlerinin çeşitlendirilmesi alanında epeyce bir mesafe kaydedilmiştir. Çeşitlendirme çalışmalarında çiftçimize destek sağlıyoruz. Bu destekleri güçlendireceğiz.

Diğer yandan teşviklerimizi erken tarihelere çekerek sezona girmeden çiftçi - tüccar herkesin pozisyon almasını sağlayacağız, böylece üreticimiz de bu teşviklerden maksimum fayda sağlayacaklardır.

Önemli bir konu da hayvancılıktır. Bu sadece ekonomik bir mesele değildir. Hayvansal protein tüketimi Türkiye'de gelişmiş ülkelerdeki seviyenin altındadır. Bu bir halk sağlığı sorunu, gelecek nesilleri de ilgilendiren bir konudur. Bu sebeple, önümüzdeki iki sene hayvancılık üzerine ciddiyetle eğileceğiz, daha fazla kaynak aktaracağız, daha çok proje uygulayacağız. Herşeyden evvel üretim istikrarını sağlayacağız. Bu düzenli bir hayvancılık piyasası ve verimli ölçek ekonomilerine yaklaşmayı da beraberinde getirecektir.

Dördüncü T: Turizm

Mersin, gerek bakir koyları gerekse yemyeşil dağları ve tarihsel - kültürel zenginlikleriyle eşsiz bir turizm potansiyeline sahiptir. Bu potansiyel henüz harekete geçmemiştir. Bu hem bir kayıp fakat aynı zamanda büyük bir fırsattır.

Mersin'in turizm potansiyelinin değerlendirilmesi için ilk etapta kara yolu ağının iyileştirilmesi gerekmektedir. Tüm doğal zenginlikler ve tarihsel hazineler, onları ziyaret etmek isteyenleri oralara taşıyamadığınız sürece bir anlam ifade etmemektedir. Kara yollarını ıslah edeceğiz.

Inşa edilecek hava limanı sadece ticaret ve taşımacılık değil, turizm açısından da bir kazanım olacaktır.
Mersin'in ticaret ve lojistik merkezi haline gelmesiyle bölgede uluslararası düzeyde fuar, sergi ve konferans sayısını hızla arttıracağız. Bu, turizm sektörü için de ek imkanlar demektir.

Mersin Hititler döneminden itibaren Aandolu ve Ortadoğu'yu birleştiren bir ticaret ve kültür kavşağı olmuştur. İnanılmaz tarihsel birikimi kültür turizminin geliştirilmesi için idealdir. Bu amaçla özellikle antik çağlardan kalan arkeolojik değerlerin korunması ve geliştirilmesi için çalışmalar başlatacağız. Kültür turizmi, "Marka Şehir Mersin" konseptinin bir boyutu olacaktır.

El değmemiş doğa ve güzel insanlarımızın özgün kültürel yaşamları, "eko turizm" için de bir çıkış noktasıdır. Ekolojik değerleri koruyan, özgün kültürel topluluklarla eşitlik ilkesi ve alışverişe dayanan bu alternatif turizm anlayışını Mersin'de başarıyla hayata geçireceğiz.

Uluslararası boyuttaki büyük ve popüler organizasyonları Mersin'e çekmek turizme birçok kazanım getirecektir. Bu açıdan baktığımızda, 2013 yılında gerçekleştirilecek 17. Akdeniz Oyunları önemli bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek için elimizden geleni yapacağız.

Beşinci T: Teknoloji

Türkiye artık bir "bilgi toplumu"na ve "inovasyon ekonomisi"ne dönüşmektedir. Küresel ekonomide rekabet edebilmek özellikle etkin bir bilgi mimarisinin oluşturulmasına ve özgün inovasyon kabiliyetinin geliştirilmesine bağlıdır.


mehmet yılmaz


Yalnızca BİZ


55.hakan


YaşarDoğu


HoliganSamSunLu


kayacan

Bizim vekillerin birde Samsun için çabaladıkları T ler var haklarını yememek gerekir. Kömür Termik santralleri.