İki Çocuk...

Başlatan mehmet yılmaz, 26 Haziran 2009, 22:43:25

« önceki - sonraki »

bengülü


hocam yanlış anlamıyorum sadece resime baktığım için yorum yaptım çok tatlıymışın hocam sanada güzel yakışmış samsunspor forması

Ertuğrul Sağlam

Alıntı yapılan: samsuni - 26 Haziran 2009, 22:43:25
İki Çocuk...


Neler kaybettiğimizin, geçen zamanın hızlı bir şekilde aleyhimize işlediğinin ne kadar farkındayız bilmiyorum.

Yıl 2009 ve oğlum Ertuğrul 7 yaşında; ben de 1986 yılında 7 yaşımda idim.

Oğlumun görebildiği Samsunspor, alt ligde, küme düşmeme mücadelesi veren, odasına posterini asabileceği bir tek oyuncuya bile sahip olamayan bir takım durumunda. Oğlum yine de Samsunsporlu, sadece Samsunsporlu ama ne yalan söyleyeyim futbolla pek ilgili değil. İlk başlarda üzülüyordum, "benim gibi adamın oğlu nasıl olur da futbola ilgisiz kalır" diye ama şimdi sevindiğimi bile söyleyebilirim. Çünkü futbola ilgisi olsa bana soracağı ahiret suallerine nasıl cevap verebilirim ki? Öyle ya, hakim futbol düzenindeki tazyik sisteminden kaçabilmesi bir idealistlik gerektirir; malumunuz çocuklarda idealizm olmaz! Bu kahrolası İstanbul düzenine direnmek bir nevi kahramanlıktır; çocuklar kahraman da olamaz!

Filmi 23 yıl öncesine sarıyorum ve bu sefer ben 7 yaşındayım. Dünyayı yeni tanımaya başladığımız zamanlar ve daha okuma yazmayı ilk söktüğümüzde gazetelerde Samsunspor'un liderlik ya da Tanju'nun gol haberlerini okuyorum belki de heceleyerek. Daha İstiklal Marşını, Fatiha'yı bile ezberlemeden başka bir şey ezberlemişim.

1- Fatih, 2- Jovanovski, 3- Zafer, 4- Muzaffer, 5- Yaşar, 6- Emin, 7- Rıfat, 8- Savaş, 9- Orhan, 10- Tanju, 11- Erol...

Şehrimizin takımı Samsunspor vurduğunu deviren, Birinci Ligde şampiyonluğa koşan bir takım. Bugün bazı insanlarla karşılaşıyorum, diyorlar ki, " Menteşoğlu zamanında biz de çok deplasmana gittik; biz de Samsunspor'u tutuyorduk!" İyi de kardeşim o takımı tutmamak ayıpmış zaten, değil deplasmana sürgüne gidilirmiş o takım için... Marifet değil ki bu!

Şimdi gelelim üstteki fotoğrafa. Orada yıl 1986 ve ağabeyimle beni aldığı gibi İlyasköy'deki top oynanan arsalardan birisine gelen babam çekmiş resimlerimizi. Fotoğrafın çekildiği günü hatırlamıyorum ama o yıllara ait haddinden fazla şey hatırlıyorum. O yıllardan hatırlamadığım şeylerden birisi de çocuklar için İstanbul takımı formaları. Samsun'da yoktu böyle bir şey; hoş olsa da kimse giymezdi zaten... Şimdi şehir ekabiri kurdelesini kesiyor!

İki buçuk sene önce yine bir mağlubiyet hüznüyle bir yerlerde şunları yazmışım.

"Maçlarda çok defa görüyorum Samsunspor atkılı, formalı çocukları. Muhtemelen babalarının, amcalarının elinden tutmuşlar ve maça gelmişlerdir.

Peki, şimdi siz bu çocukların yerinde olsanız bu Samsunspor'u daha ne kadar tutarsınız. Hadi, biz yaşımızı aldık ve kendimizi avutacak ideallerimiz var ama bunlar daha çocuk. Arkadaşları "Fenergassaraybeşktaş" derken onlara hangi takımı tuttukları sorulunca gururla "Samsunspor" diyebilecekler mi? Hadi biz, Tanju'lu, Fatih'li, Ertuğrul'lu, Timofte'li, Celil'li, Serkan'lı Samsunspor'u izledik ama bu çocuklar odalarının duvarlarına Marciel'in mi posterini asacaklar?

Ben Samsunsporluyum ama yeni nesil nasıl olacak da Samsunsporlu olacak? Bazıları az zamanda çok iş yaptılar(!); adeta tasfiye ettikleri adamın mirasını da tükettiler..." 

Biz sadece sahada maç kaybetmiyoruz; şehrimizin kimliğini, yerelliğimizi, ruhumuzu, markamızı, gururumuzu kaybediyoruz. Her geçen gün ziyandayız...

Artık normale dönmemiz lazım; yoksa en sonunda ruh sağlımızı da kaybedeceğiz.
Çok özledim Samsunspor'u...

http://www1.samsunspor.biz/koseyazisi-Iki_Cocuk_-5870


Bir insan günde 10 defa 15 defa interneti her açmasında Samsunspor ile ilgili güzel bir haber duymak için dua edermi bu yaptığım benim Ruh sağlığımın bozulduğu anlamını taşımıyormu ?....

veis

hep söylemişimdir bizim başarılarımızı anlatan ama seyredincede insanın vay beee samsunspor bumuymuş diye yanındakine söyleyecegi bir klip yapılsa süper olur diye.mehmet abi süper bir fikir bu site ilk maçda futbolculara bile seyretdirilebilir.

BÝR SEVDADIR SAMSUNSPOR

Alıntı yapılan: samsuni - 26 Haziran 2009, 22:43:25
Biz sadece sahada maç kaybetmiyoruz; şehrimizin kimliğini, yerelliğimizi, ruhumuzu, markamızı, gururumuzu kaybediyoruz. Her geçen gün ziyandayız...

Artık normale dönmemiz lazım; yoksa en sonunda ruh sağlımızı da kaybedeceğiz.
Çok özledim Samsunspor'u...
yüreğine sağlık kardeşim.yazdığın bu yazı,hepimizin çocuklarının şu andaki durumunu ve bizim psikolojisimizi anlatıyor.yani samsunsporlulara tercüman olmuşsun.çocuklarımız bizlere,baba bana samsunsporumuzu anlat dediği zaman bugün için  şu an için gururla anlatacağımız şeyler üç beş kelimeyi geçmez.ama bizim çocukluğumuzda babalarımıza aynı soruyu sorduğumuzda,samsunsporumuzu anlatmaya ne zaman yeterdi ne mekan?

celebi

valla hocam ne denilebilir şapka çıkartılır. aynı şeyler bir nevi benimde başımda

mehmet yılmaz

Sitemiz yazarlarından Murat Çakır'ın da hadiseye farklı açıdan ama aynı düşünceden bakan bir yazısı vardı; paylaşayım istedim.
Alıntı
Doğmamış çocuğuma mektup

Affet beni oğlum, Ben güzel günlerini gördüm, hatta şampiyonluğa koştuğu zamanlara bile yetiştim. En zor günlerinde nasıl ayağa kalktığına şahit oldum. Hasbi Ağa yı tanıdım, İsmail Uyanık'ı gördüm. İsmail Uyanık, iyi bir başkan değildi yalnızca, iyi bir başkan nasıl olur sorusunun cevabıydı.

Sana birşey bırakamadım. Kendi şehrinin takımını tut diyemedim, bu onuru yaşatamadım, milli mücadelenin temellerinin atıldığı, kahramanlık destanlarının yazıldığı bu şehrin takımını ayakta tutmak için içimizdeki bizanslılara karşı koyamadım.

Senelerce başarıdan başarıya koştuk, İntertoto da gururlandık, büyük galibiyetlere imza attık. Balkan kupasını gördük, o onuru ve gururu yaşadık. İdeallerimiz ikinci liglerde ilk 10'a oynamak değil, Avrupa Kupalarına katılmaktı. Orda başarılı olmaktı. Kıl payı kaçırdığımız zamanlar olurdu, kahrolurduk. İsmail başkanımızı da sadece sportif başarı için sevmezdik. Dik dururdu, onurluydu, her türlü platformda kendini ortaya atar, takımına laf söyletmezdi. Başımız dik alnımız açık gezerdik. Malum takımların taraftarları şampiyonluktan sonra kutlama yapamazdı bu şehirde, bırak kutlama yapmayı formasıyla dolaşamazdı.

Yumruğunu masaya vurunca sözünü geçiren, onurlu, gururlu, dik duran yöneticisi olan, başarıyarıyla övüneceğin ama sebepsiz de sevebileceğin, manevi değerleri herşeyden üstün bir takım bırakamadım oğlum.

Hiç bir başarısı olmayıp, İstanbul takımlarının başarılarıyla avunan zavallılara inat, senelerce kendi şehrinin takımını tutma onuru ve gururunu yaşadık. Milyonlarca liraları 3 kuruşluk adamlara 5 kuruş verip başarı arayan zihniyete kendi yıldızlarımızla kafa tuttuk. Şimdi kendi yetiştirdiğimiz adamlardan çeker olduk. İçi bizans dışı Samsun bir takım kaldı oğlum. Samsunspor'a sahip çıkamadım.

Vatanın en zor zamanlarında analar babalar evlatlarını gözünü kırpmadan cepheye gönderirken ben sana kıyamadım. Bu acıyla yaşamana, eriyip gitmene razı olamadım, seni Samsunsporlu yapamadım. Sana Fenerium lar kaldı oğlum.

Beni affet.

Murat Çakır - www.samsunspor.biz


özkan

eger o slayt konusu olacaksa kesinlikle sitemızdede paylasılmalı o slayt bır dosya halınde cunku uzakdakı samsunsporlu babalar abıler kardeslerıne cocuklarına vs bunları ızletmelılerkı onlarıda ıcınde samsunspor askını olusturabılelım..guzel bır yazı olmus mehmet abı elıne saglık tamamını okudum aglamamak ımkansız..

kaan

Alıntı yapılan: samsuni - 26 Haziran 2009, 23:49:20
Recep yanlış anlama da, sadece fotoğrafa mı baktın yoksa yazıyı da okudun mu? Bu yazıdan çıkardığın fikir 6-7 yaşlarımdayken saçlarımın 3 numara olup, tombiş bir çocuk olduğum mu sadece?

@sercan55

Benim akrabalarım arasında da Samsunsporlu olan sadece ağabeyim ile ben varım. Zaten benim akrabalarım Samsunlu da değiller tam olarak. O yüzden önemli olan bizlerin en baştan ya da sonradan bulduğumuz bu doğru yoldan ayrılmaması; şartlar ne olursa olsun. Eşim ve biri henüz 1 yaşında olsa dahi çocuklarım Samsunsporlu benim, o da yeter zaten!..

Bu arada bir düşüncemizi de paylaşmak istiyorum. Samsunspor'un altyapısını oluşturan yaş grupları için yeni altyapı yönetimine teklifte bulunduk. Onlara slayt ve görüntüler eşliğinde 1 saatlik bir Samsunspor semineri vermek istiyorum. 100 çocuktan 3-5'ini bile ikna edebilsek kardır!..


Abicim yazı zaten fevkalede benim bi yeğenim var bir kere maça getirdim ve hiç bir şey dememe rağmen yavaş yavaş samsunsporlu oldu küçük kardeşlerimizide anlamamız ve yardımcı olmamız lazım birşeyler yaşatmalıyızki bu takımı sahiplensinler bursada yaşayan bir çocuğa şuan bursasporu tutturmak pekde zor bi iş değil ama ertuğrul gibi bir çocuğun samsunporu tutması gerçekten alkışlanacak bir olay ve ismini yazmadığımız bir çok küçük kardeşimizin.


Seminer olayına gelince işte bu son zamanlarda aldığım en güzel haber birde altyapının hepsini her maç maratonda istiyoruz mehmet abi.Seminerlerden fotoğraflar alabilirsek süper olur.

Dediğin gibi 100 kişiden 5'ini kurtaralım bu haksız düzende sayımız ve takımımız git gide eriyo...

sBc-55

ağzına yüreğine sağlık abi

Sempatik Bengülü

çok güzel bir yazı olmuş yüreğine sağlık abi

Tribün_ali

Abi eline ve yüreğine duygularını güzel ifade etmişsin ne yapip etmek lazım bu durumdan kurtulmalıyız kanımın son damlasına kadar samsunspor ve samsunsporlu olmayıpla kalmayıp etrafımdakileri yeğenlerimi hep samsunsporlu yapıyorum

King Of The North

Mehmet hocam kıskandım şimdi seni,benim ufakken samsunspor formasıyla hiç resmim olmadı,mahallenin yüzde 50 si trabzonluydu herhalde ondandır.Bizim aşkımız lisede başladı,unutmayın en büyük aşklar lisede başlar ;)

Akyol

Harika bir yazı olmuş. Aslında tam da nerde kaybettiğimizin bildirisi niteliğinde bir yazı bu. Kalemine,yüreğine sağlık Mehmet Abi...

Kais

''Doğmamış çocuğuma mektup

Affet beni oğlum, Ben güzel günlerini gördüm, hatta şampiyonluğa koştuğu zamanlara bile yetiştim. En zor günlerinde nasıl ayağa kalktığına şahit oldum. Hasbi Ağa yı tanıdım, İsmail Uyanık'ı gördüm. İsmail Uyanık, iyi bir başkan değildi yalnızca, iyi bir başkan nasıl olur sorusunun cevabıydı.

Sana birşey bırakamadım. Kendi şehrinin takımını tut diyemedim, bu onuru yaşatamadım, milli mücadelenin temellerinin atıldığı, kahramanlık destanlarının yazıldığı bu şehrin takımını ayakta tutmak için içimizdeki bizanslılara karşı koyamadım.

Senelerce başarıdan başarıya koştuk, İntertoto da gururlandık, büyük galibiyetlere imza attık. Balkan kupasını gördük, o onuru ve gururu yaşadık. İdeallerimiz ikinci liglerde ilk 10'a oynamak değil, Avrupa Kupalarına katılmaktı. Orda başarılı olmaktı. Kıl payı kaçırdığımız zamanlar olurdu, kahrolurduk. İsmail başkanımızı da sadece sportif başarı için sevmezdik. Dik dururdu, onurluydu, her türlü platformda kendini ortaya atar, takımına laf söyletmezdi. Başımız dik alnımız açık gezerdik. Malum takımların taraftarları şampiyonluktan sonra kutlama yapamazdı bu şehirde, bırak kutlama yapmayı formasıyla dolaşamazdı.

Yumruğunu masaya vurunca sözünü geçiren, onurlu, gururlu, dik duran yöneticisi olan, başarıyarıyla övüneceğin ama sebepsiz de sevebileceğin, manevi değerleri herşeyden üstün bir takım bırakamadım oğlum.

Hiç bir başarısı olmayıp, İstanbul takımlarının başarılarıyla avunan zavallılara inat, senelerce kendi şehrinin takımını tutma onuru ve gururunu yaşadık. Milyonlarca liraları 3 kuruşluk adamlara 5 kuruş verip başarı arayan zihniyete kendi yıldızlarımızla kafa tuttuk. Şimdi kendi yetiştirdiğimiz adamlardan çeker olduk. İçi bizans dışı Samsun bir takım kaldı oğlum. Samsunspor'a sahip çıkamadım.

Vatanın en zor zamanlarında analar babalar evlatlarını gözünü kırpmadan cepheye gönderirken ben sana kıyamadım. Bu acıyla yaşamana, eriyip gitmene razı olamadım, seni Samsunsporlu yapamadım. Sana Fenerium lar kaldı oğlum.

Beni affet.

Murat Çakır - www.samsunspor.biz ''

Şu yazıya ağladım.Yüreğine sağlık Murat abicim.

europe_55

Inanilmaz güzellikte her iki yazida.
Gercekten aglamamak icin kendimi zor tuttum...
O günleri bende göremedim.
Ama her akli basinda Samsunlu genc, er yada gec istanbul takimlarini tutmayi birakip, kendi sehrine ve onun takimi olan SAMSUNSPOR´a sahip cikacaktir.
SAMSUNSPOR hicbir zaman sahipsiz degildir ve kalmayacaktir.
Bize sadece Hasbi Aga gibi, Ismail Baskan gibi bir lider lazim.