Beton tribünler...

Başlatan edmontdante, 12 Aralık 2008, 13:47:38

« önceki - sonraki »

edmontdante

12 Aralık 2008, 13:47:38 Son düzenlenme: 12 Aralık 2008, 17:55:44 samsuni
Samsuni'nin nostalji başlığına eklediği resim.Sene 1993 SAMSUNSPOR-fb maçı.



Şu tribünlere bak.Ana baba günü iğne atsan yere düşmez herkes ayakta.Şimdi takımın yine aynı gücünde olduğunu düşünelim stad yine dolar tabiki ama o resimdeki gibi olmaz .O zaman koltuklar yoktu.Uefa Fifa standartları derken koltuklar geldi.Stad kapasitesi düştü herkes oturur oldu.İşte bu çekirdekcilikte bundan sonra yaygınlaştı.

Şimdi maça gidiyoruz.Zaten üst tribünün açılmasıyla ve şu anda takımın durumundan ötürü stadı dolduramıyor olmamız nedeniyle doğal olarak herkes oturuyor.Geçen sezon Maraton eski tribünü doldurduğumuz maçlar oldu  yine herkes oturuyor.Eskiden  herkes ayakta olurdu.Oturun beyler dediklerinde anlardık ki bunu diyenler maça ilk kez o hafta gelmişler.Ayakta olunca  maça daha iyi konsantre olurduk yapılan tezahuratlara daha fazla katılırdık.Sanki maçı sahadaki oyuncular değil biz alacağız hissini taşırdık.Defalarca da bu taraftar maç aldı 19 Mayıs'ta .Şimdi bakıyorum bizler bile zaman zaman  oturuyor olmamızın verdiği  hisle maçtan kopmuşuz.Sanki tv de İspanya'dan maç izliyormuş gibi maç izler olmuşuz

Denilecek ki yapılabilecek ne var.Tabiki hiçbirşey yok.Koltuklar ,sarı merdiven boşlukları derken  oturarak maç izlemekten başka yapılacak bir şey yok tabiki.Eskiden merdiven boşluğumu vardı.Avrupa'da herkes oturarak seyrediyormuş.Olabilir.19 Mayıs Tribünlerinde beton zemin üzerinde ve hınca hınç dolu tribünlerde  maç izlemiş,tuvaletten doldurulan mavi su bidonlarında su satan çocı-uklardan su almış, gol olduğunda önündekinden sıkışıklıktan ötürü ağzının ortasına  dirsek yemiş hiç kimse oturarak maç izlemeyi tercih etmez biliyorum.Ama yapacak bir şey yok  ben sadece bu resmi görünce o günlere döndüm  o kadar.

mehmet yılmaz

Abi müsaadenle başlığı beton tribünler olarak değiştirdim.

Yazdıklarına aynen katılıyorum. Rahmetli Timofte ile de çok konuşmuşuzdur bunu. Ben koltuktan hiç hazetmedim; nerede o eski taş tribünler?

Yılların alışkanlığı olsa gerek, bugün dahi oturarak maç seyretmekte zorlanıyorum. Elimde olsa 90 dk. ayakta izlerim.

jean

tanjunun rovasatanan sakaryaspora attigi golden sonra ayaga kalkan taraftarlari gorunce samsunspor bu muydu demek elde degil dogrusu

Kaya

kartoooonnn kartooon 1 lira  :P

CeLiL_55

çok doğru bi konuya temas etmişsin kardeşim nerde o eski yıllardaki tribünler o müthiş taraftar keşke şimdiki tribünlerde eskisi gibi tıka basa dolsa stad full çekse daha ne istenebilirki

edmontdante

Ve aylardan ARALIK hava soğuk.Maç yayını da ver üstelik.Ama tribünler tıka basa dolu yine de

Clint_Eastwood

  Gençliğimin en güzel dönemleri o beton tribünlerde geçti... 1994 deki 2-2 biten Galatasaray maçını izlerken maratonda kımıldayacak yer yoktu... Nefes alacak yer yoktu, bacaklarımızı hissetmiyorduk ama o yorgunluk dünyanın en güzel çilesiydi belkide bizim için... Okuldan çıkıp gittiğimiz hafta içi kupa maçlarında beton tribünler takım elbiseli okuldan çıkmış arkadaşlarımızla doluydu... O beton tiribünler gerçek taraftarın ruhudur... Ayakta maç izlemek gerçek bir keyiftir bizler için, o dönemi yaşayanlar için.... 7sinden 70'ine kadar herkes ayakta ve herkes omuz omuza maçı yaşayarak...

Şimdi koltuklar, sarı merdivenler ve yokolan güzelliklerle başbaşa bir stad... Ve 1990'larla yaşayan bir jenerasyon....

edmontdante

Alıntı yapılan: Clint_Eastwood - 20 Aralık 2008, 17:32:20
  Okuldan çıkıp gittiğimiz hafta içi kupa maçlarında beton tribünler takım elbiseli okuldan çıkmış arkadaşlarımızla doluydu... O beton tiribünler gerçek taraftarın ruhudur...


;D ;D ts-bjk  kupa maçı SAMSUN'da oynanmıştı.Ne acayip birşeydi.Bizim stadta kendine ait bir tribün bulamamak.Kalede Bako vardı bjk'da.Beton tribünler deyince aklıma gelen kupa maçlarından biri

mehmet yılmaz

Yazın vuran güneş ile sımsıcak olurdu.
Kışın tribünlerin üstü açık olmasından dolayı genelde ıslak olurdu. Çekirdekçiler, az ilgililer isteseler de oturamazlardı. İlla oturacağım diyen kapalıya giderdi.

Kimisi o beton tribünlerde güneşten mayışıp yatar uzanırdı, kimisi namaza dururdu, kimisi yanındaki çocukları için evden getirdiği litrelik suyunu ve yumurtlaı ekmekleri çıkarır, bir gazeteyle ortaya sererdi. Çünkü büyüktü, doğaldı...

Üstelik o zamanlar maça şimdiki gibi başlamasına 10 dakika kala girilmezdi. Pazar günü tamamen maç ayrılırdı; en az bir saat önceden girilirdi. Zaten esas maçtan önce genelde PAF maçları olurdu.

Çok özledim be, çok özledim...  :-[

Herşeyini özledim 1990'ların!!!

O beton tribünlerde halen yankılanır mı "Rado Rado Rado Radaca, Radaca Radaca Rado Radaca..." tezahüratlarımız?

Al sana sarı merdiven boşluğu.  >:(



Kazadan sonraki ilk resmi maçımız; Galatasaray'ı Milinko'nun golüyle 1-0 yeniyoruz.


red_white

arkadaki herkes beyaz onlar formamı yoksa gömlekmi  ???

mehmet yılmaz

Gömlek...

O zaman Türkiye'de forma giyen taraftar yoktu zaten.
Ama kafadakiler Samsunspor şapkası...

red_white

evet hepsinin kafada şapka var hey gidi günler yaa :(

FaT1h

bu günleri özlememek içten degil keşke o günlerde olsak :(

edmontdante

20 Aralık 2008, 21:17:53 #13 Son düzenlenme: 20 Aralık 2008, 21:35:55 edmontdante
Alıntı yapılan: samsuni - 20 Aralık 2008, 17:53:47
Yazın vuran güneş ile sımsıcak olurdu.
Kışın tribünlerin üstü açık olmasından dolayı genelde ıslak olurdu. Çekirdekçiler, az ilgililer isteseler de oturamazlardı. İlla oturacağım diyen kapalıya giderdi.

Kimisi o beton tribünlerde güneşten mayışıp yatar uzanırdı, kimisi namaza dururdu, kimisi yanındaki çocukları için evden getirdiği litrelik suyunu ve yumurtlaı ekmekleri çıkarır, bir gazeteyle ortaya sererdi. Çünkü büyüktü, doğaldı...

Üstelik o zamanlar maça şimdiki gibi başlamasına 10 dakika kala girilmezdi. Pazar günü tamamen maç ayrılırdı; en az bir saat önceden girilirdi. Zaten esas maçtan önce genelde PAF maçları olurdu.

Çok özledim be, çok özledim...  :-[

Herşeyini özledim 1990'ların!!!

O beton tribünlerde halen yankılanır mı "Rado Rado Rado Radaca, Radaca Radaca Rado Radaca..." tezahüratlarımız?




Evet ıslanmak istemeyenler yada oturarak maç izlemek isteyenler kapalıya giderlerdi.Bilirlerdi ki maratonda oturmak mümkün değil.

Dün gibi gözümün önünde şöyle yukarı doğru arkaya çapraza baktığımda namaza durmuş insanlar.

Paf maçları hatta daha öncesinde Ümit takım denirdi bazende başka maçlar olurdu hayal meyal hatırlıyorum sanki amatör karma maçları yada  genç takım maçları.

Samsuni,bir abimin benim facebook profilimde yaptığı yoruma bak 1980'lere ilişkin çok iyi tarif etmiş

Alıntıyıl 1980 ler yer 56 lar kapıya her pazar olduğu gibi murat 124 yanaşır bir korna içinde hasan sever kahraman amca birde babamı çağırırlar hadi maça gidiyoruz kıymalılar henüz bitmiştir bizim evde yine kavga annem gitme maça der bizi gezdir ama nafile babam biner murat 124 de hasan abi kahraman abi ve ilhan gencal giderler temellere,caziplere,naimlere,bizede aşıladılar hey gidi günleeeeeeeeeeeer heeeeeeeeeey


İşte bahsedilen Hasan Abi,Kahraman Abi,İlhan Gencal ve ekibi.Elinde büyük radyo olan ve yanındakiler


mehmet yılmaz

Valla abi bundan süper bir yazı çıkar; 1980'lerde Maça Gitmek...

Şimdi senin yazdıklarından sonra 2 şey daha geldi aklıma, daha doğrusu sen hatırlattın.

Pazar sabahı demek 80'lerin Samsun'unda kıymalı pide demektir. Öyle şimdiki gibi pidecilerde değil bildiğimiz ekmek fırınlarında yaptırılırdı pideler. Bir hamurun üstünde mutlaka sahibin adı yazardı, Bazen yanlışlıkla o kağıdı da yerdik. Maça gidecek oaln babalar, karga b.kunu yemeden kalkıp pide için sıraya girerlerdi. En geç 9.30'da kahvaltı başlar, 10 gibi evin babası apar topar kalkar maça giderdi. Maç 15-16'da olurdu üstelik. Eğer çocuklar da maça götürülecekse pideler gazeteeye sarılıp poşetlenirdi. Statta çevredekilere de ikram edilirdi.

Maç öncesi bilet gişesi ayrı olmadığı için uzun kuyruklar oluşur, tanıdıklar görülür, maç muhabbeti yapılırdı.

İkinci konu ise radyo meselesidir. O zamanlar şimdiki gibi cep telefonları falan olmadığı için diğer maçları öğrenmek için radyo götürülürdü. Her 100 kişiden birinde mutlaka bu eşşek başı büyüklüğündeki pilli radyolardan olurdu. Adam sanki başbakan gibi fiyakalı olurdu tabii. Arada bıkkın bir yüz ifadesiyle diğer maçları soranlara skor söylerlerdi.

Mesela bir Kadıköyspor - Giresunspor maçı hatırlıyorum. Sene 91, biz eski stattayız. Samsunspor ise Ankara'da G.Birliği deplasmanında. Hocamız gitmiş, Özkan Sümer'i getirecekler, o da tribündeymiş, izliyormuş maçı. Neyse, biz Kadıköy maçını izlerken radyo "mikrofonlarımız Ankara'da" dedi. Samsunspor, G.Birliği karşısında Hakan'ın golüyle 1-0 öne geti deyince radyo, sanki eski statta gol olmuş gibi bir "gooolll" sesi yükseldi.

Bu arada ben de Samsun'da gittiğim maçlarda -çocukluk işte- radyo spikerciliği oynardım.
Güya ben Samsun'daki spikermişim de Ankara'dakiler şimdi sözü Samsun'a, Samsuni'ye bırakıyoruz demiş gibi kolumdaki saate bakıp kendi kendime anlatmaya başlardım. Şimdi

Samsun'da dakikalar 15'i göserirken ev sahibi takımın Ertuğrul'un ayapından gelen golle 1-0 üstünlüğü var. Şimdi Samsunspor atak geliştiriyor, top Osman'da, Bünyamin'in arıyor..." Bir müddet sonra ise gerçek maça dalıp spikerliği unuturdum. Sanırım TRT bu zaafımı fark etmiş olacak ki, birkaç yıl sonra kovdu beni :) Ya da ben büyüdüm...

Hey gidi yıllar hey...

Yok, yok... Ben bundan güzel bir yazı çıkarayım...