Radikal Kitap - Samsunspor

Başlatan mehmet yılmaz, 23 Mart 2009, 19:25:16

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz

23 Mart 2009, 19:25:16 Son düzenlenme: 23 Mart 2009, 19:29:45 samsuni
AlıntıKırmızı, beyaz ama en fazla siyah

SERKAN PARLAK

20/03/2009




'Samsunspor' şehrin yüzyıl başındaki spor ortamından başlayarak anlatıyor Samsunspor'un hikâyesini. 'Arkayı Fenerleme' deyiminin çıktığı günler, Hasbi Menteşoğlu dönemi, kaçan şampiyonluk... Unutulmayan oyuncular, unutulmayan maçlar, sahneler, taraftarlar... Samsunspor'un gurbetteki ve medyadaki görünümleri...


İletişim Yayınları'nın Futbol Dizisi kitaplarının sonuncusu Samsunspor/Kırmızı Beyaz Siyah adıyla yayımlandı. Kitap, altı bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümünde kentte özellikle futbolun gelişimi geçmişten bugüne ele alınıyor. Kulüplerin yavaş yavaş açılmaya başladığı 1900'lerin başlarından 1923'lere kadarki cılız ortam Kurtuluş Savaşı sonrası hareketleniyor. 1930'lara kadar ve sonrasında futbol, yüzme, atletizm gibi branşları da içererek kurulan kulüplerin, sadece eğlenmek değil,tiyatro gösterileri, yabancı dil eğitimi gibi etkinlikler üzerinden cumhuriyet projesinin beden ve kültür politikalarını da hayata geçirdiğini gözlemliyoruz. Kesintili de olsa 60'lara kadarki dönemin var olan ya da yeni kurulan kulüpleri, mıntıka, bölge ve Türkiye Şampiyonası finallerinden maç kadroları, yöneticiler hakkında ansiklopedik bilgiler aktarılıyor. Dönemin gazetelerinden alıntılanan bazı maçların o dönemki sunumu özellikle dil malzemesi açısından dikkate değer. Türkiye Futbol Federasyonu'nun profesyonel takım kuruluş çalışmaları sonucunda pek çok şehir takımında olduğu gibi Samsun'da da farklı kulüpler birleşerek Samsunspor kulübünü oluşturuyor.
Kitabın ikinci bölümünde 1965-1985 yıllarını kapsayan dönemin ön plana çıkan maçlarının öykülerini kuru ansiklopedik bilgiler olarak değil, genelde maçı yaşayan futbolcuların ve taraftarların anılarının desteklediği öyküleyici metinler üzerinden okuyoruz. Dönemin yıldız futbolcuları Nuri Asan ve Temel Keskindemir'in özlü biyografileri yerele bağlılık, fedakârlık ve yardımseverlik kültürünün izleriyle dolu. Az gol yiyip az gol atan, evinde genellikle galip gelirken, deplasmanda mağlup olan bir takım karakteristiği oluşuyor. Bu bölümdeki anlatılarda birinci ligden düşüş ya da birinci lige yükseliş gibi zor durumlardan çıkışta neden sonuç ilişkilerinin değil olağanüstülüklerin devreye girişi; örneğin uzun süren gol atamama dönemi sonunda kritik bir maçta futbolcuya muska takılması, golü o futbolcunun atması ve takımın ligde kalması efsane motifleri taşıması bağlamında halkbilim malzemesi olarak da okunabilir. Aynı dönemde 1. ligden 2. lige iki kez düşüp tekrar 1. Lig'e çıkması Samsunspor'un direngenliğinin ipuçlarını sunmaya başlıyor.

Menteşoğlu dönemi
Tarihsel sürecin anıların desteklediği öyküleyici anlatımla sunulduğu üçüncü bölüm, 80'li yıllarda Milli Takım ve Samsunspor'un kaleciliğini yapmış, günümüzde spor yazarlığını sürdüren Fatih Uraz'ın dönemin analizini yapan sevgi ve fedâkarlık temalı metniyle açılıyor. Uraz'ın başarısızlık-başarı-başarısızlık dizgesini futbol için somutlama çabası dikkate değer. Futbolda maddi sorunları rahatça çözümleyebilen profesyonel bir yönetim, güçlü taraftar desteği, tarafsız hakemler, istikrarlı teknik ekip ve birbiriyle uyumlu, para sıkıntısı yaşamayan futbolcular başarıyı getiriyor. Maddi sorunlar, yerel kaynaklardan yararlanmak yerine transferle takım kurmaya çalışan yönetici zihniyeti ise başarısızlığa neden oluyor. Genel yapı bozulmaya başladığında ise itaat ilişkileri üreten var olan hiyerarşik yapıyı korumak ve yönetici-futbolcu-taraftar iletişiminin sürekliliği bir süre daha durumu idare ettirebiliyor. Ancak çözülme kaçınılmaz. Samsunspor tarihinde en başarılı dönem olan 1984-1989 yıllarının öyküsü, o dönemin futbolcularından Emin Kar'ın, kentten ve gurbetten taraftarların takım, tribün kültürü, takıma aidiyetle ilgili anlatılarıyla zenginleşiyor. Bu bölümde dikkat çekici ilk unsur, Başkan Hasbi Menteşoğlu ve ailesi özelinde tarıma dayalı üretimle zenginleşen bir aile şirketinin futbol takımı üzerinden tanınır olmasıyla birlikte, medyanın ve devletin denetim kurumlarının etkisiyle zamanla nasıl çözüldüğü, karşılığında ise futbol takımı ve kentin gerçekleştiremediği sıçramanın görünür kılınması. Bilimden ziyade yerel kültürün kendiliğindenliği, bireysel fedakârlıklarla şekillenen bir kulüp kültürü hem başarıyı hem de başarısızlığı getiriyor. Dikkat çekici diğer unsur ise dönemin star futbolcusu Tanju Çolak'ın biyografisi. Öykü, Rocky Balboa ve Kızgın Boğa'daki sinematografik malzemeyi fazlasıyla içinde barındırıyor. Magazin kültürüne bir dönem yeterince malzeme sağlayan (Hülya Avşar'la ilişkisi, Kaçak Mercedes olayı) yaşantısı dışarıda bırakılsa da taşrada keşfedilen, disiplinli çalışarak yükselen, olgunlaşan ve başarıya ulaşan bir futbolcunun hayal kırıklıklarıyla biten öyküsü olarak okunabilir.
90'lı ve 2000'li yılların ele alındığı dördüncü bölümde, Başkan İsmail Uyanık, yıldız futbolculardan Ertuğrul Sağlam, Celil Sağır ve Serkan Aykut görüşmeleriyle tarihsel sürecin dökümü tamamlanıyor. 90'lı yıllar boyunca, ayrıca 2000'li yılların ilk bölümünde başkanlık yapan İsmail Uyanık'la yapılan görüşmede kişiselliğin merkezde olduğu bir profesyonel yönetim geleneği oluşturma çabası göze çarpıyor. Satır aralarında futbol-siyaset ilişkisinin dinamiğiyle ilgili ipuçları var. Belediye başkanının kulüp başkanı olduğu yapıyı hayal eden Uyanık, 2000'lerin başında bunu hayata geçiriyor, ancak sonraki iki yıl içinde takım ikinci lige düşme konumuna geliyor. Milletvekilleri ve belediyelerden maddi destek beklentisi sürekli vurgulansa da ikinci kez başkan olduğu dönem de gösteriyor ki, kendi öz kaynaklarıyla var olmaya çalışan özerk bir yapı çözüm gibi görünüyor, her ne kadar kendisi farkında olmasa da. Kurumsallaşmayı gerçekleştirdiğini zannedip 2000'lerin ikinci yarısında başkanlıktan ayrıldığında Samsunspor ikinci lige düşüyor. Siyasetçiler için futbolun en azından reklam beklentisi anlamında bir araç olduğu gerçeğini bir kez daha fark ediyoruz. Görüşmenin ikinci bölümünde yaz döneminde ve devre arasında spor gündemini sürekli meşgul eden futbolcuların ilginç transfer öykülerini bir başkanın samimi açıklamalarından okuyoruz. Ertuğrul Sağlam, Samsunspor'a geliş sürecini, zihinsel sıkıntıların hâlâ sürdüğü kaza sonrası yeniden yapılanma sürecinde yaşanan zorlukları, yıldızlaştığı transfer dönemlerinin maddi fedakârlık öykülerini; eğitim, tecrübe ve cesaretiyle futbolculuktan yardımcı antrenörlüğe, ardından başarılı bir teknik direktörlüğe evrilme sürecini anlatıyor. Samsunspor'la özdeşleşen ve futbol hayatları hâlâ süren Celil Sağır ve Serkan Aykut görüşmelerinde en dikkat çekici nokta, Başkan İsmail Uyanık'ın etkisiyle en verimli dönemlerinde Samsunspor'da kalarak fedakârlık yapmalarıyla; İstanbul kulüplerine transfer olarak hem maddi anlamda tatmin olmak hem de popüler olma isteğinin çelişerek görünür olması.

Hüzün, sevinç ve şiddet
Kitabın taraftarlık ve tribün kültürüyle ilgili beşinci bölümünde; Samsunspor'u tutmanın kökenleri (maçını tribünden izleme, radyodan dinleme...) 1989 yılında yaşanan kazanın acısını azaltmaya yönelik sahici anlatımlar ya da anlatmaktan kaçışlar, özellikle İstanbul kulüpleriyle, Trabzonspor'la, kupa finalinde Sakaryaspor ve son kez ligden düşülen Malatyaspor maçlarıyla ilgili anılar ön plana çıkıyor. Şiddet 90'larda tribünlerin önemli bileşenlerinden. Hüzün, sevinç ve şiddetin iç içe geçtiği fedakârlık ve diğerkâmlık öyküleri okuyoruz. Tribünlerde, 60'larda Lazigolar ve Amigo Lazigo Yılmaz'la başlayan, 80'lerin ikinci yarısından itibaren Şirinler ve Söğütlübahçeli Çılgınlar'la dönüşen, 2000'lerin ikinci yarısından sonra ise çok sayıda tribün grubunun ortaya çıkıp kaybolduğu gözlemleniyor. Amigo merkezli 60'ların tribün kültürü, 80'lerin ikinci yarısından sonra yine şahıs merkezli tribün gruplarının varlığı nedeniyle bir türlü sağlam bir geleneğe dönüşemiyor. 50'lerin iç göçle oluşan canlı kent atmosferinin 80'lerden sonra kentin yoğun göç vermesiyle çözülmesi tribün kültürüne bire bir yansıyor.
Kitabın son bölümü sınırlı da olsa sürecin sosyolojik analizine ayrılmış. Bu süreç boyunca süren göçe bağlı nüfus hareketleri kent kimliği ile bağlantılı bir taraftarlık bilincinin oluşumunu engelliyor.  80 sonrası özelleştirme politikaları, sermaye birikiminin oluşmaması, ticaretle gelen cılız birikimin ise göçle birlikte merkezi kentlere kayması çözülmeyi getiriyor. Bu çözülme Samsunspor'un öyküsüyle koşut ilerliyor. 80 sonrasında kentsel dönüşümle birlikte çocuk, hayvan ve oyunun yerini; apartmanlar, bulvarlar, üstgeçitler ve futbolla kaynaşmayı engelleyip yabancılaşmayı arttıran parklar alıyor. Sonuçta nasıl ki 'başka bir dünya mümkün'e inanç sürüyorsa, Samsunspor için de geleceğin daha iyi olabileceğine dair umudu, derlemeyi oluşturan yazarların hemen hemen hepsi az çok içlerinde taşıyor.

SAMSUNSPOR
Kırmızı Beyaz Siyah
Derleyen: Mehmet Yılmaz
İletişim Yayınları
2009
396 sayfa
21 TL.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=926995&Date=23.03.2009&CategoryID=40#


Radikal Gazetesinin Kitap Ekinde Samsunspor'umuzla ilgili güzel bir yazı; paylaşalım istedik.

Serkan Parlak, aynı zamanda kitap içinde de Bozüyük'ten Samsunspor'umuza sevgilerle adlı alt yazılardan birinin sahibidir.

gozgoz yýlmaz

Kitabın sağlam bir analizi yapılmış, kitabın farklı yayın organlarında yer alıyor olması hayli güzel ve önemli. Daha eskilerin mitleştirilmesi hadisesi benim de dikkatimi çekmişti; pek çok takımda olan birşey bu. Temel, Gozgoz Yılmaz, Çolak Hoca, Lazigo Yılmaz, Hasbi Ağa, Nuri Asan...

Recep

radikal gazetesinden Serkan Parlak ın kitabımızı en ince ayrıntısına kadar inceleyip yapmış olduğu yorumlar için teşekkürler ulusal medyada ses getirebilmek çok güzel bir olay

**KaR6**

baya baya kitap incelemesi ve cozumlemesi yapmış, farklı bir acıdan yorumlanmış kitap, tesekkur ediyoruz kendisine..

55.hakan

güzel bir yazı yazmış kitap hakkında kitabın tamamını tekrar okumuş gibi hissettim kendimi

yaman55

Alıntı yapılan: 35ama55 - 24 Mart 2009, 01:35:18
kitap için sallama bir yazı yazmadığı ve Samsunsporun kelimelerle bile büyüklüğünün anlatılamayacağını gösterdiği için kendisine teşekkür ederiz ..

Ertuğrul Sağlam

keşke kitabımızı gerçek manada okuması geren kişilere okutabilsek vallahi samsunsporluyum diyen birkez olsun okuması gerek çünkü tuttuğu takımı daha iyi anlar