Bahis ve futbol: Bu nasıl sevmek?

Başlatan mehmet yılmaz, 22 Ocak 2007, 22:03:36

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz

AlıntıBahis ve futbol: Bu nasıl sevmek?

Yurtta ve dünyada, bahis oyununun çeşitlerinden geçilmiyor. At, köpek, hatta tavşan yarışları... Ama en çok futbol maçlarına 'iddia' oynanıyor ve bu arenada büyük paralar dönüyor. Bahis merakıyla futbol merakı nerede, nasıl kesişiyor?

16/01/2007 TANIL BORA - Radikal

Futbol maçları için bahse tutuşmak, 1880'lerde İngiltere'de başlamış. İngiliz işçi sınıfının futbola olan ilgisi, bahisçilikten bağımsız düşünülemez. Ufak paralarla tutuşulan bahisler, 1920'lerde kurumlaşmaya başlamış, çok geçmeden ciddi bir ekonomi sektörü haline gelmiş. 1959'da kulüpler de pay almaya başlamış.
Son 15 yılda, endüstriyel futbolun en önemli branşlarından biri haline geldi müşterek bahisler. Avrupa çapında yıllık ciro 170 milyar avro olarak hesaplanıyor. İnternet üzerinden oynama olanağı, iş hacmini gitgide büyütüyor. Spor müşterek bahislerinde devlet tekelinin olmadığı iki ülke, İngiltere ve Avusturya, bilhassa ilerdeler. Avusturya merkezli betandwin firması, 2004-2005 sezonundan itibaren Portekiz Ligi'ne adını verdi. Şimdi de reklam için Barcelona formasına göz dikmiş durumda!
Bahis oranlarını saptayan uzmanlardan Norbert Stubits, Avusturya'da çıkan Ballesterer dergisine, 'Her gün onbinlerce kişiye karşı bahis oynadığını' söylüyor! Yıllardır doğru dürüst maç izlediği yok; zihni istatistikler, bilgisayar programları, haberler ve sakatlık raporları arasında geziyor. Her şeyden önce, takımların form eğrilerine ve iki takım arasındaki maçların evveliyatına dikkat etmeyi öğütlüyor.

Peşi sıra skandallar

Bahis endüstrisi, maçlara hile karıştırmaya dönük hevesleri azdıran bir etken. 1980'de İtalya'da Rossi'nin de karıştığı büyük skandal, erken uyarıydı. 1994 Dünya Kupası'nda kendi kalesine gol atan Escobar'ı öldürtenin, Kolombiya'nın elenmesiyle bahislerde büyük para kaybeden mafya olduğuna, ilgili herkes emin. 2004'te Almanya'da bazı futbolcuların yanı sıra hakem Robert Hoyzer'in, bahis oynanan maçlarda istenen skorun teminine bizzat yardımcı olduğu açığa çıktı. Aynı yıl İtalya'da, 19 kulüpten 34 oyuncu, antrenör ve yönetici, bahis şikesine bulaşmakla suçlandı ama olay Almanya'nın aksine hafif cezalarla geçiştirildi. 2005'te, dünyanın üç ayrı köşesinde bahis şikesi skandalları patladı. Brezilya'da bahis şirketiyle iş tutan biri FIFA kokartlı iki hakemin 25 maça 'ayar verdikleri' ortaya çıktı, 1. ligde 11 maç tekrarlandı. Finlandiya'da, bahis şebekesinin istek parçasına uygun skor ayarı yaptığı belirlenen lig ikincisi Haka Valkeakoski, 10 bin avro cezayla sıyırdı. Çin'de, 1. lig takımlarının yarısında bazı oyuncuların, Endonezya ve Makao'daki bahis firmalarıyla yaptıkları işbirliğini skorlara yansıttığı anlaşıldı. Bunun üzerine televizyonun maç yayınlarını kesmesi ve sponsorların çekilmesiyle, kulüpler iflasın eşiğine geldiler.

Bir istisna: Valladolid

İtalya'da, 2001'de, profesyonel futbolcuların bahis oynamasına yasak konulmuştu. Aynı yıl, bu yasağın olmadığı bir yerde, İspanya'da, futbolun fendinin bahsi yendiği bir güzellik oldu. Maçın bitimine az kala Real Madrid'e attıkları golle beraberliği kurtaran Valladolidli oyuncular, böylece 6 milyon avrodan fazla para kaybetmişlerdi. Zira müşterek doldurdukları kuponda diğer bütün sonuçları bilmiş, kendi maçları için
ise Real'in galibiyetine oynamışlardı! Kurban olduğumun La Liga'sı!
Mesele şu ki, futbola zaten aşırı para pompalanıyor. Şaşırtacak, 'bozacak' kadar. Hele bahisten gelecek para, Allah'tan gelsin, diyesi geliyor insanın; şike potansiyelini nasıl azdırdığını düşününce.

Apaçık bir bağımlılık

İktisadi istikrarsızlık dönemlerinde, yoksulluk derinleşirken, kitlelerin 'kolay' ve 'çabuk' para hülyalarına kapılması, anlaşılır bir sosyal zaaf. Spor müsabakalarında bahis oynamanın loto, piyango gibi şans oyunlarından tehlikeli bir farkı, bahisçinin özel ilgileriyle kesişmesi. Maç izlemek, spor haberlerine takılmak, bahis 'süreci'nin bir parçası
olarak yaşanıyor. Dahası, futbol meraklısı, kendini 'uzman' addederek, iddia işinde bir avantaja sahip olduğu zehabına kapılıyor. Kumarbaz tutkusu derinleşiyor böylece, basbayağı bağımlılığa dönüşebiliyor.
Bence esas kötülük, zaten kimsenin Hatice'ye bakmadığı ortamda, futbol ilgisini tamamen neticeye, skora indirgemesi. Taraftarı olduğu takımın galibiyetine şartlanmak nasıl da masum kalıyor; ilk yarıyı galip bitirmesine veya fark atmasına oynandığı takımla 'bir gecelik ilişki' kuran iddiacının riyakâr desteği yanında! Tatsız değil mi; futbolun, mel'un ÖSS cevap anahtarlarını andıran rakam tablolarından
'okunur' hale gelmesi. Futbol analizi adına, Allah'ın unuttuğu İskandinav kümeleri hakkında atıp tutmaların dolaşıma girmesi. (Arifane sohbetiyle Bener Onar'ı tenzih ederim!) Bu vesileyle münzevi liglere, kuytudaki takımlara samimi bir alaka peyda olsa bari, hiç yoksa futbol folkloru adına adına bir kazanım olurdu.

mehmet yılmaz

Uzun süredir zihnimde yer alan bir konuydu bu... İşin dini boyutunu bir yana bırakıp katıksız bir futbolsever-taraftar penceresinden baktığım zaman da bahis oyunlarının futbolun ruhuna ters olduğuna inanıyorum. Sanki bir sevgiliyi aldatmak gibi.  

Zaman zaman Samsunspor maç topiclerinde de rastladığımda çok kızıyorum; bizmaçı kaybetmişiz ya da kazanmışız ama adam oynadığı kuponun derdinde. Samimiyetten uzak bir sevinç-hüzün yansıması durumu oluyor haliyle.

Evet, kulüplere maddi anlamda bir getirisi var elbette ama endüstriyel futbolun ana damarlarından birisi de bu işte... Muhalifim birader; sonuna kadar!..

piyanist

Sevgili Samsuni çok iyi bir noktaya dokunmuşşsun.Milyar dolarların döndüğü bir sektör.Para kazanma şansın zaten mucizelere bağlı.Ufak tefek kazançlardan bahsetmiyorum.40-50 milyon kazancağınız kuponlardan bahsetmiyorum.Pazarlarını ve reklamlarını o kadar iyi sunuyorlarki bu şirketler cebizindeki 1 Ytl ye göz dikmiş durumda.Ne olacak 1 Ytl den demeyin.O iş 1 ytl ile başlıyor ve gerisi korkunç boyutlara ulaşıyor.bu oyunlarda da her türlü pisliğin döndüğünü anlatmaya luzüm yok sanırım.Son dönemlerde Gökdeniz olayı.Adam takımını bile satıyor.Ekmek yediği takımın formasını.Bir ara bendede bağımlılık oluşmuştu fakat zorda olsa kendime geldim.Baktım bu işin sonu yok bıraktım.Kendimde değildim.Adeta işi gücü bırakıp bayilere gidiyordum.Son zamanlarda işi dahada abartıp internet üzerinden oynamaya başlamıştım.Bir gün bir arkadaşım maasşını İddaya yatıracağını söylemişti.Yapma etme dedik.Sadece 4 maç onlarda banko sayılır zaten oranları çok düşük dedi.ilk 3 maç tutuyor fakat son maçta 2-0 dan 2-2 olmuş.Arkadaş ölümün eşiğinden döndü.Bu arkadaşımızda 1 YTL le ile başlamıştı bizim gibi.

Samsunspor-malatyaspor maçında maratondayım.Malatya 1-0 kazandı.Ama adamın biri maçın sonlarına doğru inanılmaz heyacanlanıyordu.Dikkatimi çekti.Adamın yanına gittim.Sen dedim ne ayaksın.Adam bana ya yenim Ben Samsunsporluyum.Ama idaa oynadım mal-atyaya verdim dedi.Yaw dayı sen ne diyon.Sen şimdi malatyanın kazanmasınımı istiyon dedim.Adam Ya işte felan dedi.

Bu oyunda enterasan şeyler dönüyor.benden Size tafsiye 1 ytl den bişey olmaz demeyin.Ben 1 YTl ile 2100 ytl kaçırıdm.Sonra 1 ytl oldu zamanla 100 ytl düğün paralarımı sesimi iddaya veriyordum.Ama Allahıma şükürler olsun kurtuldum artık o hastalıktan.Bakın arkadaşlar kumar oynayan kazanmaz kumarı Sadece Oynatan kazanır.İddaa o kadar uyanık firma ki atıyorum Bercolona-hearts Barçaya :1.05 veriyor.Neden garanti maç diye.on tane böyle maç oynasanız oran en fazla 2 yapar.Tabiki tutacak diyede bir şey yok.Hakem hataları futbolcular kaçan goller derken sizlerde intarın eşiğine gelmeyin.Ben gözümün önünde arkadaşımı kaybediyordum az daha.Bende Sayın Samsuni Gibi İddaa Ve diğer bahis oyunlarına karşıyım...

Rentboy

herzaman kasa kazanır.kural budur...

veis

rentboy tek kelimeyle özeti yapmışsın kardeşim tebrikler.

celebi

Samsuni kardeş sana harfiyen katılıyorum.