Köşe Yazarlarımız

Başlatan Kadir ÇELEBİ, 16 Ocak 2009, 23:59:25

« önceki - sonraki »

Sioux

Köşe yazarı denilince bence Samsun yerel medyasının en salak iki spor yazarı Aydın yüzbaşıyla fedai aksoydur. bunlar yazarsa bende çizerim!

Kadir ÇELEBİ

23 Şubat 2009, 00:47:45 #16 Son düzenlenme: 23 Şubat 2009, 00:49:35 SamsunSpor_34
Alıntı yapılan: söğütlübahçeli - 23 Şubat 2009, 00:44:58
Köşe yazarı denilince bence Samsun yerel medyasının en salak iki spor yazarı Aydın yüzbaşıyla fedai aksoydur. bunlar yazarsa bende çizerim!


Aslında bu konuda objektif olmak isterdim yapamıyorum samsunspor'a zarar verebileceğimi düşünüyorum bu yüzden bırakın yazmayı konuşmayı beceremeyen yazar sıfatı verilmiş bazı şahısların burada yazılarını en azından ben alıntı yapmıyorum..

Kadir ÇELEBİ

 Osman KARA

Fuat Köktaş giderken


             Onu iktidarın bütün gücü elindeyken çok eleştirdim. Sert ve acımasız bir il başkanıydı ya da bende ve birçok kimsede bıraktığı izlenim oydu. Partisini demirden bir cendere içine almış, öyle yönetiyordu. Bürokraside fırtına estiriyordu. Çok yakın bir dostu ve benim de sevdiğim bir arkadaşım onun il başkanlığını kaybettiği günü şakayla karışık "bürokrat bayramı" ilan etmişti. Haksız da sayılmazdı.

             Partisinin il kongresinde sırf bu yüzden kazanmasını istemedim, kaybetmesine ise üzülmedim. İkinci döneminin ilk dönemine oranla çok daha baskılı olacağını düşünmüştüm. Onun kaybetmesi kentin rahatlamasıyla eş anlamlıydı o günlerde. Bu benim için de böyleydi birçok kimse için de böyleydi.

             Kaybetmek ilk başlarda gururunu kırmış, canını yakmış olabilir ama ona yaramış. Kırılan gururu ile birlikte törpülenen sertliği, canının yanmasıyla birlikte olgunlaşan ruhu ortaya daha bir anlayışlı, daha bir tevazu sahibi ve dolayısıyla daha bir seven ve sevilen bir insan çıkartmıştı. 

             Herkesin "öldü" diye baktığı ve "cenazeyi defnedecek bir gönüllü kahraman", daha doğrusu bir "gönüllü aptal" aradığı o günlerde ihale ona kaldı. Kimileri "Sen aslansın, sen kaplansın, kurtarırsan sen kurtarırsın" derken, kimileri de yüzüne karşı olmasa da arkasından "Sen aptalsın" diyordu. Ben adaylığa itildiğini duyduğum ilk anda kendisine" Başkan, sen Samsunspor için doğru isimsin ama Samsunspor senin için doğru iş değil" demiştim. Hala da aynı fikirdeyim.

             O Samsunspor için doğru isim, doğru seçimdi; doğru isim olduğunu da yaptıklarıyla ortaya koydu. Kulübü derledi, toparladı. Gelir ve giderini kayıt ve kontrol altına aldı. Düzeni ve disiplini sağladı. Genç bir kadro kurdu. Kulübün borçlarını yeniden yapılandırdı. İskeletini yeniden çattı ve genç bir kadroyla geleceğin temellerini attı. Ama ne yazık ki, bu kentte aradığı ve istediği desteği bir türlü bulamadı. O bu kentin kulübünü en zor gününde yalnız bırakmamıştı ama bu kent ve bu kenti yönetenler hem onu hem de Samsunspor'u "kurtarılmaya en yakın olduğu" bu günlerde bile yalnız bıraktılar.

             Eğer son anda bir mucize gerçekleşmezse cumartesi günü yapılacak olan Samsunspor Olağan Kongresi "bu sert ama yalnız adamın" veda kongresi olacak. Zor zamanda geldi, doğru işler yaptı. Gelmesi kendisi için yanlış, Samsunspor için doğruydu. Gitmesi kendisi için doğru ama Samsunspor için yanlış olacak.

             Onu durduracak/durdurabilecek bir kişi var; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz. Eğer isterse ve eğer bu kentin elini ona, daha doğrusu onun şahsında Samsunpor'a uzatırsa, sorun yok, her şey toz pembe, her şey güllük gülistanlık ama ya istemezse, ya yumruklarını açmaz, elini uzatmazsa işte o zaman seyreyleyin gümbürtüyü. Gelecekte ne Samsunpor kalır ortada, ne sıkılacak el, ne alkışlanacak dost ne de yumruklanacak bir hasım.

http://www.habergazetesi.com.tr/koseyazigoster.asp?kimlik=8766


Kadir ÇELEBİ

AĞZI OLAN KONUŞUYOR

24 Şubat 2009 Salı 09:06

Samsunspor olağan genel kurulunda siyasetin ne menem bir şey olduğunu bir kez daha görünce gülmekten kendimi alamadım...

Medya orda, şehrin en önemli kişileri orda, kalabalık bir insan topluluğu da orada. Üstelik seçim de kapıya dayanmış, kaçar mı hiç bu fırsat ?

Bu memlekette 5 yıl belediye başkanlığı yapmış ardından seçim kaybedince mola vermiş, şimdi yeniden adaylığa soyunmuş biri ile O'nun rakibi şimdinin belediye başkanı ve yine yeniden adayı kongrede kürsüye  çıkıp konuşuyor...
Namus şeref sözleri vererek Samsunspor'a destek olacaklarından dem vuruyorlar...Karşılarında duran onları dinleyenlerin beyinleri ceplerinde ya ! Yutturuyoruz zannediyorlar...

Sormak lazım, "Her biriniz 5'er yıl o koltukta oturdunuz, bu kulübe ne verdiniz ? " de şimdi "vereceğiz, yapacağız" diye konuşuyorsunuz...
Hadi biri  treni kaçırmış, yeniden binmeye çalışıyor...

Ya diğeri!

Hala başkan...
Yani icranın başında...

Somut bir adım atıp, "Ben Samsunspor için şu projeyi ürettim ve hayata geçirip karşınıza çıktım" deseydi ya...

Diyemedi, diyemez de...

Çünkü önce karşılığını almak ister...

Oyları...

Sonrası mı ? 

Siz bilmezmisiniz ki siyasetçilerin ağızlarında çıkan sözlerinin kulakları tarafından işitilmediğini ?

SAMSUNSPOR

Ligin dişli takımlarına karşı zafer elde etmek Samsunspor için bir hobi oldu...
Daha düne kadar, "bu takım da iş yok, küme düşer" diyen ulemalar tv'lere çıkıp övgüler yağdırıyorlar...

Hatta daha da ileri gidip play-off,'a kesin gözüyle bakıyorlar...
Garip ülkemin tuhaf yaratıkları...

Başarı oldukça ona sahip çıkacakların sayısı da fazlalaşacaktır...
İspatı ortada...Manisaspor maçında 19 Mayıs Stadı tribünleri son iki yılın en yüksek seyirci rakımına ulaştı...

Bir nevi borsa gibi...

İyi gidişatta yükseliyor, kötü de dibe vuruyor...
Gönül ister ki iyi günde de kötü günde de koltuklar dolu olsun...

SBK

Fenerbahçe galibiyetine şahitlik yapanlar ömürlerinin sonuna kadar bu maçı unutmayacak, hatta torunlarına en önemli yaşam anıları olarak ballandıra ballandıra anlatacaklardır...

Hatta, hatta ilk kez bir basketbol maçını izlemek için Yaşar Doğu Spor Salonu'ndan içeri giren oy avcıları bile büyük keyif almışlardır...

Samsun şehrinin Amazon Heykeli, Redkit ve Daltonlar maketleri ile Sülün anıtlarına inat iki gerçek markası olan Samsunspor ve Samsun Basketbol Kulübü'nün lig liderlerini yenmeleri büyük keyif verdi...

Sayın valimiz Hasan Basri Güzeloğlu'na, " Samsunspor lider Manisaspor'u, SBK'da Lider Fenerbahçe'yi yendi. Bu çok anlamlı" diye konuşunca aldığım yanıt gurur okşayıcıydı. "Gerçek lider Samsunspordur, SBK'dır"
Liderler zirvedeki insanlardır...

Zirvede olanlar dikkat çeker, açık seçik görülürler...

Tabi görmek isteyenlerce...

http://www.haberexen.com/author_article_detail.php?id=566

Kadir ÇELEBİ

Hakkı YESİLYURT
hakkiyesilyurt@halkgazetesi.com.tr

Buna hakları yoktu 

Hadi diriden vazgeçtik, ölülere bile saygısı kalmadı bu toplumun. Ne ayıptı öyle. Saygısızlık üzerine kurulu, "saygı duruşu"! Küfürden mi ibaret olmalıydı?

Evet! Kötünün daha kötüsüydü Samsunspor. Ama yine de kaybetmeyebilirdi. Gerek biraz becerikli olabilseler, gerekse de hakem kritik anlarda doğru düdükler üfleyebilse...

Oyun içindeki temel sorun, Samsunspor'un son haftalarda görmeye alışık olduğumuz oyun oynama ve kazanma iştahının olmayışıydı.

Bedenler sahadaydı da, kafalar değil sanki!
Belki geldikleri yeri yeterli görmelerinden... Belki de kafalarını hafta boyunca meşgul eden prim alacaklarının beklentisinden kaynaklıydı bu.

Nedeni ne olursa olsun, Samsunsporlu futbolcuların buna hiç hakkı yoktu. Hem de bir hava yakalamış ve beklentileri bir üste çıkarmışken...

Kenan ve Turgay ikilisinin, Orduspor'un iki forveti Bruno ve Mehmet Şen karşısında sıkça çaresiz kalışı biraz da iki yan bek Veysel ve Can'ın gününde olmamalarının eseriydi. Hasan'da bir yere kadar dayanabildi bu duruma. Önce Mehmet sonra Fatih'in gollerinde çaresizdi.

Turgut takımı adına günün en 'verimli' aynı zamanda en 'müsrif' ismiydi.
Şık bir kafa golü atmakla kalmadı, özellikle ilk yarıda rakip defansın sol tarafını adeta haşamat etti. Öyle ki Yücel İldiz, bu nedenle genç Hüsamettin'i kenara almak zorunda kaldı. Ama aynı Turgut, kaçırdığı akıllara zarar 2 golle oyunun kaderine direkt etki etti.

Murat'ın bu takım için ne kadar gerek olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Defanstan ve hücümdan dönen topların, yani ribaundların, ev sahibi oyuncular tarafından toplanmasına neden Murat'ın yokluğuydu.

Oyunda ibrenin tamamen Orduspor'un lehine dönmesi, Serdar Sinik'ten sonra oldu. Serdar oyunu çeviren hamleleri ile takımını dahası Yücel İldiz'i bir anlamda ipten kurtardı.

Orduspor'un ikinci golü öncesi tacı Samsunspor'un kullanması gerektiğini gördük önümüzde. Mazeret olamaz ama doğrusu oydu.

Dahası... Oyun 0-1 devam ederken Volkan'ın geçerli sayılmayan ilginç bir golü vardı. Pozisyonu görmeden düdük çalan hakem Hüseyin Sabancı'nın yorumu Akın'a faul yapıldığı yönündeydi. Ama bizim gördüğümüz öyle değildi. Akın'ın dikkatsizlikten gelen hatasıydı.

Hepsi bir tarafa...
Belki de en doğru yorumu maç sonrası Başkan Fuat Köktaş yaptı:
"Kendi ayağımıza kurşun sıktık."

http://www.halkgazetesi.com.tr/author_article_detail.php?id=4076

Kadir ÇELEBİ

Sahipsiz Adana!

04 Mart 2009 Çarşamba 12:48

Hiç görülebilen bir durum değildi yaptıkları; 29 Mart 1992'de ki... "Sahipsiz Adana" yazılı forma ile çıkmışlardı Galatasaray maçına.

Şikayetçiydiler!
İsyanları, kendilerini kaderleri ile başbaşa bırakanlarıydı.
O sezon ligi 15. sırada tamamlayarak 2. Lig'in yolunu tutmuştu
Demirsporlular. O çok konuşulan formalarıyla birlikte.
Aynı dertten musdarip Başkan Fuat Köktaş'ın, "Somut adımlar atılmazsa 14

Mart'tan sonra ben yokum" dedi, hatırlarsanız son kongrede.
Yine kendisinden o gün bu gündür en ufak bir adım atılmadığını işittik düne kadar.

Bir ara Ticaret ve Sanayi Odası'nın yeni yönetiminin jestinden söz edildi. Ama görülen o ki, oradan da "tık" yok şimdilik.

Ama en azından umut var.
Medyaya yansıyan sözler de...

Ama aynı şeyleri siyasiler, Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyeler için söyleyebilmek mümkün değil maalesef.

Seçim telaşı onlar için daha öncelikli sorun.

Şu aşamada haklılık payları olabilir, ama müstakbel başkanlardan da benzer umutlar beslemek istiyor insan. O güveni hissetmek...

Referansları bu yöndeki "güven duygusu"nun önündeki en ciddi engel olarak görülse de, bu olumsuz intibayı değiştirebilmek yine kendilerinin sergileyecekleri performansa bağlı.

Samsun sevgisi ile yola çıktıklarını söyleyen insanların Samsunspor'u görmezden gelmesi samimiyetlerine şüphe düşmesi anlamına gelecektir.

Bu duygunun 'yaşayana' olmadığı gibi 'yaşatana' da hiçbir hayrı olmayacaktır.
Şu aşamada konuşulması gereken öncelik, Samsunspor'u selamete ulaştıracak kalıcı gelir kaynakları için şehri yönetenlerin takınacağı tavır olmalıdır.

Samsunspor'un saha içindeki becerisi değil.
Ağaçlara bakmaktan ormanı göremeyenlerden olmak istenmiyorsak, izlenmesi gereken yol budur.

Olası Adana nostaljisi de , tetikleyici bir unsur olarak dikkate alınamaz mı?

http://www.samsun.net/yazi/sahipsiz-adana-268.htm   

Kadir ÇELEBİ

Öncü'nün dileği

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası'nın aylık olağan meclis toplantısında söz almış Cevat abi (Öncü). Bir süre önce benim de köşemden kaleme aldığım yaraya parmak basmış.

"Değişim" sloganı ile yola çıktıklarını hatırlatarak şöyle demiş:
"Samsunspor'un otobüsü şehrimizin imajına büyük zarar veriyor. Daha ötesinde de, söz konusu olan insan hayatı. Gelin değişime Samsunspor'un otobüsü ile başlayalım. Bunu Sivas Ticaret ve Sanayi Odası daha yeni yaptı; biz neden yapamayalım?"

3 formül sunmuş Öncü.
Otobüsün mülkiyetinin Büyükşehir Belediyesi'nde olduğunu hatırlatmış önce. "Yasal sıkıntı yok. Kimse de itiraz etmez. Bu vesile ile belediyemiz, özlemini duyduğumuz Samsunspor ile olan kucaklaşmayı da sağlamış olur" demiş.

Öncü'nün bir başka ifadesi Metro ve Ulusoy olmuş. Karayolu taşımacılığının iki lider kuruluşundan bu anlamda yardım istenilebileceğine dikkat çekmiş.

"118 meclis üyesi olarak aramızda 1000'er lira toplayalım. Bu 118 bin Tl eder. Gerisini de, odamız kanalı ile tamamlayarak bu sorunu çözebiliriz" demiş son çare olarak.

Mehmet'e (Yılmaz) yazdığı bir yazı sonrası konuşan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kenan Şara, Samsunspor'a kapılarının tamamen kapatılmadığını söylemişti hatırlarsanız. Yasaların kendilerini zor duruma bırakmayacağı her türlü projeye katkı sunmaya hazır olduklarını iletmişti.

Samimiyetlerini Samsunla paylaşmak için bulunmaz bir fırsat var önlerinde şimdi. Kimsenin karnının ağırmayacağı ama herkesin kazançlı çıkacağı...

Samsunspor'un sorunları arasında otobüs, devede kulak bile değil; biliyoruz.
Ama...
Bir yerden başlanacaksa, o yer, neden burası olmasın? 

07 Mart 2009 Cumartesi 13:03
Hakkı Yeşilyurt

http://www.samsun.net/yazi/oncunun-dilegi-274.htm