Samsunspor.Biz - Samsunspor Bağımsız Taraftar Platformu

Diğer Forumlar => Samsun İli => Konuyu başlatan: Bafralı - 07 Ekim 2012, 15:27:29

Başlık: Bir oyuncağın hikayesi: Kaptan Amca
Gönderen: Bafralı - 07 Ekim 2012, 15:27:29
İnternette dolaşırken tesadufen gördüğüm bir haber. Özetle Samsun'da bir kırtasiye'nin vitrininde 40 yıldır duran bir oyuncağın hikayesi.

http://www.samsunkenthaber.com/haber/guncel/kaptan-amcayi-hatirladiniz-mi/8984.html (http://www.samsunkenthaber.com/haber/guncel/kaptan-amcayi-hatirladiniz-mi/8984.html)

AlıntıSamsun'un en meşhur oyuncağı aslında. Yeni nesil pek bilmez ama Kaptan Amca aslında çok ünlü. 1960 devrimine tanıklık etmiş ve 40 yıl boyunca aynı iş yerinin vitrinini süslemiş bu oyuncak, yıllarca Samsun'luların önünden geçip gittiği bir tarihe sahip.

Kaptan Amca'nın hikayesini anlatan Ceyhun Karamangil, beş yaşındayken tanıştığı bu oyuncakla ilgili özel ve bir o kadar da dokunaklı hatıraları paylaştı. İşte Karamangil'in anlatımıyla Kaptan Amca'nın hikayesi.

Henüz 5 yaşlarımda iken Park caddesine inen yol üzerinde (Sİte camiinin karşısı) bir kırtasiye dükkanı vardı. Vitrininde Kaptan amca olan. Ne zaman o yol üzerinden geçsem dakikalarca sürekli kafasını sallayan kaptan amcayı seyrederdim. Aradan yıllar geçti geldik 1999 yılında ayaklarım beni yaş 39 olmasına rağmen Kaptan amcaya götürdü. Eski canlılığı yoktu fakat yinede geçmişi anımsatan işlevi sürüyordu benim için. Kaptan amcayı tekrar hayranlıkla izlerken düşündüm bir an. Tam 40 yıl bir vitrinde değişmeden duran dünyada başkaca bir obje varmıdır? Sanırım yoktur yada olsa olsa birkaç tanedir. Nedense o kırtasiye kimindir gibi meraklarım hiç olmamıştı belkide Kaptan amcadan sıra gelmemişti. İşte o gün aniden girdim hemde hayatımda ilk defa o kırtasiye dükkanına. Az önce düşündüklerimi anlattım kırtasiyeci amcaya, ve sordum siz hiç bu yönü ile bakttınızmı Kaptan amcaya, yani bir rekor sahibi dememe kalmadı kırtasiyeci amca anlatmaya başladı.

"Yıl 1955 İstanbula mübayaya gittim. O üzücü hadise 6-7 Eylül olaylarının hemen ertesinde. İstanbul'un hali perişandı rumlara ait işyerleri talan edilmişti. Karaköyde bankalar caddesinde şaşkınlıkla dolaşıyordum. Olaylarda yakılan dükkanlardan atılan eşyalar yola saçılmıştı. Bir ara gözüm bir manifatura dükkanına takıldı. Yanmış kumaşlar arsında tonton bir yüz bana bakıyordu. Hiç düşünmeden daldım o harabe dükkana. Önce Türk olarak bir mahcubiyetle geçmiş olsun diyerek hemen lafı tonton yüze getirdim. Bunuda atacakmısınız diye sordum. Manifaturacı üzgün ve acı ile 'Maalisef onu Fransadan severek almıştım ve vitrinimin en güzel süsüydü, fakat olaylar sırasında açılan ateş sonucu bir kurşun isabet etti ve mekanizmasını kırdı' dediğinde tontonun hareketli bir şey olduğunu anlamıştım. Başını sallar sağa sola dönermiş meğer. Bunu satarmısınız diyecek olduğum sırada manifaturacı 'Onuda atacağız isterseniz alın götürün' dediğinde ben çoktan elimi cebime atmış ve 4 lirayı hazır etmiştim. Mahcup kalmamak isterim diyerek zorlada olsa o 4 lirayı vererek benim için altın değerinde onun için ise artık çöp olarak gördüğü tonton bana karaköy sokaklarında eşlik etmeye başlamıştı. Beraberce Samsun'a döndük. Kaptan amca dükkanımın vitrininde özel köşesine yerleşmişti bile. Kırmızı yanaklar, kalın kaşları ve piposuyla kısa zamnada herkesin, özellikle çocukların dikkatini çekmişti. Artık o Samsun'un Kaptan amcasıydı. 1960 devrimi olmuş işler biraz sekteye uğramıştı ve dükkanı kapatmaya karar vermiştim.Terekler boş iş yoktu. Tıpkı benim Kaptan'ı gördüğüm gün gibi. O yıllarda Fatsalı bir tüccarda Kaptanı fark etmiş ve dükkana geldi. Oyuncağa aldığım fiyatın çok üstünde bir fiyat teklif etti. İşlerin kesat olması ve darda oluşum nedeniyle gönülsüz kabul edip kaptanı sattım. İlginçtirki 1 yıl sonra işlerim tekrar yoluna girdi ve dükkan şenlendi fakat bir eksik vardı. Benim gibi herkesin gözü onu arıyordu. Üşenmedim kalktım Fatsa'ya gittim. Kaptan'ı satın alan tüccarı bulmaktı amacım. Ne yazıkki o tüccarda dükkanını kapatmış gitmişti. Soruşturark Kaptan'a ne olduğunu öğrenmeye çalıştım ve aradığım cevabı bulmuştum. Kaptan Havza'lı bir terziye satılmıştı. Yeni rotam denize uzak bir yerde Kaptanı arayacağım Havzaydı .Sonunda o terziyi buldum ve ilk ödediğimin kat be kat üstünde para ve binbir yalvarma ile Kaptanı geri aldım. İşte senin 40 yıl bir vitrinde durmakla rekor kırdı dediğin Kaptanın böyle bir hikayesi var' dediğinde şaşkınlığım iyice artmıştı. Kırk yıl önünden geçip baktığım Kaptan Amcaya ben sadece bakmışım fakat görememiştim. İşte sizde şimdi hatırlayacak fakat sadece baktığınızı fakat görmediğinizi anlayacaksınız.

6-7 Eylül olaylarına ve 1960 devrimine şahitlik yapmış 40 yıllık vitrin misafirliğinde bir tarihe şahit olmuştu Kaptan amca. Ben bunları konuştuktan 1 yıl sonrada o kırtasiyeci amca yani Kaptanın babasıda vefat etti.