İlk yarı ne oldu, ikinci yarı ne olur?

Başlatan yönetici, 02 Ocak 2007, 14:36:26

« önceki - sonraki »

yönetici

Mehmet Yılmaz'ın Samsunsporumuzda ikinci yarıdan beklentileri ve ilk yarıyı değerlendirdiği yazısını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz. Yazıyla ilgili yorum ya da takımla ilgili değerlendirmenizi başlığa ekleyebilirsiniz.

http://www.samsunspor.biz/yazarlar.php?subaction=showfull&id=1167737489&archive=&start_from=&ucat=&;

Not : Başlık daha sonra Futbolmedya bölümümüze taşınacaktır.

mehmet yılmaz

Alıntıİlk yarı ne oldu, İkinci yarı ne olur?

Çok şükür, 2006 yılını geride bıraktık. Çok şükür diyorum, zira Samsunspor adına hakikaten oldukça kötü bir sene geçirdik. Mayıs ayında Süper Lige veda etmek zorunda kaldık ve adeta bir "Gayya Kuyusu" niteliğindeki Lig A'ya ( ya da halk arasındaki ismiyle 2. Lige) düştük.
Şehir bunun ne kadar farkında bilemiyorum ancak esasında bu küme düşme hadisesinde düşen yalnızca Samsunspor olmadı; Samsun da küme düşmüş oldu. Öyle ki, bunu en yakından hissedenlerden birisi de bu satırların yazarı gibi ulusal medyada yazıp çizen bir Samsunsporlu oldu. Çünkü dört takımın tahakkümünden dolayı zaten sesi soluğu çıkamayan Anadolu takımları bir de küme düşünce iyice terk ediliyorlar. Allah'tan bizim Sporvizyon pek öyle değil ama bu medyanın genel istikametini değiştirmeye yetmiyor! ( Nitekim ilk deve boyunca bir Levent Eriş röportajı, Bülent Demirlek'in Samsunspor taraftarına yaptığı terbiyesizlik, Samsunspor-Malatyaspor maçı, Samsunsporlu şehit Ramazan Okur gibi konuları geniş şekilde işledik. Sırada 20 Ocak'taki meşum kazanın yıldönümü ile ilgili bazı çalışmalar da var!)
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olurmuş; lakin biz yine de belirtelim. Sezona Hasan Şengün ile başlamak çok yanlış bir karardı. Çünkü Şengün'ün yanındaki futbol şube sorumlusu Engin Uzun hem futbol bilgisi bakımından kifayetsizdi hem bu kifayetsizliğe rağmen ipleri sımsıkı elinde tutuyordu hem de bir başka takımın kongre üyesi olması ve Samsunsporluluğu adeta bir "sosyal faaliyet" olarak algılaması sebebiyle tribünlerle de arası bayağı bir limoniydi. Hasan Şengün'ün Denizlispor kupa rövanşı da dâhil Süper Lig dönemindeki 10 maçından yalnızca birini -ki o da hayati maç olan Malatyaspor maçıydı, kaybetmiş olması istatistikî olarak onu başarılı gösteriyordu. Ancak Bernard Shaw'ın da dediği gibi "Üç türlü yalan vardır. Bir yalan; iki kuyruklu yalan; üç istatistikler!" Çünkü Samsunspor'un o süreçteki maçlarını yakından takip eden bizler şunu görüyorduk; takımdaki yükselişin esas sebebi inisiyatif alan futbolculardı ve kenar yönetiminin katkısı asla fazla değildi. Buna rağmen sezona Hasan Şengün ile girilmesi kararı alındı ve Samsunspor tarihinin gelmiş geçmiş ve belki de gelecek en kötü transferi ile en trajikomik beyanatı çıktı ortaya. Transfer edilen oyuncunun ismini söylemek istemiyorum ama böyle bir futbolcunun Samsunspor'a transfer olması ve üstelik ciddi bir ücret alması ne kadar hazindiyse aynı oyuncunun buraya bir Süper Lig takımından gelmesi ve şimdi de yine bir başka kulübe iyi bir transfer yapmış olması da o kadar Türkiye'ye özgü bir izah edilemezlikti. Bir Samsunsporlunun asla unutamayacağı beyanat ise; "25. haftada şampiyonuz!" cümlesi olacaktır. Bu sözün üzerine yorum yapmak abesle iştigal olur artık!
Neticede gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmişti ve ondan sonrası da doğru olamayacaktı. Ayrıca eleştirileri ihanetle ya da birilerinin hesabına konuşmakla eş tutan bir yönetim anlayışı sadece Samsunspor'da değil yönetim kavramının olduğu her yerde bir statüko doğurur. Hâlbuki fikir yeni kapılar açar; susmak ise mevcudu kabullenmektir.
Takımın ilk iki haftalık performansı için şunu söyleyebilirdik; "futbolcuların kondisyon bakımından çok kötü durumda oldukları gözleniyordu ve sahada sadece Samsunspor'un adı vardı!" Ardından yapılan hoca değişikliği ve üç kritik takviye de baharı getirmedi elbette. Hatta takım ardı ardına sefilce skorlara imza attı. Kasımpaşa maçında yenilmek kadar maçın sürmeli gözlü hakemi Bülent Demirlek'in maraton tribününde bulunan az sayıdaki Samsunspor taraftarına malum yerlerini göstermesi insanın canını sıkıyordu. Ve biz orta kısmı bomboş tribünlere oynayan takımızın niçin orta kısmı bomboş tribünlere oynadığını çözmeye çalışıyorduk artık...
Bir ramazan akşamı "bismillah" ile "elhamdülillah" arasını gayet kısa tutarak koşa koşa gittiğimiz 19 Mayıs Stadında Altay yenilgisini gördük Karadeniz'in insanı sırılsıklam eden sağanak yağışı altında. Ama hepsinden beter acıyı bir hafta sonra yaşayacağımızı nereden bilebilirdik ki? Ankara'nın hakaretamiz bir stadında Samsunspor'umuz nicelik olarak değil ama sembolik olarak tarihin en onursuz mağlubiyetini yaşadı. Telekom mağlubiyeti pek çoğumuz için inanmakta güçlük çekilecek bir hatıra şimdi.
İlk devre performansımız için ilk 7 hafta; 8.-14. hafta ve son 3 hafta şeklinde bir tasnif yapılabilir. İlk 7 hafta için en uygun slogan "burası Samsun; burada hüzün var!" idi. Sonra İstanbulspor maçıyla ve takımdaki taktik-oyuncu değişiklikleriyle birlikte bir kıpırdanma oldu. Bu 7 haftada ise hiç yenilmedik ve 4 galibiyet, 3 beraberlikle üstlere yaklaşmaya başladık. Ancak içerideki Karşıyaka maçının son saniyesinde sadece bir gol yiyip galibiyetten beraberliğe düşmekle kalmadık dengemizi de kaybettik. Büyü bozulmuştu artık. Kaldı ki, ikinci yedi haftalık periyotta da Samsunspor puanlar almasına rağmen asla kıvamında değildi ve eksik bir şeyler olduğu aşikârdı. Nitekim, Ankara'daki yoğun taraftar desteğine rağmen OFTAŞ'a yenilmek, kaybedilen dengenin düşüşe dönüşmesine sebebiyet verdi. Taraftar için çok büyük bir önemi haiz olan Malatyaspor maçında yenilmek ise affedilmesi zor kusurlardan birisi oldu.
Netice itibarıyla ilk devreyi liderin nerdeyse yarısı kadar puan toplayarak 12. sırada bitirdik. Takım son 10 haftada savunmayı toparlamayı başardıysa da golsüzlük sorununa çare bulunamadı ve idmanda bile gol atamayan bir takım oldu. Yıllardır Samsunspor'u izleyen herkesin hemfikir olacağı bir şey söylenmesi istenirse; "gördüğüm en kötü Samsunspor'du!" denilebilir. Evet, daha önce hiç bu kadar kötü bir Samsunspor seyretmemiştik...
Devre arası Levent Eriş'in talepleri doğrultusunda geniş kapsamlı bir değişim başlatıldı ve gerek gidenlerin gerekse gelenlerin sayısı bir hayli fazla oldu. Zaten, bugüne kadar Eriş'e çok kayda değer bir tepki gelmediyse bunun sebebi, bu takımın onun eseri olmamsıydı. Ancak bundan sonra eğrisiyle doğrusuyla bu takım ona ait olacak ve her türlü neticenin başrol oyuncusu olarak Levent Hoca kabul edilecek.
Gelenleri tek tek değerlendirmenin bir anlamı yok bence. Yalnız ilk devre çok fazla puan kaybettik ve bunun acısını yaşama ihtimalimiz de bir hayli fazla. Ancak üst sıralarda bulunan takımların da mutlaka bir düşüş temayülü gösterecekleri düşünülüyor. Mesela bir OFTAŞ, ilk devre 4 maçını son dakika golleriyle çevirdi ve nerden baksanız 8 puan yapar bu... İkinci devre aynısının olması zor görünüyor. Gelgelelim buradaki esas soru şu; üsttekilerin düşüşüne biz nasıl bir karşılık vereceğiz? Yani, onlar düşerken biz müspet bir tepki verebilecek miyiz? Antalya kampı ve oradaki turnuva gidişatımızı, takım olabilme becerimizi ve neler yapabileceğimizi gösterecek önemli bir işaret olabilir.
Ümit edelim ki, yapılan takviyeler tam anlamıyla otursun takıma ve biz de keyifle seyredelim galibiyetlerimizi. Taraftarlık yanımız "bu takım öyle ya da böyle çıkar Süper Lig'e" diyor. Ancak objektif bakanlar ne der bilmiyorum. Çünkü mevzu Samsunspor olunca ben bırakın dengemi, kendimi bile kaybediyorum...
Şair böyle bir şey dememiş ama yine de biz deyiverelim; "Seni sevenlerin hep bahtı siyah olurmuş / Sen şampiyon ol keşke, siyah olaydı bahtım..."

Mehmet YILMAZ
Zaman-Sporvizyon
samsunspor.biz

jean

ilk yari kotu olacagimizi yukarida allah var icimden geciyordu tahmin etmistim ikinci yari daha iyi oluruz diye dusunuyorum oncelikli hedef ilk 6 2.ile 13 puan fark var zaten kasimpasa ibb fazla ilerleyemez isi ciddi tutarsak sansimiz var diye dusunuyorum ben hayirlisi olsun SAMSUNSPOR uma

samet

2. yarı playy ofa kalcaz ben çıkacağımızı düşünüyom...

Forvetim

en azından play-off'a kalıp burada yapacağımız 2 mücadeleyi de kazanarak çıkacağımızı umut ediyorum. www.havza.bel.tr resmi siteye de anket koydum burdan da hiç değilse 3 kişiden 2 si aynı düşüncede olduğu görülüyor. 2.devre inşallah atağa kalkan bir samsun izleyeceğiz, bir bocalama devresi geçirdik ve bitti sayıyorum. gerçek Samsunspor geri dönecek, az kaldı ama sabrımız kalmadı bu da biline,,

suat45

Merhaba arkadaşlar,
Evet önemli olan artık ikinci yarı, yine zor gibi görünen bir fikstürümüz var, kağıt üzerinde bakıldığında, sıkıntılı gibi, tabi Levent ERİŞ hocamız ve ekibi bize fikstüre kağıt üzerinden bakılıp yorum yapılmayacağını ilk yarıda acı da olsa ispatladı.

Bu yüzden eyvah şu maçları bir bir geçip tek tek puanları toplayalım gibi bir düşüncemizde ortadan kalktımı ?, bence hala kalkmadı.

İkinci devrenin açılış maçını, Ordu sporla, On dokuz mayıs stadyumunda oynayacağız ve ben notlarıma 2 puan yazarak işe koyuldum. Çünkü  bu yarının yeni final döneminin, ilk yarıdan daha iyi geçeceğine inanıyorum. Çünkü ilk yarı bizim için bence kötüde olsa  iyi bir tecrübe oldu. Bu tecrübeyi  yaşarken de eldeki eksiklikler tespit edildi.

Elimizde münhal bulunan böyle bir ekipte bu eksikliklerin kapatılmaya çalışılacağına inandığım için, ikinci yarı daha güzel olacak diyorum.
Herkes tatil telaşı içindeyken SAMSUNSPOR ilk bombayı patlattı ve Ömer ATEŞ ile Zafer ŞAKAR 'ı kadrosuna dahil etti. Ben umuyorum ki yönetimce hedeflenen transferlerin de devamı geliyor, ve kulüp sorunlu oyuncularla da vedalaşarak gereğini yerine getiriyor. Yani çark emin adımlarla işliyor.

Saygılarımla........

kadir55ist

SELAM


Seni sevenlerin hep bahtı siyah olurmuş / Sen şampiyon ol keşke, siyah olaydı bahtım..."
mehmet yılma za yazılarından ve samsunspor sevgisinden ötürü çok teşekkürler.
inşallah ikinci yarı istadiğimiz şekilde gider 2006 yılını bize unutturur.