sevdiğimiz şiirleri paylaşalım

Başlatan ahk34, 02 Aralık 2008, 22:32:00

« önceki - sonraki »

ahk34

arkadaşlar sevdiğimiz ve en çok begendimiz şiirleri ve şaiirleri burada paylaşalım.
ben bi tane ile başlıyorum, keyifli şiirler,


EN SEVGİLİ,
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Sezai Karakoç





HoliganSamSunLu

  Ölümlere Gidiyorum


          Simdi biraktigim gibi
            Her yer yine ayni
                  Hüzünler
                 Aglayislar
         Haykirislar hep ayni
      Dertli sarkilarin calindigi
         Hicranlarin ah cektigi
    Ölümlerin kol gezdigi yerler
                        Ve
          Seni sensiz yandigim
                    Agladigim
      Umutsuz kaldigim o yerler
                        ayni
     Artik kahramanlik öykülerimi
            Daglara söylüyorum
     Siirlerimi senin icin yaziyorum
   Agir yarali kan icinde yatiyorum
      Yaram sarilmaz deli sevdada
             Ölümlere gidiyorum..

mehmet yılmaz

Tek tek şiir yazarsam yetmeyebilir.

Fuzuli, Eşrefoğlu Rumi, Nurullah Genç, Necip Fazıl Kısakürek, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Erdem Bayazıt, Abdurrahim Karakoç, Sezai Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler ilk anda aklıma gelenler...


Mesela...

Ve şimdi iplik iplik bir yağmurla ansızın
Bir ince hüzünle başladı yine akşam
Bütün kuşlar döndü yuvalarına
Ya sen nerdesin, turnam

Seninle anladım yaşamak nedir
Nedir yokluğunun yüklediği gam
Bin yıllık bir yürekle sessiz sedasız
Yurdum gibi sevdim seni turnam...

Y.Bülent Bakiler

Türkçemi seviyorum, aşığım ona...


HoliganSamSunLu

Samsuni saydığın üstadlar Tarihe isimlerini altınb harflerle yazdıran şahsiyetler şiir konusunda ilgili olduğun belli :)

ahk34

03 Aralık 2008, 10:29:12 #4 Son düzenlenme: 03 Aralık 2008, 10:49:21 ahk34
üstad necip fazılında muheteşem şiirleri var. rahmetle anıyorum

ali ihsan

Alıntı yapılan: samsuni - 03 Aralık 2008, 00:58:36
Tek tek şiir yazarsam yetmeyebilir.

Fuzuli, Eşrefoğlu Rumi, Nurullah Genç, Necip Fazıl Kısakürek, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Erdem Bayazıt, Abdurrahim Karakoç, Sezai Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler ilk anda aklıma gelenler...





Yahya Kemal ve Dılaver Cebecı' yıde eklemek ıstedım.Buyrun bır tane de benden olsun ;



Nur Dağından Gelenler

Onlar bu dünyaya niye geldiler
'Li ya'budun' diye diye geldiler.

Konaklı,sofralı tuğralıydılar
Bir dilim ekmekle doya geldiler.

Eline,beline,diline sahip
Kalpleri nurla yuya geldiler.

Burçlar her taraftan çağırıyordu
Onlar yıldız ile aya geldiler.

Ünlü şehirlerde ünsüz gezdiler
Bazen de bir sessiz köye geldiler.

Kutlu seferlerden zaferle dönüp
Ala sayvanlarda toya geldiler.

Din-ü devlek ile mülk-ü millete
Asi olmadılar uya geldiler.

Hem yüzleri hem sözleri güzeldi
En güzel sözleri duya geldiler.

Yedi göbek nesepleri helaldi
Helal rızıkları yiye geldiler

Dağları Tanrı'ydı,Süphan'dı,Nur'du,
Göklerin sesini duya geldiler.
 
Dilaver Cebeci



ali ihsan

Dayanamadım 2 tane daha eklemek ıstedım ;

TESBİH

... Ve benim Taşkent gecelerinden kara,
Rahmet damlalarından bereketli tesbihim.
Dolunay umutlarla çekip,
Bir menzile yettiğim...
Çözülsün kaderimi düğümleyen zincirler,
Kisrâın kalesinden yedi mazgal yıkılsın!
Tesbihim tamam oldu billâh,
Sübhânallah... Sübhânallah... Sübhânallah...

Ta uzakta, Sarı Irmak kıyısında,
Tesbihimin dokuz renkli püskülü...
Sabır gergefinde bir güzel kız;
Benzi Sarı Irmaktan sarı...
Yorgun parmakları susamış Zemzeme,
Sinmiş gözbebeklerine otuzdört soru...
İmamesi de var, tanıktır Allah,
Elhamdülillah... Elhamdülillah... Elhamdülillah.

Ben bir duasız mihrab önünde,
Yıkıntı otlarına masal anlattım:
Hep acıyı söyledim, acıyı yazdım.
Ne acı! Gerçeğin soylu acısı...
Tamam etti sonunda tesbihimi.
Tesbihim ülkümün doğum sancısı,
Tesbihim alnımda otuz üç damla ter...
Allâhu Ekber... Allâhu Ekber... Allâhu Ekber...

                                       Dilaver Cebeci

Süleymaniye`de Bayram Sabahı


Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mübârek, ne garîb âlem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayâletle dolu...
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sükûnette karıştıkça karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayâlet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilâhî yapıya.
Tanrının mâbedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymâniye târih oluyor.
* Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah`ına bir böyle yapı.
En güzel mâbedi olsun diye en son dînin
Budur öz şekli hayâl ettiği mîmârînin.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmiş İstanbul`un ufkunda bu kudsî tepeyi;
Taşımış harcını gâzîleri, serdârıyle,
Taşı yenmiş nice bin işçisi, mîmâriyle.
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevî bir kapı açmış buradan gökyüzüne,
Taa ki geçsin ezelî rahmete ruh orduları..
Bir neferdir, bu zafer mâbedinin mîmârı.
* Ulu mâbed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;
Ben de bir vârisin olmakla bugün mağrûrum;
Bir zaman hendeseden âbide zannettimdi;
Kubben altında bu cumhûra bakarken şimdi,
Senelerden beri rüyâda görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklîmine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, îmânî bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını;
Büyük Allah`ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbîr oluyor tek bir ses;
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbîr`i
Ne kadar saf idi sîmâsı bu mü`min neferin!
Kimdi? Bânisi mi, mîmârı mı ulvî eserin?
Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Yüzü dünyâda yiğit yüzlerinin en güzeli,
Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli;
Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz;
Vatanın hem yaşayan vârisi hem sâhibi o,
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o,
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.
* Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri,
Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derinden derine;
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar`dan mı? Hisar`dan mı? Kavaklar`dan mı?
Bursa`dan, Konya`dan, İzmir`den, uzaktan uzağa,
Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa;
Şimdi her merhaleden, taa Bâyezîd`den, Van`dan,
Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mübârek bu seher!
Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hâtırâlar rüzgârını,
Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.
* Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosova`dan, Niğbolu`dan, Varna`dan, İstanbul`dan..
Anıyor her biri bir vak`ayı heybetle bu an;
Belgrad`dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar`dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra dağlardan mı?
* Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar`dan mı? Tunus`dan m, Cezayir`den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi
Yeni doğmus aya baktıkları yerden geliyor;
O mübârek gemiler hangi seherden geliyor?
* Ulu mâbedde karıştım vatanın birliğine.
Çok şükür Allaha, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervâhı.
* Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

Yahya Kemal Beyatlı




hakan55

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
                   
                                              Özdemir ASAF

hakan55

Atacagımız şiirler kısa ve öz olursa daha iyi olur diye düşünüyorum.Evet arkadaşlar güzel aşk şiirleri ama kısa ve öz.

mehmet yılmaz

AlıntıBeni Yakışına

O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı
Sahile vurdu kalbim su yandı, kum da yandı,

Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum
Ölüme baş kaldıran dertli uykum da yandı

Yurdumdan mahrum edip dolaştırdın cem gibi
Ruhumla söndü alev sonra ruhum da yandı

Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı

Böylesi bir yangın görmedi Nemrut bile
Kaktüsün gölgesinde nazlı ahım da yandı

Ahımdır zannederdim en belalı kıvılcım
Kirpiğine dokunan kanlı ahım da yandı

Bir damla su ver bana ey çöl, bari sen küsme
Kalmadı hiçbir şeyim bak günahım da yandı

Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme
Ülkem yıkıldı heyhat, ordugahım da yandı.

Köleleri her akşam duman kıldı gözlerim
Başıma tac ettiğim padişahım da yandı

İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı

Ondan başka ne varsa yandı, yandık sen ve ben
Onu göreyim diye kıblegahım da yandı

Nurullah Genç


Yine Nurullah Genç'ten çok sevdiğim iki mısra

AlıntıNihan kıldı gözlerin bana kapılarını
Oysa ben gözlerinden girerdim yüreğine...


Aşk ancak bu kadar tarif edilebilir

Alıntıcihanı hiçe satmaktır adı aşk
döküp varlığı gitmektir adı aşk

elinde sükkeri ayruğa sunup
ağuyu kendi yutmaktır adı aşk

bela yağmur gibi gökten yağarsa
başını ona tutmaktır adı aşk

bu alem sanki oddan bir denizdir
ana kendini atmaktır adı aşk

var eşrefoğlu rumi bil hakikat
vücudu fani etmektir adı aşk

Eşrefoğlu Rumi


AlıntıGönlüme girince sen/ Kapıyı arkadan kilitledim
demiş Hz. Mevlana

ama divan şairleri kadar aşkı anlatabilen de olmamış

AlıntıZülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş
Tek zülfünü göreydim siyah olaydı bahtım...
( Saçının tek telini görenlerin yazgıları siyah olurmuş ama olsun, ben saçının tek telini göreyim, varsın siyah olsun bahtım... )

AlıntıŞöyle muhkem tutayım, aşk ile dildar eteğin
Ya elim katedeler ya keseler yar eteğin

( İçimdeki aşk ile yarin eteğine öyle bir yapışayım ki, bizi birbirimizden ayırabilmek için ya elimi ya da onun eteğini kessinler... )


Eskiden çok şiir yazardım ( bundan 10 yıl önceye kadar ) ama ne zaman ki gerçek şairleri gördüm, yazdıklarımın şiir olmadığına karar verdim.

esedullah

ARKADAŞIM BADEM AĞACI

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Acarsın çiçeklerini ..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın
Sonu gelmese de hiç bir aşkın
Açalım yine de çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya

AZİZ NESİN

YaşarDoğu

sevgilim yalan söylersem sana,
kopsun ve mahrum kalsın dilim,
seni seviyorum demek bahtiyarlığından,

sevgilim yalan yazarsam sana,
kurusun ve mahrum kalsın elim okşayabilmek saadetinden seni,

sevgilim yalan söylerse sana gözlerim,
iki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar,
ve görmesinler seni birdaha...

beşnumara

bakıyorum da ne kadar aşık varmış :D

bezgınbekır

Süleymeniyede Bir bayram sabahı hey gidi hey üniversitede incelemekten siiri ezberlemişim be :) ne günlerdi o günler
"Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbîr`i" o zaman bir tane de benden
                 AKINCILAR
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi "ilerle"
Bir yaz günü geçtik tunadan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennette bu gün gülleri açmış görürüzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

                           Yahya Kemal Beyatlı

YaşarDoğu

Alıntı yapılan: beşnumara - 25 Aralık 2008, 03:19:03
bakıyorum da ne kadar aşık varmış :D

aşık olmayan var mı  besnumara? ;)