Fatih Uraz - Samsunspor üzmeye devam ediyor!

Başlatan mehmet yılmaz, 13 Ekim 2006, 16:19:27

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz

AlıntıSamsunspor üzmeye devam ediyor!

Samsunspor ne yazık ki, iyi yönetilmemenin sancılarını çekmeye devam ediyor. Vakt-i zamanında lig ve kupa mücadelelerinde şampiyonluğun eşiğine kadar gelmiş, ülkenin her yanında kendine has seyirci kitlesi yaratmış, büyük takımların kâbusu haline gelmiş bir takımı bu halde görmek sadece sevenlerini değil herkesi yaralıyor.

Bizim Samsunspor hakkındaki endişemiz takımın ligin tabanına demir atmasıyla alakalı değil. Bugün olmasa bile yarın takım üst üste birkaç galibiyet alır ve kendini korku çemberinin dışına rahatlıkla atar, nitekim bakın-görün atacaktır da. Ancak takım sıralamada yukarılara tırmansa da korkarız camiaya huzur gelmeyecek, sorunlar ortadan kalkmayacak.
1989 da ki elim kazanın yüzü suyu hürmetine devletten gelen parayla yaptırılan Nuri Asan Tesisleri dışında bugün Samsunspor takımı neye sahiptir? Ülkenin en borçlu kulüplerinden biri olduğu iddiaları doğru mudur? Şehir de kişisel hesaplara bakılmaksızın neden kulübü sevenler bir araya gelememektedir? Geçtiğimiz sezon maç sonunda hakem dövmeye kalkarak kulübü dünya âlemin önünde küçük düşüren oyuncuyla niçin yollar ayrılmamıştır? Aynı şekilde geçen sezonun son 90 dakikasında rakip oyuncuya kafa atarak takımını 10 kişi bırakan futbolcu neden bu sene de transfer edilmiştir? Hasan hoca yeterli değildiyse hangi sebeple bu sezona da onunla başlanmıştır, eğer yeterli idiyse de 180 dakikanın sonunda ayrılmasına neden ses çıkarılmamıştır? Bir istisna dışında Samsunspor'a geçmişte hizmet ettikten sonra teknik adam olmuş isimlere başarısız olduklarında niçin ısrarla 5 haftadan fazla şans tanınmamaktadır?

Yukarıda ki soruları çoğaltabiliriz ama gerek yok; çünkü bu noktada söylemek istediğimiz şey geçen uzun senelere karşın kulübün yerleşmiş prensiplere sahip olmayı beceremediğidir. Zengin başkanla da, doktor başkanla da, avukat başkanla da, atanmış başkanla da, seçilmiş başkanla da Samsunspor takımı kuruluşundan bu yana kendisine yakışan bir duruş sergilemeyi başaramamıştır.

Samsun camiası geçmişiyle teselli olmayı, mazide ki başarılarıyla avunmayı, şu güne kadar yapılmış hataları acımasızca eleştirmeyi, hali hazırda takımın son sırada yer almasına üzülmeyi bırakıp bir çıkış yolu aramak mecburiyetindedir. Sözlerimiz yanlış anlaşılmasın Samsun şehrinden ayrılalı 17 sene gibi uzun bir süre olmasına karşın insanlar şahsımızı hâlâ 'Samsunspor Kalecisi' diye anıyorlar; bu da bizi çok memnun ediyor ancak bunun Samsunspor'a bir yararı yok! Samsun camiası en kısa zamanda yeni yıldızlar yetiştirmeli, 1. lige çıkmalı, yeniden büyük takımların korkulu rüyası olmalı ki, geçmiş te bir anlam ifade etsin. Samsun gibi şampiyonluklara son adıma kadar yaklaşmış, 20 sene önce stadının kapıları saat 10 da kapanmış, bir milli maçta aynı gün 4 oyuncusunu oynatmış bir takım geçmişi hatırlamaktan önce, bunları aşmaya çalışmalı.

Yeri gelmişken geçmişte Samsunspor'un ilk teklemesinde kulübü kaderiyle baş başa bırakarak gidenlerin şimdilerde kulübü sahiplenmesine kanmayın ikazı yapmak istiyoruz. 1987 senesinde tam şampiyon olduk diye düşünürken Eskişehir, Trabzon ve G.Saray maçlarını kaybederek ligi üçüncü sırada bitirince rahmetli Menteşoğlu görünüşte olmasa da fiiliyatda başkanlığı bırakıverdi. Bunun üzerine yıldız oyuncular başka takımlarla anlaşma yoluna gittiler. Tam o sırada bize de A.Gücü takımı transfer teklifinde bulundu. G.Saray'ı 3 kez lig şampiyonu yapan efsane hoca Brian Birch'le anlaşan başkent ekibi 1988 senesi için çok iddialıydı. O tarihte Türkiye'nin en pahalı bonservisine sahip iki oyuncusundan biri olduğumuz halde( 150 milyon lira) Ankaragücü takımı pazarlık yapmaksızın o bedeli ve bizim istediğimiz parayı vermeyi kabul ederek sözleşmeyi önümüze koydu. Onlara cevabımız şu oldu; Samsunspor kulübüyle çok güzel günlerimiz geçti, o yüzden onlarla gidip bir vedalaşalım, iki gün sonra döndüğümüzde mukaveleyi imzalarız.
Ertesi gün Samsun'a geldiğimizde ikinci başkan ile genel kaptandan şu sözleri işittik; Herkes gitti, eğer sende gidecek olursan kulübün anahtarlarını valiye teslim etmemiz gerekecek. Lafı uzatmayalım yeniden Ankara'ya döndük ve A.Gücü başkanı Nurettin Çarmıklı'ya 'Kulübümden izin almazsanız gelemeyeceğim!' diye son derece saçma bir mazeret sunduk. Haklı olarak bize şu soruyu sordular 'Senin istediğin ve bonservisinde yazılı olan parayı ödüyoruz, neden başkanından izin alalım?' Daha sonra bunu bizim daha fazla para kazanmak için yapmış olduğumuzu düşünmüş olmalılar ki, sözlerinin üzerinden 5 dakika geçmeden 'ne istersin?' diye yeniden pazarlığa başladılar. 17 senelik profesyonel futbol yaşantımızda tek utandığımız gün o gündür çünkü her ne kadar A.Gücü başkanının sahip olduğu holding binasından, çok sevdiğimiz Samsunspor'da kalarak ayrılmış olsak bile, verdiğimiz sözden dönerek ayıp etmiştik. O sezon bizden sonra rahmetli Muzaffer'de imzaladı, Eskişehir'den Burhanettin alındı, B.Erol kulüpte kaldı ve küme düşer denilen takım ligi 4'üncü bitirdi, kupa da final oynadı. Bu olayı şimdi niye mi hatırlatıyoruz; O zor günlerde kulüple görüşmeye dahi gerek duymadan ayrılan, Samsunspor kazasında hastaneye bile geçmiş olsuna gelmeyenlerin bugünlerde Samsunspor aşkının depreşmesini iyi tahlil edin diye. Geçmişte futbol oynayarak belirli başarılara imza atanlar eğer bugün kamuoyunda yeterli saygınlığa sahip değilse, örnek model olma vasfını yitirmişse bırakın kulüpte görev almayı, kapısından bile içeri girememelidir.

Samsun şehri ne yapıp ne edip her zaman iyi futbolcular bulmuş ya da yetiştirmiştir, bu yüzden rahat olun. Ne var ki aynı şehir saygın bir kulüp yaratmayı bir türlü başaramamıştır. Hakkını arayan ama kabalaşmayan, herkesi kucaklayan ama kulübe yakışmayanları ayıklayan, yendiği zaman sevinen ancak yenilgiyi de olgunlukla kabul edebilen, eleştiriye açık insanları kulüp bünyesine almadan, prensiplerin hâkim olduğu elit bir kulüp haline gelmeden Samsun camiası hak ettiği yerlere gelemeyecektir.

Fatih URAZ - ZAMAN

mehmet yılmaz

Unutulmaz kalecimiz Fatih Uraz'ın herşeyden önemlisi kendisiyle maddi ve coğrafi bir bağı kalmamış olan Samsunspor'u önemsemesi, dert edinmesi o kadar anlamlı ki! Tekrar teşekkürler...

Fatih Uraz, o yıllarda milli takıma kadar yükselmiş bir isimdi. Dolayısıyla şampiyonluğun niçin kaçtığının en canlı şahitlerinden birisi. İsmini bile anmak istemediği eski santraforla ilgili söyledikleri de çok doğru... Malum kişi "Samsunspor'un neferiyim!" tarzı beyanatlarına devam ediyor. Halbuki, o yağmurdan kaçarken doluya tutulmak olacaktır. Nitekim, Fatih Uraz da bizim düşündüklerimizi teyit ediyor adeta. Bu yönetimin de tek artısı bu zaten; Tanju'ya itibar etmemeleri! Gerçi, bazı transferlerde yardımcı olduğu anlatılıyor. Ama İstanbul takımlarından yüz bulamayınca tekrar Samsunluluğunu hatırlayıverdi birden!

Yazı genel anlamıyla gayet yerinde tespitlerle dolu; özellikle A.Gücüna gitmeme hikayesi Samsunspor'dan gidip de vefasızlığın her türlüsünü gösterenler için bir ibret vesikasıdır.

hasselbaink

AlıntıYeri gelmişken geçmişte Samsunspor'un ilk teklemesinde kulübü kaderiyle baş başa bırakarak gidenlerin şimdilerde kulübü sahiplenmesine kanmayın ikazı yapmak istiyoruz.
önemli ve açıklayıcı bir cümle.

Ayrıca evet, Samsunspor'da halen bir yönetim geleneği oluşmadı. Kişilere bağlıyız.

cuneytavar55

fatih uraz adı geçtiği zaman onu hep türkiye kupasında penaltılarla 5-3 yendiğimz maç gelir aklıma.Hatta penaltılar sırasında yaptığı bir hareket vardıki ellerini sağa doğru yatırıp paralel bir şekilde rakibin penaltı atmasını beklerdi.Evet SAMSUNSPOR futbol takımı ve oyuncuları futbolla alay ederlerdi.FATİH URAZI her zaman teknik kadroda görmek istediğim bir isimdir.Özellikle kalecilik tecrübesiyle.Ama o gazeteciliği seçti.İnşallah gün gelir onu SAMSUNSPORDA görürüz.
Her zaman inandığım bir şey vardır SAMSUNSPOR bugün iyi veya kötü ayaktaysa bu şehirde yaşamayan insanların sevgisiyle ayakta.Onların sesini duyduğumuz zaman bizde daha çok sahiplenmeliyiz.Umarım SAMSUNSPORUMUZ herkesin istediği o çoşkulu günlere tekrar geri döner.
                               cüneyt AVAR
                    SAMSUNSPOR taraftar temsilcisi
                        cuneytavar55@hotmail.com

ngonge

samsunspor budur işte.



malesef bu anlayışı, bu geçmişi , bu "elit" kulup profilini günümüzdeki yöneticilerimiz bilmiyor.

timofte

Alıntı yapılan: "ngonge"
malesef bu anlayışı, bu geçmişi , bu "elit" kulup profilini günümüzdeki yöneticilerimiz bilmiyor.

Ordu'daki maç öncesine şehirde formalarımızla dolaşırken bizleri gören bir adam :
"Samsunspor buralara da düştü ha.." demişti..
Samsunspor'un ne demek olduğunu bu adam kadar bile bilemeyenleri bu kulüp adına konuşurken görüyoruz. Telekom diye bir takımdan beş tane gol yiyoruz da, utanmak yerine yine sağa sola laf yetiştiriyorlar.

1987-88 sezonunda şampiyonluğu kılpayı kaçırmış, birçok oyuncusunu kaptırmış bir takım olmamıza rağmen ligi bu defa 4.bitirmemiz ve kupada final oynamamız önceden beri takdirle karşıladığım bir başarıdır. O dönemde de halen Başkanımız Menteşoğlu idi. Fatih Uraz'a o yıl Samsunspor'da kalma özverisini gösterdiği için müteşekkiriz.

Bu yazıda olduğu gibi geçmişten güzellikleri hatırladıkça memnun oluyoruz, yazı için de efsane kalecimize teşekkürler. İnşallah bazı kulüpler gibi maziyle yaşamak zorunda kalmayız.

Zira şu an kulübe hakim olan anlayışı görüp de umutlu olmak çok zor.

taylan gezgin

Daha ne söylensin Samsunspor üzerine birileri birilerini ne zaman dinleyecek.Ne güzel ifade edilmiş sadece samsunspor sevgisinin müşterek olması gerektiği kalemine sağlık....

O.YILMAZ

Bu yazıyı okurken o günlere bir daha döndüm. Para belki çok şey ama herşey para demek değildir. Celil Haziran ayında yerel bir tv kanalına konuk olarak katılmıştı. Orada devamlı olarak şunu söylüyordu. Samsunspor'a gönül vermiş Samsunspor için oynayabilecek oyunculardan kurulması gerektiği. Fatih Uraz'ında yazısında aynı şeyler dikkat çekiyor. Bir sevdaya bağlı kalmak. M.Polat'ın Malatya maçında takımı satarcasına (o anki düşüncem bu adam para yedi herhalde şeklinde) kafa atıp normal olarak kırmızı kartı görmüş takımı yalnız bırakmış ve bunlar olmamış gibi inatla bu oyuncuyu kadroda tutulmak istenmesi, tekrar kadroya dahil edilmesini anlamış değilim. Serkan'ın kim vurduya gitti şeklindeki hakeme attığı yumruk kendisine ve bu takım formasına yakışmayan davranışı ile hala kadroda (ama serkan'ın özür dilemesi var - en azından yaptığı hatanın farkına varması benim için önemlidir-).

Aşağı yukarı bu yazıda benim gibi yönetimin bu işi beceremediğini yönünde. Becerecek kişilere zaten destek verilmez ya da seçilmez. Bu, kulübün kaderi bu olsa gerek.