Şu An Hangi Kitabı Okuyorsunuz?

Başlatan Clint_Eastwood, 31 Temmuz 2008, 22:05:10

« önceki - sonraki »

CurvaSs

emrah serbes'in yeni kitabı 'deliduman' 20 haziran'da çıkıyor, daha çıkmadığı halde tavsiye ediyorum. :)


Nuri Asan

ahmet umit - sultani oldurmek.

yine bir polisiye roman.  simdiki zaman ile tarih arasinda baglanti kurulan cinayeti anlatiyor. bu sefer kahramanımız bir profosör.

mehmet yılmaz



Az önce 'Kayıp Türkler'i bitirdim. Ülkü Özel Akagündüz'ün kitabı ve Suriye, Mısır, Cezayir, Tunus, Libya, Sudan, lübnan ve Yemen'deki Türklerin izini süren bir kitap. Osmanlı döneminde bu ülkelere yerleşmiş olan ve bugün bazıları ana dillerini bile bilmeyen ama Osmanlı/Türkiye sevgisini yaşatıp, biz Türk'üz diyen insanları bulmuş Akagündüz. Benim gibi Türk tarihine ve bilhassa Osmanlı-Türk kültürüne çok ilgi duyan birisi için biçilmiş kaftandı kitap. Bırakın Sudan'ı, komşumuz Suriye'deki Türklerle ilgili bile ne kadar az şey bildiğimi öğrendim. O hasrete, o gurbete yüreğim acıdı. İçlerinde başlı başına roman malzemesi olabilecek çok fazla hikaye vardı. En fazla da Suriye'nin o Türkmen köylerindeki güzel insanların, fotoğraflardaki masum çocukların akıbetinden endişe duydum. Ne haldeler, neredeler acaba? :(

Nuri Asan

kitapyurdu.com android uygulaması ile sipariş verene kargo ücreti alınmıyor arkadaşlar bilgilerinize.

yeri gelmişken android uygulamasi cok guzel fakat eksikleri var. mesela puan kataloğu gözükmüyor ve ikili teklifler kapalı.

Ödeme sisteminde sorun yok. Peşin alacaksınız peşin bölümünü tiklamaniz gerekiyor. web sitesinde bunu tiklamasaniz bile oluyordu fakat android uygulamasi hata veriyor.

puan kataloğu ve ikili teklifler olursa biraz daha hızlı olursa daha iyi olur.

Nuri Asan

Mehmet Yılmaz - Bir Gün.  : -)

kitapyurdu.com dan sipariş verdiğim kitap az önce elime geldi. Yalniz bu kitap imzasız. Umarım yine birgün Samsunspor kitabını imzalattigim gibi bu kitabı da imzalatirim. : -)

Kitap ile yorumumu inşallah yarın akşam saatlerinde hem burada hemde kitapyurdu.com sitesinde yapmış olurum.

mehmet yılmaz



Rıdvan Akar'ın Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba isimli kitabı. Başarılı bir biyografi kitabı olduğu kesin. Seba'nın Çerkes kültürü ve aile çevresi onun hayatını derinden etkilemiş. Bugün Beşiktaşlılık duruşu diye sunulan şeylerin aslında bizzat Seba'nın karakterinden kaynaklandığını görüyoruz kitapla birlikte. Ondan önce de pek olmayan ama ondan sonra hiç olmayan bir şey. Ben ömrümce hiç Beşiktaşlı olmadım ama çocukluk/ilk gençlik yıllarımın Seba'lı Beşiktaş'ına hep derin bir hürmet besledim. Kitap aslında onun nedenlerini de ortaya koyuyor. Süleyman Seba'nın henüz gencecik bir futbolcu iken girdiği BJK camiasında kaptanlıktan, yöneticiliğe oradan da başkanlığa uzanan hikayesi var bu kitapta.

Seba gidip de yerine Türpçügiller gelince sadece BJK değil Türk futbolunun da kimyası alt üst olmuş görünüyor.

Nuri Asan

Agatha Christie - 16:45 Treni.

Yine sıradan başlayan bir gün ve yine sıradışı bir cinayet ve yine sıradışı bir katil.

Kusursuz cinayet yoktur. ama kusursuz gibi işlenen olaylar zinciri vardır.

eprianu

23 Haziran 2014, 00:12:38 #832 Son düzenlenme: 29 Haziran 2014, 16:57:50 eprianu
İsmet Özel - Üç Mesele



Foruma yazdığım ilk kitabım. Ayrıca İsmet Özel'in okuduğum ilk kitabıydı.
Teknik-medeniyet ve yabancılaşma kavramlarıyla ilgili görüşlerini anlatıyor Özel.

Medeniyet kavramına karşı çıkıyor İsmet Özel. Medeniyet kavramının ilk kez batıda çıktığını,
daha sonra insanların güzel ve iyi gördüğü her şeyi medeniyet kavramı ile özdeşleştirdiğini
anlatıyor. İslam'ı medeniyet kavramıyla kullanmaya karşı çıkıyor yani "İslam Medeniyeti" kavramına.
Sebep olarak da Allah'ın ayetlerinde Peygamber SAV'in hadislerinde bahsettiği mücadelenin
medeniyet mücadelesi değil "siyaset" mücadelesi olduğunu belirtiyor. Medeniyet diye anılan
devletlerde ki buna İslam Medeniyetleri de dahil bir çok İslami olmayan uygulama olduğundan bahsediyor.

En çok dikkatimi çeken kısım şu oldu : Hani hep deriz ya Batı'dan teknolojiyi alalım örf adet gelenekleri almayalım.
İşte İsmet ÖZel buna karşı çıkıyor. Batı'nın teknolojiyle örf adet ve gelenekle bir bütün olduğunu,
sadece teknolojisinin alınamayacağını söylüyor. Sanırım ülkemizdeki batılılaşma bunu kanıtlar gibi.
Batının teknolojisini aldık ama gelenek göreneklerini de aldık. Giyim kuşamdan tutun da kutlamalara kadar.

İslam'ın belli bir zaman dilimi içerisinde veya bu dini belli bir zümreye aitmiş gibi gösterilerek
değerlendirilmesinin yanlış olacağından bahsediyor. Çünkü İslam devletlerinde belli zamanlarda büyük küçük
çok sayıda yanlış yapıldığından bahsediyor.

Son olarak da şunu söylemek istiyorum. Avrupa'da Orta Çağ ve sonrasında ciddi değişiklikler olduğu kesin.
Ama bu kadar değişikliğe rağmen Batı'da değişmeyen tek şeyin insansın insana kulluğu olduğunu söylüyor.
Orta Çağ'da nasıl kilise insanları kendisine köle yapmaya çalışıyorsa; sanayi ve teknolojinin yayılmasıyla da
sermayedar insanların işçileri köle yapmaya çalıştığını iddia ediyor.

Üslubu biraz ağır. Ya da ben İsmet Özel okuyacak seviyeye tam gelmemişim. Ama bundan sonra
tüm kitaplarını okuyacağım yazarlar arasına çoktan aldım İsmet Özel'i. Size de tavsiye ederim :)

Düzenleme : Daha sonradan bazı şeyleri ekleme ihtiyacı duydum.

Elma kurdu örneği veriyor İsmet Özel. Şu anda Avrupa'da yaşayıp batı sistemini eleştiren insanların
var olduğundan bahsediyor. Ancak eleştiri yapan bu insanların bu sistemin kültüründen geleneğinden
beslendiğini unutmamak gerektiğini söylüyor. Bu eleştirmenleri elma kurduna benzetiyor İsmet Özel.
Elma kurdu da elmaya zarar verir, onu delik deşik eder ama o kurt yine o elmadan beslenir.
Ben şöyle yorumladım. Türk ve Müslüman olarak yeri geliyor eleştiriler yapıyoruz.
Ama bu eleştirilerde farkında olmadan değerlerimize saygılı davranıyoruz, ölçüyü elden bırakmıyoruz.
İşte batı sistemindeki yazarların da eleştirilerinde Batının değer ve ölçülerine bağlı kalarak eleştiri
yaptığından bahsediyor.

Matbaa olayına değinmiş. Ülkemize matbaanın gelişini önlemenin hep teknoloji düşmanlığı olduğu
yazardı kitaplarda. Ama aynı Osmanlı İstanbul'un fethinde o devrin en teknolojik topları kullanılmıştı.
Bu topların o güne kadar o çapta yapılamadığını yüksek ilim ve fen gerektirdiğini zaten biliyoruz.
Peki nasıl oluyor da kolayca teknoloji düşmanı damgası vuruluyor bu millete? Matbaanın ülkemize girmeye çalıştığı yıllarda
Beyazıt Çarşısı'nda çok fazla kitap çoğaltma işi ile uğraşan insan olduğundan bahsediyor Özel.
Paralel çalışıyorlarmış. Yani bir kitabı 10 kişi bölüşerek bir saat içinde çoğaltabiliyormuş. O devirde
çıkan matbaa makinesinin en fazla bu işçilerin iki katı kitap çoğaltabileceğinden bahsediyor.
Amaç matbaayı ülkeye sokmak değil, kitap çoğaltarak dini ilimler hakkında derin bilgisi olan ve
topluma yön veren bu insanların işsiz bırakılması, etkisiz kılınması olduğunu iddia ediyor.
Bana da mantıklı geldi. Bir devlet teknoloji ve bilimden uzak 600 sene ayakta kalamaz.
Matbaaya yapılan bu hareketin "teknoloji düşmanlığı" olmayacağını düşünüyorum ben de.

Nuri Asan

@eprianu

İsmet Özel in bu kitabı için şunu diyebilir miyiz?

Batının teknolojisi (facebook twitter yada her icadı) aynı zamanda yozlastiricidir ve ayristiricidir?

yani aslinda hayatımızı kolaylaştıran şeylerin aslında bizi hayattan koparttigina.

mehmet yılmaz



Ahmet Ümit - İstanbul Hatırası

Komiser Nevzat ve ekibinin baş rolde olduğu bir macera daha. İstanbul'da birer gün arayla işlenen cinayetlerin izini sürüyorlar. Kitap ismine uygun bir hal almış, yani aslında kitabın kahramanlarından birisi İstanbul. Öyle ki cinayetler İstanbul tarihiyle çok ilintili. Şehrin kurucusu Byzantion'dan Bizans ve Osmanlı dönemine kadar uzanan bir silsile var. İstanbul'la ilgili çok özel şeyler öğreniyordunuz. Tabii gidişatla ilgili bir şeyler yazmam doğru değil ama insanı içine çeken, merak duygusu uyandıran bir eser. Kitabın son bölümlerine doğru durumu anlayabiliyorsunuz zaten. Öyle ki hacimli bir kitap olmasına rağmen sonunu getirebiliyorsunuz. Başarılı bir polisiye olduğunu söyleyebilirim.

Nuri Asan

İstanbul hatırası bir basyapittir. okuyali 3 sene oldu ama hala etkisinden kurtulamadim. muzeci ablamiza giden kelle ve finaldeki bağlantı muhteşemdi.  tabiki de 7 tepeli şehirde işlenen 7 cinayet...

@mehmet abi

patasana yada bir sis böler geceyi de tavsiye ederim.


Nuri Asan

Ahmet Ümit - Beyoğlu'nun En güzel Abisi.

İstanbul hatırası, patasana, bir sis böler geceyi, Sultan i öldürmek kadar tad alamadığim bir kitap. Tamam kurgu çok güzel, akıcı ve tarlabasinda ki kentsel dönüşüm de işlenmiş ama burda olaylar biraz değişiyor.

Kitapta yer alan gezi parkı olaylarına değinmek istemiyorum.  Çünkü hiç bir Samsunsporlu ile tartışmaya girmeye gerek yok. Bunu iyi anladım.  Her ne olursa olsun Samsunsporluluk her şeyden daha otetedir.

Başkomiser Nevzat bu kitapta tam 15 kere Ahmet Ümit ile karşılaşıyor! Evet yanlış duymadiniz. Ahmet Ümit kendi yarattığı kahramanı ile karşılaşıyor.  Nevzat Bey bazi yerlerde Ahmet Ümit i elestirir gibi gözükse de aslında kendisinden övgü ile bahsediyor. Belki de bu kitaptan bu yüzden hoslanmadim.

Bir sürü polisiye roman okudum ama hic kendisi ile karşılaşan yazar görmedim.  

Ve kitabın sonunda yer alan hediye var. Açıklama yapmadan bir şey demek istiyorum. Madem sen Başkomiser Nevzat yaşadığın olayı anlatiyorsun o zaman Ahmet Ümit o kitabı sana neden verdi? Kitabı aslında Ahmet Ümit mi yazdı öyle ise sen neden kendi hatıran gibi yazdın kitabi?

Kitap aceleye mi geldi, yoksa Ahmet Ümit. de şizofreni mi başladı?

Kitabı okuyan renktasim bana mesaj atarsa sevinirim.

Stoper

Gezi parki olaylarından bahsedip  bu işin kaymagini yemeye calismis diyenler var.Evin bir köşesinde duruyor kitap ama henüz baslamadim.Polisiye okunacaksa Agatha Christie diyorum.Çok başka..

Nuri Asan

Alıntı yapılan: Stoper - 27 Haziran 2014, 08:08:54
Gezi parki olaylarından bahsedip  bu işin kaymagini yemeye calismis diyenler var.Evin bir köşesinde duruyor kitap ama henüz baslamadim.Polisiye okunacaksa Agatha Christie diyorum.Çok başka..


stoper gezi parkından sıkça bahsediyor yazar. Ama sevgili kardeşim bu olayı kaymak yemek için değil, sanki vicdanen yazmış gibi. Ahmet Ümit gerek sağcı olsun, gerek solcu olsun her kesimden severek okunulan bir yazar. Yani yazar gezi parkıni yazmakla prim kazanmayacagini aksine bir takim okiyucu grubunu kaybedecegini iyi biliyor. Bunu ahde vefa icin yazmış diyelim biz. Çünkü Ahmet Ümit sosyalist bir isim, ama gezi parkında da yoktu. Böylece o çevrenin de kendince gönlünü kazanmış oldu.

He soracak olursak gezi parkina gidipte daha önce Ahmet Ümit. okumayan ama bu kitaptan sonra.okuyan kac kişi var.diye sorgularsak belki bir elin parmağını geçmez.

Sen kitabı oku, kitabın gezi parkı bölümünü değil ama Nevzat Bey in Ahmet Ümit ile karşılaşmasını ve kitabın sonunu eleştirip tartisiriz. Kopya vermek istemiyorum ama ben değilim dese de Nevzat hiç bir kanıt gosteremezdi.

emre

Şu Ahmet Ümit'i bir ben sevemedim neden bilmiyorum, bayağı okunuyor son zamanlarda.

Neyse uzun zamandır yazamadık buralara. Son olarak İskender Pala'dan Mihmandar'ı okudum. Bir Eyüp Sultan romanı.

Hicretten başlayıp Peygamberimizin (a.s.) Ebu Eyüp'ün evinde misafir olmasını -ki orada ki anlatım çok duygu yüklü- ve Ebu Eyüp'ün hadisi şerife nail olabilmek için katıldığı İstanbul kuşatmasını anlatıyor. Tabi yazarın çok iyi yaptığını düşündüğüm bir hikaye ile anlatılıyor bu kuşatma yolculuğu.

Özetle İstanbul'da ki en maneviyatı yüksek yer Eyüp Sultan'ın mezarının olduğu yer denilir nedenleri güzel bir hikaye bu romanda. Kesinlikle tavsiye edilir :)