Fatih URAZ:Efsane yıllardan bir yazı-Hâkimlere saygılı olun

Başlatan mehmet yılmaz, 01 Eylül 2006, 18:12:10

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz

Alıntı"Hâkimlere saygılı olun"  

Kütüğümüz Adana'da olmasına rağmen Türkiye'nin büyük bir bölümü Samsun'lu olduğumuzu zanneder. Çünkü orada tanındık, orada milli olduk ve orayla özdeşleştik. Gerçekten Samsun ve Samsunluları çok severiz. Bir yerde onları hemşehrimiz kabul ederiz.
Orada bulunduğumuz altı sene boyunca başkanımız Hasbi Menteşoğlu idi. Tüm sözlerini yerine getiren çok iyi bir başkandı. Bir zamanlar ihracat rekortmeniydi. Sonradan hem işleri bozulmuştu hem de sağlığı. Uzun zamandır kendisinden haber alamamıştık. Daha sonra vefat haberini aldık ve çok üzüldük. Çok sevdiği Rahmi Abisine artık kavuşmuştu.
Haddizatında iki başkanımız vardı; hem Hasbi Bey hem de ağabeyi rahmetli Rahmi Menteşoğlu. Rahmi Bey çok ciddi bir iş adamıydı ve Menteşoğlu şirketlerinin asıl patronuydu. 1983'ten 1987'ye kadar her maça cebinden iki milyon lira prim gönderirdi. 83-84 sezonunda 2.Ligde şampiyon olup 1.Lige çıktıktan sonra Menteşoğlu Ailesi Samsunspor'u zirveye oynatmak için kesenin ağzını açarak senelerce zevkle izlenen Samsunspor'un mimarı oldular.
85-86 sezonunda ilk acemilik günlerimizi atlattıktan sonra takım olarak gayet iyi sonuçlar almaya başladık. İşte o iyi hava sürerken Zonguldakspor maçı geldi çattı. Maç öncesi ısınmayı bitirip içeri girdiğimiz zaman baktık ki Rahmi Bey orada. Bizlere; "çocuklar hâkimlere saygılı olun. Primim devam ediyor; bir de sizden 7-8 farklı bir galibiyet bekliyorum." deyince şok olduk ve gülmemek için kendimizi zor tuttuk. Bazılarımız kendini çimdiklerken bazılarımız da dudaklarını ısırdı. Çünkü hem ciddi bir adamdı hem de asıl başkan oydu. Netice mi? Maçı 6-0 kazandık.
Haftalar geçti ve geldi çattı Fenerbahçe maçı. Yine biz ısınmayı bitirip maçın başlamasına on beş dakika varken soyunma odasına girdiğimizde bizimle beraber rahmetli başkan da odaya daldı ve bu sefer; "Hâkimlere saygılı olun! Kardeşimi sevindirin, primim devam ediyor. Bir de sizden 5-6 farklı bir galibiyet bekliyorum." dedi. Bu kez kendimizi tutamadık ve uzun müddet güldük. Maçın neticesi mi? 4-0 kazandık.
Sizin anlayacağınız ne zaman fark beklese ve rakam söylese, bütün dedikleri bir eksiğiyle gerçekleşiyordu. Ama kim Fener'e dört gol atacağımızı tahmin edebilirdi ki! Zaten o maçtan sonra F.Bahçe üç sene boyunca bırakın bizi yenmeyi, gol bile atamadı. Kupada, ligde, İstanbul'da, Samsun'da, İzmir'de... Her yerde yendik.
Zaten üst üste gelen mağlubiyetler Fenerli futbolcuları o kadar gerdi ki, İstanbul'daki olaylı kupa maçı sonrasında 6 futbolcu tam 42 ay hak mahrumiyeti cezası aldılar. Sonradan yarısı affa girdi ve ceza 21 aya düştü. O olaylı maçta az daha piyango bize de vuruyordu. Maç sonunda olaylar olurken biz çoktan soyunma odasının yolunu tutmuştuk. Ama iki gazeteci bazı kişileri kurtarmak için isim ararken bizi seçince, saha komiseri de bu koroya katılınca bir anda suçlu konumuna düşüverdik. Şükürler olsun ki, diğer gazeteciler ve maç gözlemcisi doğru şeyleri yazınca işler yoluna girmişti.
Unutmadan dördüncü hakem uygulamasını getirenlerin ellerine sağlık demeden geçemeyeceğiz. Zamanında onların vazifelerini üstlenen saha komiserlerinin birçoğu ev sahibi takımın formasını giymemek dışında her şeyi yapıyorlardı. Bazıları sanki ev sahibi takımın haklarını koruma cemiyetinin üyesi gibi davranıyorlardı. Hiç olmazsa dördüncü hakemle bu işlerin önüne geçilmiş oldu.

Fatih Uraz- Kaleciyi Vurun - Sf. 42-43-44




mehmet yılmaz

Fatih Abi'nin bir başka yazısı daha... Başkanımızın Hasbi Menteşoğlu olduğu efsane yıllara ait güzel bir hatıra demeti sunulmuş. Özellikle ismi kamoyunca pek bilinmeyen Rahmi Menteşoğlu'nun anlatıldığı yazıyı okuyup da duygulanmamak elde değil!..

Menteşoğlu kardeşlere Allah'tan rahmet dilerken insan o yılları kaçırdığına hayıflanmıoyr değil! O günleri yaşayanlara ne mutlu ve tabii yaşatanlara da!

hasselbaink

Hiç unutmam Kemal Sunal'ın bir filmi vardı... Orada deli bir hakim rolündeydi adamı yargılıyor ve en sonunda ona soruyor;
-nerelisin sen?
-Samsunluyum!
-Neee? Samsun mu? Atın bunu içeri; bize dört atarsınız ha!..  :lol:  

Ah be o dönemde İstanbul'da hayati bir G.Saray maçımız vardı; ASY'nin üst kapalısında nerden baksanız 5-6.000 Samsunspor taraftarı; dev bir kırmızı-beyaz bayrak açılmıştı. Ne günlerdi be!

jean

o filme bile konu olan galibiyet seriis super bir hatira

timofte

Sevgili canikli,

sözünü ettiğin diyalog Kemal Sunal'ın 80'lerin sonlarında çektiği "Deli deli küpeli" filminden..
Ben de ne zaman görsem özellikle o sahneye kadar olan kısmını hiç kaçırmam..

Kemal Sunal ve arkadaşı deli hastanesinden kaçıyorlar ve Sunal kendini kaymakam, arkadaşı da hakim sanıyor. Kış ayında yolların kapalı olduğu bir dönemde bir ilçeye gidiyorlar. Burada  gerçekten hakim ve kaymakam oldukları zannediliyor.

İlçedeki bir karaborsacı esnafı halka verdiği zararlardan dolayı yargılıyorlar. Sözler biraz daha farklı ama daha fazla hoşumuza gidecek şekilde.. Çünkü yargılanan şahıs Samsun'u bir memleket değil, tuttuğu takım olarak söylüyor.

- "Fenerli misin, Beşiktaşlı mısın?" sorusuna
- "Doğma büyüme Samsunluyum" diye cevap veriyor..

Bunun üzerine Kemal Sunal, "Ne, ben Fenerliyim, bize dört çekersiniz ha, 10 yıl daha hapis verelim" diyor..

hasselbaink

Eserin orijinali Cevat Fehmi Başkut'un "Buzlar Çözülmeden" adlı romanı. Filme uyarlanınca "Deli Deli Küpeli" yapılmış. Kitap 1964'te yazılmış yani daha Samsunspor kurulmadan önce! Ama 80'lerin Samsunspor'u o kadar etkileyiciymiş ki filmlere bile uyarlanmış.

timofte

Deli deli küpeli filminde geçen yukarıda bahsettiğimiz sahneyi Youtube'a yüklemişler..

http://www.youtube.com/watch?v=1-xjcQc-P8I

hasselbaink

timofte
haklıymışsın
hafıza-i beşer nisyan ile maluldur...

doğma büyüme samsunlu ( ama samsunsporlu) süpermiş...

celebi

İnsanın o seneleri ve yapaılan reklemları görünce içi bir hoş oluyor. :lol: