Zaman Gazetesi'nin bugünkü 19 Mayıs Özel Ekinde çıkan yazımı sizlerle de paylaşmak istedim. Daha sonra futbol medyaya taşınacaktır.
19 Mayıs ve Samsun'da Spor
19 Mayıs'ın takımı; Samsunspor
"Bu şehrin futbol takımı, Türkiye Liglerinde ambleminde ve tabii ki tam da kalbinin üzerinde Atatürk'ün resmini bulunduran tek takımdır ve başka hiçbir takımın böyle bir imtiyazı olmayacaktır!"
30 Haziran 1965 günü profesyonel olarak faaliyetlerine başlayan Samsunspor'dan söz ediyoruz. Milli renklerimiz olan kırmızı ve beyazı kullanan Samsunspor, Karadeniz Bölgesinin Süper Lig'de ( Birinci Lig ) yer alan ilk takımıdır. Şehir ve camia 1969 yılında bu başarıya ulaşmıştır. İşte o 1969'un mayısını anlamlı kılan bir diğer şey de 19 Mayıs 1919'un 50. yılı olmasıdır. Yani Samsunspor, 19 Mayıs'ın 50. Yılında şampiyon olmuştur. Güzel bir tesadüftür kuşkusuz...
Samsunspor'un 19 Mayıs ile olan muaşakası sadece ilk şampiyonluğuyla, amblem ve renkleriyle sınırlı değildir. Samsunspor'u oluşturan amatör kulüplerden birisinin adı da 19 Mayısspor'dur. Profesyonel futbol var olmadan evvel Fener Gençlik ve Yolspor ile birlikte Samsun amatör liginin en çetin takımlarından birisidir 19 Mayısspor.
Türkiye'nin Ankara, Manisa gibi şehirlerindeki statların isimleri de 19 Mayıs'tır ancak bir şehre en çok yakışan 19 Mayıs Stadyumu hiç kuşku yok ki bizim stadımızdır; Samsun 19 Mayıs Stadyumu.
Yaşar Doğu ve diğer sporlar...
Samsunspor sadece Samsun'un değil Türk futbolunun da en büyük markalarından birisi ancak 19 Mayıs'ın yani gençlik ve sporun şehrindeki tek spor dalı futbol değil elbette. Samsun, gerek coğrafyası gerek sosyolojisi gerekse de yerleşik halkının genetik yapısı sebebiyle futbolda olduğu gibi diğer bazı sporlarda da sağlam potansiyeli olan bir ildir Samsunspor Erkek Basketbol takımı 1973/74 sezonunda Türkiye Birinci Ligi'nde mücadele etmiş ve bu payeye ulaşan yine ilk Karadeniz takımı olurken; üç büyük ilin dışındaki ilk şehir takımı da olmuş. Samsun Basketbol Kulübü ise bu sezon ilk defa yer aldığı Türkiye Bayanlar Basketbol Liginde ve Türkiye Kupasında yarı final oynama başarısı gösterirken önümüzdeki sezon Avrupa Kupalarında Samsun'u ve ülkemizi temsil etme hakkı kazanmıştır.
Samsun'da sahil kuşağı futbola çok yatkındır. Ancak Kavak, Havza, Ladik, Vezirköprü gibi iç kesim ilçelerinde belki de katılım bakımından güreş, futboldan hiç de aşağı değildir. Çarşamba'da da yine güreş önemli bir faaliyettir. Pek çok köyün güreş şenlikleri düzenlenmektedir. Gelenekselleşmiş bir güreş kültürü hâkimdir. Güreş kültürü bakımından Çorum, Tokat, Amasya, Sivas gibi yakın çevre ile paralellik arz eder. Bu nedenle Samsun, dünyaca ünlü güreşçiler yetiştirmiş bir memlekettir. Bu isimler arasında hiç kuşku yok ki en önemlisi ildeki Spor Salonu ve yüksekokula da ismini veren Yaşar Doğu'dur.
1913 yılında Kavak'ta dünyaya gelen Doğu, aslen Kafkas kökenlidir. Katıldığı ilk uluslararası turnuva olan Avrupa Şampiyonasını finalde sayı ile kaybetmiştir. Bu zaten onun hayatı boyunca uğrayacağı tek mağlubiyet olacaktır. Doğuştan gelen olağan üstü kuvvetini güreş zekâsı ile birleştiren Yaşar Doğu, II. Dünya Savaşı'nın araya girmesi nedeniyle gerçekleşemeyen onlarca turnuva yüzünden muhtemel pek çok şampiyonluktan olmuştur. Ancak Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonluklarının hepsini de yaşamış; 1948 Londra Olimpiyatları ve 1951 Dünya Şampiyonasının efsane güreş milli takımında yer almıştır. Hal, hareket ve konuşma tarzıyla tipik bir Kavaklı; ahlakı, tevazuu ve sporculuğuyla tam bir emsal olan Yaşar Doğu, 1961 yılında Türk güreşine antrenör olarak hizmet ederken bir kalp krizi sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Yaşar Doğu kadar başarılı ve ünlü bir başka milli güreşçi de Mustafa Dağıstanlı'dır. 1931 yılında Çarşamba'da doğan Dağıstanlı, milli forma altında çıktığı bütün müsabakaları kazanmayı başarmıştır. Uluslar arası alanda namağluptur. 4 Dünya, 2 Olimpiyat, 1'er de Balkan ve Akdeniz şampiyonlukları mevcuttur.
Avrupa ikinciliği ve Akdeniz Oyunları birinciliği olan Kavaklı, 1950 doğumlu Salim Bak, 2005 Kırkpınar Başpehlivanı Havzalı Şaban Yılmaz, 1954, 56, 59 ve 60'ın Kırkpınar şampiyonu İbrahim Karabacak, Avrupa 3.sü ve Akdeniz Oyunları şampiyonu 1969 doğumlu Kavaklı Ahmet Orel ilk anda akla gelen isimlerdir.
Samsun dışında doğup, Samsun'da büyümüş ve güreşe Samsun'da başlamış olan isimler de vardır. Avrupa ve Olimpiyat dereceleri ile 2003 yılında Kırkpınar Başpehlivanlığı olan Kenan Şimşek bunlardan birisidir. 1982'de Ünye'de doğup bebek yaşta Samsun'a gelen ve güreş eğitimini Samsun'da alan Recep Kara da üç defa Kırkpınar şampiyonu olmuştur; Kırkpınar'ın en geç şampiyonudur ve ilerleyen yıllarda da Kırkpınar'a damgasını vuracağı kesindir. ( Yeri gelmişken bu kadar önemli bir sporcumuza ilgi göstermeyen ve Antalya'daki belediyelere kaptıran yerel yönetimlerimize de teessüflerimizi iletelim. )
Voleybolda ise Irmak Sanayi Spor 1980'lerde, Samsun DSİ ise 1990'larda Birinci Ligde yer almışlardır.
Samsun'un marka olduğu bir başka spor dalı ise Elif Ekşi ve Huriye Ekşi kardeşlerin üstün başarılarının da etkisiyle okçuluk olmuştur. 1990 ve 94'te Avrupa 3. sü olan okçuluk milli takımının en önemli silahlarıdır Ekşi kardeşler. Bu arada Elif Ekşi Olimpiyat Oyunlarına üç kere katılabilen tek bayan Türk sporcudur. 2004 Olimpiyatlarında ülkemizi temsil eden 4 sporcudan birisi olan Damla Günay da okçuluk geleneğinin bir diğer ünlü ferdidir.
Malumunuz futbol sezonlarının bitişleri mayıs ayına denk gelir. Bu yüzden Samsunspor'un her İkinci Lig şampiyonluğu aynı zamanda 19 Mayıs kutlamalarıyla da eşzamanlı olur. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki 19 Mayıs'ta hem bayramımızı hem de takımımızın şampiyonluğunu kutlayalım! Bunun için de başta belediyeler olmak üzere şehrin bütün birimlerinin işbirliği içinde olmaları gerekiyor.
Mürekkepin hiç bitmesin Mehmet Abi...
eline,yüreğine sağlık samsuni
mehmet hocam zihnine kalemine sağlık
Öncelikle tebrik ediyorum gerçekten çok güzel bir yazı kaleme almışsın eline ve yüreğine sağlık!...
Dün dergiyi nerdeyse tamamen okudum çok güzel bir ek çıkardı 19 mayıs'ın anlam ve önemine dair Zaman gazetesi ama tabiki derginin içeriğinde Samsunspor ve Samsun'da spor bizi daha çok ilgilendiren tarafı Şehrin Göz bebeği Samsunspor diye başlayan başlığı görünce hemen yazııyı okumadan yazının sonuna göz attım acaba bu yazıyı yazan yazarın ismi varmı diye çünkü senin olabileceğini tahmin etmiştim tabi sonunda ismini göremeyinece biraz buruldum ama bugün senin yazdığını öğrenince gerçekten çok sevindim çünkü şuan Türkiye'nin en çok satılan gazetesinde bizi yani Samsunspor'u senin gibi bir Samsunspor'lu yazarın temsil etmesi çok güzel tekrar teşekürler Mehmet Yılmaz..
Dergiyi okudum..Umarım Türkiye'de geniş bir bölgede dağıtılmıştır..
Eline diline saglık mehmet abi iyi ki varsın sen ve senin gibi gercek samsunsporlular oldugu sürece sırtımız yere gelemez ben senin yazını ilk okumam askerde okumuştum şansa zaman gazetesi vardı yırtıkdı bir bakim demiştim ölesine o zaman koğuşdaydım hiç unutmuyorum anadolu takımlarını ve samsunsporumuzu yazmıştın g.antep bursa kocaeli falan bahsetmiştin ve ben aceyip bir heyecan ve sevinçle arkadaşlarıma okuttum senin yazını samsunsporun nasıl büyük külüp oldugunu ögrenin diye hala unutamam o anı
eline sağlık kardeşim sağol sende olmasan kim yazar bunları bilmiyorum.yanlız mehmet şaban yılmazı unutmuşsun baş pehlivan recep kara dan önce o olmuştu benim de köylümdür kendisi
Alıntı yapılan: serdaryavuz55 - 20 Mayıs 2009, 21:35:38
eline sağlık kardeşim sağol sende olmasan kim yazar bunları bilmiyorum.yanlız mehmet şaban yılmazı unutmuşsun baş pehlivan recep kara dan önce o olmuştu benim de köylümdür kendisi
Yok kardeşim, unutmadım ama sanırım sen okurken gözden kaçırmışsın.
Alıntı yapılan: samsuni - 19 Mayıs 2009, 23:44:56
Avrupa ikinciliği ve Akdeniz Oyunları birinciliği olan Kavaklı, 1950 doğumlu Salim Bak, 2005 Kırkpınar Başpehlivanı Havzalı Şaban Yılmaz, 1954, 56, 59 ve 60'ın Kırkpınar şampiyonu İbrahim Karabacak, Avrupa 3.sü ve Akdeniz Oyunları şampiyonu 1969 doğumlu Kavaklı Ahmet Orel ilk anda akla gelen isimlerdir.
kusura bakma kardeşim ben şaban yılmaz diye okudum ama 60 larda baş pehlivan gibi anladım ikinci bir şaban yılmaz var sandım. :(
Eline sağlık Mehmet abi süper bir yazı olmuş.