Teknik Direktör | Vladimir Petkovic

Başlatan engin55, 06 Haziran 2011, 22:37:52

« önceki - sonraki »

Levent ÖCAL

Hayırlı olsun inşallah başarılı olur  :--*

salihcakir

bence de iyi belirlenmiş bir isim. idealist bir yapısı olduğu anlaşılıyor.

Türkiye liginde çok fazla hücum yapan takım olmaması hem iyi hem de kötü. pozitif futbol oynayıp galibiyet ile oyunu taçlandırırsak çok çabuk gündem oluruz; spor programlarında vs çokça adımızdan söz ettiririz. Öte yandan, ligdeki hemen her takımın kontraya iyi çıktığını ve oyun planlarının genelini bu mentalite üzerine kurmaya başladığını hesaba katarsak ard arda alabileceğimiz mağlubiyetler sonrasında çok çabuk gardımız da düşebilir...

umarım iyi olur. bence yönetiminde, biz taraftarlarında hocaya sabır göstermesi gerek. hiç bir başarı bir anda kendiliğinden oluşmuyor. Hiç bir çocuk düşmeden, emeklemeden koşmaya başlamıyor...

Sol Açık

Bence Couceiro'dan çok çok daha iyi bir seçim...

Ben bu adamın İspanya, İngiltere, İtalya, Almanya gibi ülkelerden birisine gideceğini düşünüyordum, çünkü geçen sezonki oyunları harikaydı. Çok sevindim...

King1965

Couceiro dan pek haz duymamıstım ancak bu adamın gelısı super oldu beee gelen futbolcularla SÜPER LİG ŞAMPİYONLUĞUNA Talip olacağımız anlaşılır  :ok :ok :ok

brigand

işe geldim , laptop u açtım. Allah dedim. valla en son jose'yle anlaşamayınca çok moralim bozuldu ama kimki bu adamı ikna ettiyse helal olsun diyorum. Samsunspor'un diğer anadolu kulüplerinden neden camia olarak daha büyük olduğunu ıspatlar bir icraat olmuş. yönetime çok kızmıştık B planı varsa ancak demiştik demekki varmış. hayırlı uğurlu olsun camiaya. >l< >l<

hacettepeli

hocamız bence çok iyi topçular getirecek, İsviçre'den özellikle.

Ollivanders

Petkoviç'in gelmesiyle Salzburg da oynayan kanat oyuncusunun gelmesine daha çok inanmaya başladım.

samsunluhakan

hayırlı ugurlu olsun arkayı fenerleyelim yeniden...

Ertuğrul Sağlam

Öncelikle samsunspor'umuza hayırlı olsun.

Geçen sezon başı Fb'ye karşı mükemmel oynamışlardı ve o Young Boys takımında çok dikkat çeken bir sağ açık vardı Philipp Degen, VfB Stuttgart'ta oynuyor ve fazla ilkonbir şansı bulamıyor. Fener'in sol kanadını adeta paçavraya çevirmişti.

Birde forvet Moreno Costanzo ve ön libero Thierry Doubai bayağı dikkat çekmişlerdi.

Forvetim

camiamıza hayırlı uğurlu olsun. portekizliden ziyade bu daha samimi geldi herkese, iyi birkaç yabancı tavsiye eder inşallah. ülkesinden de sağlam bir hırvat getirsin

umit

İdealist bir hocaya benziyor. Sabır gösterilir, Kalpar'a verilen destek verilirse büyük işler yapacağımızı düşünüyorum. Allah utandırmasın...

lucarelli

Öncelikle hocayı çok iyi tanımasam da nedense Couceiro'dan çok daha fazla heyecanlandım. Young Boys'un hocası olduğunu öğrendiğimde de kanım daha da kaynadı. Ama en önemlisi yönetimin hali hazırda bir B planının olması yönetimin başarısıdır. Portekizlinin yerine mevcut yerlilerden birini getirmiş olsalardı tam bir fiyasko olurdu ama çok kısa sürede iyi olduğunu umut ettiğimiz bir yabacı hocayı getirdiler. İnşallah tranferleri de iyi olur, sadece günü kurtaran değil, geleceğimizi de kurtaracak transferler yapılır.




silopilimuhsin


cembaba

07 Haziran 2011, 10:33:28 #103 Son düzenlenme: 07 Haziran 2011, 10:38:01 CemBaba
Yönetimin bir B planı olduğuna inanıyordum. Dün de söylemiştim. Çok daha iyi oldu bence. Hayırlı uğurlu olsun. İnşallah faydalı olur. Young Boy's şu anda 3. sırada bulunuyor. Bellinzona'yı da alt sıralardan çıkarıp kafaya oynatmış zamanında. Başarıları fazla. Fener maçından da hatırlayacağımız üzere hiç birini tanımıyorduk fakat kök söktürmüşlerdi. Bizde hücum futbolu ve bol gollü karşılaşmalar izleriz inşallah.


AlıntıVlademir Petkoviç'le A'dan Z'ye
25 Mart 2011 15:43

MEDYASPOR ÖZEL

- Sohbetimize sizi biraz tanımakla başlayalım... Nerelisiniz ve futbolla ilişkiniz nasıl basladı?

- Saraybosna'lıyım, aile olarak futbola ilgi duyardık, örneğin babam da teknik direktördü ve ben FC Sarajevo'nun altyapısından başlayıp 19 yaşımda ilk profesyonel imzamı attım... O dönemlerde Hukuk Fakültesi öğrencisiydim. 1985 yılında da ilk şampiyonluğumu yaşadım.

- Teknik direktörlük geçmişinizden de bahseder misiniz?

- 1987 yılında İsviçre'ye geldiğimde 1999 yılına kadar aktif futbol hayatıma devam ettim. Sonra teknik direktör olarak sırasıyla FC Agno takımını 3. Lig'den 2. Lig'e çıkarttım, FC Lugano, FC Bellinzona'yı 2. Lig'den 1. Lig'e çıkarttım ve 3 yıldır Young Boys'dayim. 13 yılda 3 takım değiştirdim ve hepsinden kendi isteğimle gittim.



- İsviçe'ye gelirsek... Young Boys'ta yapmaya çalıştığınız neydi? Yeni bir düzen kurmak mi? Kısa vadeli günü kurtaracak çözümler üretmek mi?

- Ben Young Boys'a geldiğimde sondan 2. sıradaydı takım. Düşmemek için mücadele ediyordu. Kısa ve uzun vadeli başarı isteniyordu. İlk senemizde 2. olduk. 2. ve 3. yıllarımızda da ikinciliğimizi koruduk. Young Boys tarihinde hiç görülmemiş bir başarı elde ettik. 25 yıldır şampiyon olamayan bir takımda adeta rekorları altüst ettik. Ben göreve geldikten sonra kazanma mantalitesini aşıladım, altyapı ve üstyapıda koordineli bir şekilde çalışma konsepti hazırladım. 90 karşılaşmanın yaklaşık 60'ını kazanmışız, iki sezonda 150 puan toplamışız, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'ndeki rakiplerimizin hepsini mutlaka en az bir kere yenmişiz. Bütün bunlar 120 yıllık kulüp tarihinde bir rekor. Zenit örneğin ilk yenilgisini bize karşı aldı. Son 6 yıldır İsviçre'de gelmiş geçmiş teknik direktörler içinde en fazla puanı benim toplamam da ayrıca şahsım adına gurur verici. 

- Türkiye sizi Fenerbahçe'yi eleyen takımın teknik direktörü olarak tanıyor... Kıyaslandığında oldukça kısıtlı imkanlarla, hem de seyretmesi keyifli bir futbolla Fenerbahçe'yi elediniz... Bu durum kariyerinizde nasıl bir öneme sahip?

- Tabii ki Fenerbahçe gibi Dünya markası bir takımı yenmek çok önemliydi. 20 Milyon Euroluk bütçemizle, 22 yaş ortalamamızla Fenerbahçe'yi iki kere yenmemiz o günün şartlarında tesadüf değildi. Doğruyu söylemek gerekirse Fenerbahçe de henüz 100% hazır değildi. Ben futbolcularıma her zaman rakip kim olursa olsun kendi oyunumuzu oynamamızı ve mutlak suretle kazanmak için sahaya çıkmamızı söylüyorum. Sürekli golü düşünerek, pozitif bir futbolla neler olabileceğini gösterdik. Ayrıca Fenerbahçe taraftarının bizi ayakta alkışlaması o taraftarın büyüklüğünü gösterdi. Etkilenmiştim.



- Oyun anlayışınızı nasıl kurguluyorsunuz? Kafanızda sabit bir anlayuş mi var? Yoksa elinizdeki kadroya göre mi hareket edersiniz?

- Tabii ki kadro yapısı çok önemli, günümüzün şartlarına ve kadroya en uygun şekilde olması gerekiyor. Bu anlayışımız oyun içinde her an değişebilme özelliğine sahiptir.

- İsviçre'den sonraki adımınızı düşünmeye başladınız mı?

- 2013 yılına kadar kontratım devam ediyor. Ben hayatımda daima mücadele ederek ve tırnağımla kazıyarak bugünlere geldim. Tabii dönem dönem gelecekle ilgili planlar yapmak gerekiyor. Futbolda neyin ne zaman olacağı belli olmuyor.

- Türkiye ligi ve Türk futbolu hakkında bilginiz var mi?

- Evet, Türk futbolunu çok yakından takip ediyorum. Özellikle Fenerbahçe maçından sonra ilgim daha da arttı.

- Dar bütçeyle zirveyi zorlayan bir takım oluşturdunuz... Türkiye'de güçlü maddi imkanlara sahip bir takim çalıştırdığınızı varsaysak hedefiniz ne olurdu?

- Maximum başarı, Avrupa'da zirveye ve göze hoş gelen futbolla Şampiyonlar Ligi'ne talip olurdum.



- Tarzını beğendiğiniz Türk ya da yabancı meslektaşlarınız var mı?

- Herkesin kendine has bir tarzı vardır, benim de öyle. Örneğin Spalletti, Zenit maçından sonra basın toplantısında Petkovic'in imzasi her yerde belli oluyor dedi veya Redknapp, Tottenham maçından sonra Young Boys'a değil Petkovic'e yenildik dedi. Bunlar hoş seyler. Arsenal ve Barcelona'nın tarzıyla, oyundan hiç düşmeyen Bayern Münih tarzları hoşuma gidiyor.

- Günümüz futbolunda en fazla ihtiyaç duyulduğuna inandığınız şey nedir?

- Çabukluk ve oyun zekası

- Başarılı bir takımın ne gibi gereklilikleri olduğunu düşünüyorsunuz?

- Takim ahenginin bozulmaması çok önemli. İç huzur ve uyumlu bir teknik ekip.

- Bugün vasat üzeri imkanlara sahip bir kulüpte göreve başlasanız, başarıya temel olacak ne gibi hamleler yaparsınız, yönetimden ne konuda yardım istersiniz?

- Sistematik bir çalişmayla altyapının 100% verimli olmasını sağlardım. Nokta atışlarla (transfer, kulüp yapısı, vs.) gereken hamleleri yapıp hem kısa hem de uzun vadede kalıcı bir başari elde edilebilinir. Yönetimden tek isteğim hemfikir olabileceğimiz bir hedef belirlememiz olacaktır.

- Sizce teknik direktor ile başkan ya da yönetim kurulunun nasıl bir ilişkisi olmalı?

- Hiyerarşik yapıyı seviyorum. Herkes kendi dalında yapılabilineceğin en iyisini yapmaya gayret ederse başarı gelir. Açık ve net konuşmak ve diyalogtan yanayım.

- Popüler bir makam olan sportif direktörlük ve genel menajerlik hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir takımın kaç patronu olmalı?

- Eğer bu makamlar teknik direktörün yükünü hafifletecekse ne ala, aksi takdirde 3 aşçıdan bir yemek çıkmaz.

- Takımın genel stratejisini rakibe göre ne kadar değiştirme taraftarısınız?

- Pek taraftarı değilim bu durumun. Genel stratejimiz belli ve bu doğrultuda ilerliyoruz.



- Oyuncularınızın üzerinde etkinizi nasıl tanımlarsınız? Diktatör müsünüz, yoksa bir ağabey mi?

- Mütevazıliği ve sakin duruşu seviyorum. Yapım gereği de hiçbir zaman yapmacık olamıyorum. Bu samimiyetim oyuncularıma da yansıyor. Kapım 24 saat tüm oyuncularıma her türlü konu için açık. Onlar da beni sayıp seviyorlar ve bana inanıyorlar.

- Yıldız oyuncuların farklı psikolojileri olduğu söylenir... Siz takım içinde daha çok önem verdiğiniz futbolculara diğerlerine göre daha fazla tolerans gösterir misiniz?

- Aslında hayır, ama yıldız oyunculara bazı yerlerde bazı sinyalleri vermek gerekiyor.

- Sizce Türkiye'nin en yetenekli futbolcusu kim? Kimi takiminizda gormek istersiniz?

- Bence Türkiye'de çok yetenekli futbolcular var. Arda, Necip, Gökhan Gönül, Emre şu anda aklıma gelenler. Bunlar her teknik direktörün takımında görmek isteyeceği futbolcular.

- Bugüne kadar kariyerinize nasıl bir yol çizdiniz? Bulunduğunuz noktadan öteye, varmak istediğiniz en gerçekçi hedefler nelerdir?

- Kişiliğimden taviz vermeden ilerledim. Bundan sonraki hedefim büyük oynayan ve büyük başarılar bekleyen bir takım çalıştırmak.

- Seneye nerede olacağınızı şimdiden biliyor musunuz?

- Allah bilir...

- Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey, vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

- Tüm Türk futbolseverleri selamlıyorum ve Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye'ye başarılar diliyorum.

55.hakan

Samsunspor, Teknik Direktör Petkovic'e emanet

Samsunspor yönetimi, Coucerio'nun Lizbon'dan ayrılamaması nedeniyle Bosna Hersekli teknik adam Vladimir Petkovic ile el sıkıştı. Petkovic bugün Samsun'a geldi.

Bu sezon Spor Toto Süper Lig'de mücadele edecek olan Kırmızı-Beyazlı takımda daha önce anlaşmaya varılan Jose Couceiro'da pürüz çıkması üzerine alternatif hoca arayışlarına gidildi. Lizbon'da görev yapan Couceiro'nun kulübünden ayrılamaması üzerine Başkan Kazım Yılmaz, 3 sezon İsviçre'nin Young Boys takımını çalıştıran Boşnak teknik adam Vladimir Petkovic ile anlaşmaya vardı. Bugün Samsun'a gelen Petkovic, tesislerde incelemelerde bulundu.

Sportif Direktör olarak da Sedat Karabük'ü takımın başına getirdiklerini kaydeden Başkan Yılmaz, Samsunspor için kolları sıvadıklarını ve teknik heyetin vereceği rapor doğrultusunda da transferlere hız vereceklerini kaydetti.

Zenke imzayı attı

Bu arada Samsunspor Bank Asya'nın gol kralı olan futbolcuları Simon Zenke'yle olan sözleşmelerini de 2 yıl daha uzattı. Kulüpte düzenlenen imza töreninde konuşan Zenke, takımda kaldığı için mutlu olduğunu söyledi.

Başkan Yılmaz: "Beşiktaş Kemal'i istedi"

Öte yandan Başkan Kazım Yılmaz, transferin gözde ismi savunma oyuncusu Kemal Tokak konusunda Beşiktaş'tan teklif aldıklarını belirterek, "Beşiktaş Kulübü'nden Serdar Adalı beni aradı. Kemal konusunda teklifte bulundu. Ancak biz Kemal'i önümüzdeki sezonda takımımızda tutmak istiyoruz. Kemal'le ilgili olarak çok telefon alıyorum. Görüşme yapıyor olmamız satacağımız anlamına gelmiyor. Fakat kulübün menfaatlerine olan bir durum gelişirse satmayı düşünebiliriz" dedi.

kaynak:http://www.transfermarkt.com.tr/tr/samsunspor-teknik-direktoerue-petkovice-emanet/news/anzeigen_64932.html#