Nalıncı Keseri

Başlatan **KaR6**, 19 Ekim 2010, 01:54:26

« önceki - sonraki »

**KaR6**

  Kalpar geldi geleli doğrularını kendi hanesine artı yazdık, saçmalıklarını disiplin başlığı altında sümen altı ettik gitti. Gelinen noktada ise su yüzüne çıkmış kokuşmuşluklardan başka bir şey yok elimizde. Geçen sene geldiğinde yaptığı operasyonun olumlu sonuç verdiğinde hemfikiriz, ancak bu her zaman aynı şeyin olacağı anlamına gelmiyor maalesef. Bakalım Kalpar 'disiplin' ve 'hak edene forma' konusunda neler yapmış...

***

  İlk olarak akla Cenk geliyor tabii. Takım bariz bir şekilde gol sıkıntısı çekerken, gelsin diye etmediğimiz kalmayan Cenk'i bir çırpıda takımdan uzaklaştırmanın disipline olan katkısını açıklamalı bize Kalpar. Oyuncuyu kazanmak varken bu kadar çabuk adam harcamak ne anlama geliyor öğrenmek bizim de hakkımız. Cenk ilk geldiğinde nasıl karşılamış, takıma durumu nasıl lanse etmiş toplantıda onu da eklesin bir zahmet açıklamalarına.

  İkinci olarak değinilecek konu ise Tavşanlı maçı sonrası taraftar ve takım arasındaki ilişkiye Kalpar'ın müdahalesi. Puan kaybedilen bir maçtan sonra taraftar takımı tribüne çağırıyor ve Sayın Hocamız araya girerek takımı tribüne gitmeden soyunma odasına yolluyor. O insanlar 700 küsür kilometreyi senin saçmalıklarına şahit olmak için gelmediler, aşık oldukları armayı taşıyan futbolculara destek olmak için geldiler Hüseyin Hoca, sen bu haklarını ellerinden alma hakkını kendinde nasıl görürsün? Bu mu disiplin anlayışın?

  Diğer konu formanın hak edene verilişi. Çok düşünmeye gerek yok, önümüzde koskoca bir Sezer Sezgin örneği var. İdmanda her izleyenin bir helal olsun çektiği, geçen sene tek başına kazandırdığı puanlar hala aklımızda olan Sezer, bu sene kayboldu! Neden? Nerede hakkaniyetli forma? O da mı kaptanlık istedi, hayırdır?

   Sene başında en çok umut bağladığımız isimlerden biri Hakan Bayraktar'dı. Şimdiye kadar olan performansı inişli çıkışlı ancak, olmasa da pek bir şey fark etmez görüntüsü veriyor. Ama Türk futbolunun geleceği olarak görülen isimlerden Anıl Taşdemir kadromuzdayken, bir türlü biz ondan verim alamıyoruz! Bunun cevabı 'hazır değil' ise durum daha da vahim! 3 ay oldu Hoca, sen hala bu adamı hazırlayıp verim alamıyorsan suç bizde mi?

     Seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz beğenmizsiniz ama bir de Sercan'a yapılan yanlış var. 1 sene top oynamamış bir futbolcuyu deplasmanda taraftarın önüne atıp, bir daha yüzüne bakmamanın tek açıklaması adam harcamaktır. Objektif bakmayı becerebilen herkesin görebileceği yadsınamaz bir gerçek bu! Ama Kalpar'ın adaleti var, pardon!

   Bir de Jonathan var tabii ki. Adam bize gelmeden her hafta Fransa 1.Liginde kadroda idi. Bize geldi, ortalıkta yok! Hüseyin Hoca son anda Kenan sevgisinden vazgeçip Tavşanlı maçında kadroya almasa, Jonathan'ın varlığından şüphe edeceğiz! O da mı hazır değil? E ne iş yaparsınız o zaman?

***

  Kıssadan hisse, Kalpar'ın adaleti nalıncı keseri gibi, hep kendine kesiyor. Sene başı Trt 3'te verdiği ropörtaj hala kulaklarımda: Takımınızda eksik bir mevki var mı diyordu Tunç Kayacı, eksiğimiz yok fazlamız var diyordu Hüseyin Kalpar. Puan tablosuna bir bak bakalım Hüseyin Hoca kimlerin bizden kaç puan fazlası var.

celebi


Kodalak

ellerine sağlık mustafa,yazılacak çok şeyin olduğunu ama buna terbiyenin müsade etmediğini yazından çıkartabiliyorum,ama senin yerine ben söyleyeyim """""böyle hocanın ,böyle saplantılı,takıntılı bir insanın taaaa ........"""

bende söyleyemedim  :D

epçeli köylü

Çok güzel yazmışsın dostum.Bende şu atasözüyle cevap vermek istiyorum.Bir kaç maç kötü giderse giresundan alınacak bir kötü sonuç sonrası keser döner sap döner gün gelir hesap döner atasözünü kalpara hatırlatırız.