Tümer, metin mi davranıyor?

Başlatan taylan gezgin, 17 Ağustos 2006, 09:36:46

« önceki - sonraki »

taylan gezgin

Tümer Metin oldukça başarılı bir futbolcu ama bu transfer trafiğinde kaybolacak gibi zaten yaşı da geldi de geçiyor... Umarım türk futboluna hizmet etmeye devam eder... Kimseyi karalamadan, kimseyi yaralamadan...

taylan gezgin

sitemizin yazarlar bölümünde yer alan yazıyı alıntılyorum... yorum okuyucunun.
Tümer, Metin mi davranıyor ?
Aslında futbol tarihimizde bu tür transfer öyküleri vardır. Yani Anadolu kulüplerinde parlayıp üç İstanbulludan birine transfer olan oradan da başka bir İstanbulluya nakil olan nice topçu var. Tümer Metin de bunlardan biri. Ama bu transfer hikâyesinde benim içimi bulandıran, hem Beşiktaşlıların, hem Samsunsporluların, hem de kamuoyunun canını sıkan gelişmeler var.
Miskin miskin televizyonun karşısında zap yaparken, Tümer'i Fenerbahçe formasıyla görünce şaka zannettim önce. Ama baktım ardı ardına kallavi laflar dizeliyor, o zaman anladım transferin gerçek olduğunu. Ve kendi kendime ağzımdan şu cümleler döküldü; "Her büyük söz bir gün mutlaka yutulacaktır!"
Anlaşıldığı üzere mevzuumuz Tümer Metin. Zonguldakspordan, Vanspor maniası atlanarak Samsunspor'umuza gelmiş bir topçu. Yani mevzu bizi biraz derinden ilgilendiriyor. Samsunspor'dan Beşiktaş'a da olaylı bir şekilde transfer olmuştu Tümer... Samsunspor'da çok başarılı oldu, bu güzel Karadeniz şehrinin en sevilen futbolcularından biri olarak oldukça sevildi. İlhan Mansız'la beraber uzun denilecek bir zaman diliminde başarılı bir performans sergilediler. Hatta Samsun şehri de tıpkı Beşiktaş taraftarı gibi ayrı bir yere koydu Tümer'i. İlhan da ayrıydı ama o her zamanki vurdum duymaz tavırlarında olduğundan dolayı daha havai idi bu şehir için. Tümer Samsunu çok sevdi ya da sevmiş gibi göründü. Gerçi her yerde sevdiğini söylemeyi ihmal etmedi ama adam sevdiği takımdan ayrılırken " beni ya Beşiktaşa göndeririler ya da futbolu bırakırım" gibi cümleler sarf etmez. Neyse, Beşiktaş macerası hararetli başladı hararetli bitti. Beşiktaş'ta da değerini korudu. Raket gibi kullandığı sol ayağıyla araya attığı paslarla bir çok maçı tek başına çevirdi. Yani maç çevirebilecek futbolcu kategorisindeydi Tümer. Benim Tümer' in futbolculuğu ile bir sıkıntım yok, yanlış anlaşılmasın. Ben daha çok Tümer' in röportajlarında, demeçlerinde yer alan ve hep bir imajı desteklemeye yönelik olarak hissettiğim sözleriyle ilgiliyim.
Beşiktaş'ta performansını Terim'in milli takımda işbaşı yapmasıyla Milli takıma da taşıdı. Gerçi Şenol Güneş zamanında da Milli formayı giydi ama Terim dönemi daha bir pırıltılıydı. Danimarka, Ukrayna maçlarında takım kurtaran adam oldu. Ama milli takımda attığı gollerden sonra bile öyle bir sevinç gösterisi vardı ki şaşarsınız. Sevinç gösterisinde elini göğsüne vurarak hırçın, sinirli bir şekilde " ben buyum işte, laf edenler beri gelsin" der gibiydi. Yüzü bir türlü gülmüyordu. Maç sonu stat koridorlarında konuşmaktan hiç çekinmedi. Konuşmalıydı, çünkü vereceği mesajlar vardı. Bu mesajlar mutlaka biraz entelektüel bir havada olmalıydı. Okumuş bir futbolcuydu ne de olsa! Ve kamuoyunda bunu biraz başardı da. Tümer' i ayrı yerlere koydu çoğu spor yazarı. Kaftan gibi sırtına giydiği imaj,çoğu zaman sırtında ki formayı aşıyordu yavaş yavaş. Bu çerçevede yapmış oldukları onu BJK kaptanlığına kadar götürdü. Artık tam bir Beşiktaşlıydı Tümer. Ama hiç kimse onun ham bir şekilde Fenere gideceğini düşünmemişti. Büyük yerlerde durmak ister gibiydi hep, önalanda olmak önemliydi Tümer için. Şahsım adına zaman zaman Ergün Penbe ile hemşeri olan Tümer' in, hiçbir huyunun neden Ergün'e benzemediğini düşündüğüm de olmuştur. Hırçın olacaksın, sinirli olacaksın yani lafı kodum mu oturtacaksın. Bunların hangisi Ergün Penbe'de var söyler misiniz? Maç sonu söylemleriyle hep bunu denedi, hatta fanatik mesajlarla Beşiktaş taraftarında kalbinde taht kurdu. Koyu Beşiktaşlı Çarşı grubu bağrına bastı Tümer'i. Özellikle geçen yıl Türkiye kupasında Fenerbahçe'ye attığı goller ile ve gol sonrası hareketleriyle harbi Beşiktaşlı olduğunu gösterdi herkese. Ne zaman eleştirilmeye başladı, o zaman yine bir mesaj gönderdi bize "only god can judge me"... Anlayan beri gelsin. Dövmeydi bu ve kolundaydı Tümer'in . İngilizce yazılmıştı, Türkçesi ise " beni sadece tanrı yargılayabilir" olarak medyaya yansıdı . Oldukça doğruydu bu. Delikanlı bir futbolcu için gerekli bir tavır ama sen gün gelip Cordoba'yı asarsan İnönü'nün ortasında o zaman adama sorarlar; "kardeşim sadece kendine mi Müslümansın?" diye. Tümer' i Allah yargılayabilirdi ama Cordoba'yı Tümer yargılayıverdi. Egoya bakın! Sergen'le beraber çektiler ipini Kolombiyalının.
Beşiktaş'a geldiği günlerde "İnönü stadına ilk çıktığımda dizlerim titredi" demişti. Fenerbahçe'ye geldiğinde titremedik yeri kalmamıştır cep telefonu gibi. Ne de olsa 50 bin kişilik bir stat Şükrü Saraçoğlu. Askerliği bu kadar sorun etmeseydi keşke. Şimdi toparlamaya çalışıyor gerçi. Tam Saha dergisine " 15 ay askerlik yapmak istiyorum" diyor. Ben aslında sadece Tümer mi askere gidiyor diye aklımı zorlayıp duruyorum o kadar. Başka hiçbir futbolcu askere gitmedi mi mesela? Hakan Şükür örneğin Bodrum da deniz kenarında yaptı da bizim mi haberimiz olmadı. Ya da Rüştü Rençber nerde yaptı? Bunlar askerlik yapmadı mı yoksa? Sadece Tümer askere gidiyor olmalı bu ülkede. Askerlik şu aşamada bu kadar dile dolanacak kadar basit bir konu değildir, hatta oldukça hassas bir konudur bu memlekette. Yani diyorum, inşallah bir bildiği vardır Tümer' in. Nereden baksanız tutarsız bir transfer bu. Giderken edilen laflar, gittikten sonra "bana küfür ettiler" gibi mesajlar bana anlamsız geliyor. Zaman Sporvizyonda Tanıl Bora ne kadar net ifade etmiş oysa "gidenler kötüleyerek gidiyor" diye. Madem öyle Rüştü neden tekme tokat dayak yediği camiada duruyor, ya da Ogün'ün Trabzon'da yediği dayaktan sonra hala o formayı bir süre taşıması; bunlara hangi anlamı atfetmeliyiz acaba? Yıllar önce Prekazi diye bir futbolcu vardı bu ülkede. Galatasaray kendisine vefasızlık etmesine rağmen önce Bakırköyspor'a gitti ardından Altay'a, o kadar ısrarlara rağmen Fenerbahçe'ye gitmedi. Vefanın anlamını bir bize bir Yugoslav öğretmişti o zamanlar. Prekazi'den geriye kalan yukarı çekilmeyen çorap ve içeri konulmayan forma olmamalıydı. Ama para insana her şeyi unutturuyor sanırım. Hem ettiğin lafları hem yemediğin büyük lokmaları...
Herkesi çalımlamak bu galiba...
Alıntı yapılan: "taylan gezgin"Tümer, Metin mi davranıyor ?

mehmet yılmaz

yazıdaki psikolojik göndermeler çok iyiydi. Tümer, iyi bir futbolcu buna da kimsenin itirazı yok ancak iyi futbolcu olması her davranışının onaylanacağı manasına gelmiyor. maalesef ülkemizde başarılı olan insanların zaafları göz ardı ediliyor. herkes bir yerlerden gidecektir elbet ama kırmadan, üzmeden, gönül alarak gitmenin de bir yolu olmalı değil mi?

kirazlýk

adam alışkanlık yapmış her transferi asynı bunun

Tribün_ali

adam para için anasını bile satar