LİG A 25.Hafta İstanbulspor 0-0 SAMSUNSPOR

Başlatan King Of The North, 11 Mart 2007, 16:31:22

« önceki - sonraki »

salihcakir

Arkadaşlar merhabalar.

Uzun zaman sonra İstanbuldaki bir maçı çıplak gözle seyredemedim. Askerlik öncesi son günlerimizde Samsun'dayım. Fakat maçı televizyondan seyrettik. Televizyon başında edindiğim izlenimleri geçte olsa sizinle paylaşmak isterim.

Öncelikle maçın genel gidişatından konuşmak gerekirse, önce şunu belirtmekte fayda var ki o da İstanbulspor'un belki de ilk kez rakibi tarafından bu derece sahada ezilmiş olduğu gerçeğiydi. İstanbulspor özellikle ikinci yarında oynadığı futbolu siz de müşahade etmişssinizdir. Bu haftaki rakibimiz bundan önceki haftalarda yenilse de attıgınıa yakın sayıda gol atmayı basaran cok zaman rakibini hızlı futbolu ile bozan bir takım görüntüsü çizerdi. Ama bu hafta İstanbulspor'a neredeyse hiç top göstermedik.  Kendileri de bunu hissetiklerinden ve kabul ettiklerinden olsa gerek son dakikalarda hiç bir şekilde golü düşünme gereği bile duymadılar. Rakibin oyundan aldığı oyuncuların analizi yapıldığında bu gerçek çok net biçimde görülecektir.Bu kısmın sonunda ortaya çıkan ana düşünce şudur ki: biz istanbulspor'dan çok daha iyi futbol oynadık ve kesinlikle üç puanı hakeden taraftık.

Neden 3 puan yerine 1 puan ile yetindiğimiz noktasına gelirsek. Maçın genelinde üretken gibi gözüksek de yaptıgımız ataklardaki tek düzelikle rakibi alıştırdık ve onların maç esnasında bağışıklık kazanmasını da sağladık. Mesela sağ kanattan getirdiğimiz(özellikle ikinci yarı Serdar ile) topların yanı sıra, geriden attığımız uzun topların ceza alanına indirilmesi ile yakaladığımız hatırı sayılır pozisyon ve daha da önemlisi bir de penaltımız var. Bunların yarısını değerlendirseydik belki de maçı 3-0 kazanabilirdik. Ama gelelim yukarıda giriş cümlelerini zikrettiğimiz mevzuya. Bu konuyu iki madde altında irdelemek mümkün. Birincisi, belki de diğer maddeye göre bir adım önde olan husus, rakibin sağ tarafını hiç yoramamamız olarak görünmekte. Sol kanattan hiç bir şekilde üretkenlik sağlayamadık. İstanbulsporlu savunma oyuncularının kafalarını bir o yana bir bu yana döndürüp maç disiplininden koparamadığımız için golü de bulamadık aslında. rakibin dengesini tek taraftan yüklenerek bozmamız zordu zaten. Sol kanadımızda sinan hemen hemen hiç çalışamadı. Demircioğlu savunma anlamında da verimli oynamayınca, Ömer Ateş'de savunma yapmaktan ileri çıkmaya çok da fırsat bulamadı. Bu noktada Sercan'ı tekrar düşünmek lazım diye düşünüyorum. Kanatlara gelmişken Sezar'ın hakkını vermek kabilinde sağ kanadımızı da alkışlamadan geçmeyelim. Özellikle Feridun hakikaten harika oynadı.

İkincil olarak da ilgi çekici bir diğer noktaya değinmek gerekiyor. Orta alanda bes oyuncu ile bulunup bu bölgede sürüsüne top kapmışken bu topları araya direk, hızlı ve isabetli bir top atamayışımız ve bu tarz bir pozisyon bulamamamız çok enterasan. Bu noktada en önemli etken bence Mustafa Çiçek.

Pozisyonların değerlendirilememesinde tabiki Gökhan Kaba'nın çok büyük payı var elbetteki ama burada yapılan eleştiri dozajını ve tarzını çok da haklı bulmnuyorum. Bizim bu zamana kadar, arkası kaleye dönük oynayabilen, uzun topları bize indiren, vücudunu kullanarak topu önüne indirebilen(bir penaltı yaptırdı, bir de önüne harika top alıp pozisyona girdi kaleci kornere çeldi) bir forvetimiz olmamıştı. Yanına orta alandan girebilecek seri isimler yerleştirilirse kendisinin çok daha verimli oynayabileceğini düşünüyorum. Kendisinin ben de çok iyi golcü olmadığını biliyor ve kabul ediyorum. Ama kendisi çok iyi bir forvet. Günümüz futbolunda forvetlerin gol atmaktan çok daha farklı pozisyonlarda kullanıldığını hepimiz izliyoruz.

yusuf celebi

Sevgili Samsunkopat,

Öncelikle askere gidecek olmana bir yerde üzüldüm,bir yerde sevindim.
Tekrar aramızda olman ümidiyle hayırlı tezkereler diliyorum.

Seni maçta göremeyince sorduk ve bilgiyi aldık.

Bu maç ile ilgili yorum yapmamıştım,kısada olsa geç kalmışta olsam bir şeyler yazmak istedim.

Saha normal standart ölçülerde değil.
Zemin çok kötü tabiki rakipte aynı sahada oynuyor biliyoruz.
Hava bu mevsime göre olağanüstü sıcaktı,biz bile trübünde resmen yandık,bu şartlarda ben oyuncuların genel olarak mücadelesinden memnun olduğumuzu söyleyebilirim.

Evet kazanmalıydık ama olmadı.

Ben istanbulspor'u bu kadar rakibe ezildiğini görmemiştim.

Teknik direktörümüz Mustafa Uğur'un trübünde sürekli olarak kendisine emirler veren yönlendirmeye çalışan taraftara "çok biliyorsan gel kendin yap"demesi çok ilginçti aynı zamanda beni üzdü.
Taraftarın bu kadar hocayı meşgul etmesi ve dikkatini dağıtmasına ne denir bunu sizlere bırakıyorum.

Mustafa Çiçek koşuyor,toplara müdahale ediyor ama bu bir orta saha oyuncusu için yeterli değil.

İstanbulspor yönetiminin almış olduğu %5'lik kontenjan kararı Başkan Mazhar Başoğlu'nun devreye girmesiyle,bu oranın çok üzerine çıkıldı,dışarıda yinede kalanlar oldu.

Feridun'u trabzonspor bize nasıl verdi hala anlamış değilim,helal olsunki geldiği günden bu yana oynadığı maçlara bakıyorumda aldığı parayı hakeden fazlasıyla hakeden nazar değmez inşallah belkide tek oyuncu.
Teşekkürler Feridun.