Bu çocuklar Samsunspor'u daha ne kadar tutar?

Başlatan hasselbaink, 08 Ekim 2006, 20:09:56

« önceki - sonraki »

hasselbaink



Resimdeki çocukları tanımam etmem. Maşallah demek lazım pek de akıllı çocuklara benziyorlar. Muhtemelen babalarının, amcalarının elinden tutmuşlar ve maça gelmişlerdir. Üzerlerinde Samsunspor forması, boyunlarında Samsunspor atkısı...

Peki, şimdi siz bu çocukların yerindde olsanız bu Samsunspor'u daha ne kadar tutarsınız. Hadi, biz yaşımızı aldık ve kendimizi avutacak ideallerimiz var ama bunlar daha çocuk. Arkadaşları "Fenergassaraybeşktaş" derken onlara hangi takımı tuttukları sorulunca gururla "Samsunspor" diyebilecekler mi? Hadi biz, Tanjulu, Fatihli, Ertuğrullu, Timofteli, Celilli, Tümerli Samsunsporu izledik ama bu çocuklar odalarının duvarlarına Marciel'in mi posterini asacaklar?

Ben Samsunsporluyum ama yeni nesil nasıl olacak da Samsunsporlu olacak?

Ey yönetime hakim olan; stada taraftar başına neredeyse birer polis ve jandarma diken zihniyet...

Siz Samsunspor'u tutuyor musunuz? Ya da çocuklarınız sizin eseriniz olan bu Samsunspor'u tutar mı?

Bu eser sizin; az zamanda çok iş yaptınız...

Hezar tebrik...

Var mı Senden Öte

cok doqru sölemişsin
su saqdaki de benim kücüklüqüme benzio haa :lol:

jean

bende onlara uzulyom zaten ben kendimden eminim zaten birakmam onlari asilama lazim

oğuzhan55

Çok güzel bir fotoğraf.
İnşallah bir gün bu fotoğraftaki ve bunlar gibi olan "Samsunspor taraftarları"
istanbulun yolunu hiç bilmezler.

O.YILMAZ

Ben daha 5 yaşındayken babam beni samsunspor'un maçına götürmüştü. O zaman samsunspor 2 ligte oynuyordu. Tabi ben 1.lig 2.lig nedir bilmediğimden olsa gerek samsunspor u tuttuğumu gururla söylüyordum. Ama Samsunspor o zaman şampiyonluğa oynuyordu. O gün bu gün Samsunspor 1.ligte şampiyonluğa oynağı dönemler, küme düştüğü dönemlerde dahil olmak üzere sadece Samsunspor u tuttuğumu söylemekten hiç kocunmadım.

Ama herkes benim gibi değildirki. Ben biraz tutucuyumdur. Yattığım yataktan, giydiğim elbisenin renginden vs... Taraftarının olması için birşeyler göstermen en azından varlık gösterebilmen gerekir. Eski adıyla 2.lig yeni adıyla lig a da bile dibe vurmuşsun. hangi çocuk ne kadar Samsunspor luyum der veya diyebilir. Alay konusu olur. (Telekom 5 ledi sizi vs.) Samsunspor hiç bu kadar kötü yönetilmemiş hiç bu kadar çaresiz kalmamış hiç bu kadar dibe vurmamış. 2.ligten 1.lige çıkarken hep şampiyon olarak çıkmış bir takım. 2.lige düştüğünde bile bir hedefi var şampiyon olarak 1.lige çıkmak.

Bizler samsunspor taraftarı olarak en basit örneği ile forumda bile sinirlerimize duygularımıza hakim olamayıp üzüntümüzü moral bozukluğumuzu "maça gitmeyecem" şeklinde ifade ederken (sonra yine dayamayıp maça gidiyoruz) bu takıma gönül verecek veya taraftarı olacak bu çocuklar bizim kadar sabredemezler. Galatasaray, Fenerbahçe, beşiktaş bir nevi Trabzonspor şampiyonluk Süperlig şampiyonluğu için arkasına aldıkları ülkenin içinde dışında geniş taraftarları varken hedefleri, avrupa kupaları vs. leri varken Samsunspor taraftarı olmak zor gelecektir. Bu takımların cezbidicilikleri var. Samsunspor'un neyi var. ("Yapılan yorumlardan mesela bu sene lig a bari kalablisek")!!!!!!!!!!! Onun için sorun derhal halledilmesi gerekir. Giderilmelidir çünkü sadece zaman ve maddi kayba uğramıyor mevcut taraftar ve yeni taraftar olacakların kaybınada uğruyor. Benim kanım herşeyi bu kadar kısa sürede (nasıl becerebildiyse) herşeyi eline yüzene bulaştıran yönetimin değişmesidir.

Tribün_ali

bu cocukların büyük takımları tutması cok kolay ama önemli olan zoru başarmak helala olsun onuları samsunsporlu yetiştiren ailesine

hasselbaink

Alıntı yapılan: "samsunlu1965"bu cocukların büyük takımları tutması cok kolay ama önemli olan zoru başarmak helala olsun onuları samsunsporlu yetiştiren ailesine


birader, tamam helal olsun o aileye de sevimli kardeşlerimize de ama diyorum ki, bu yönetim ve gidişat sürdüğü müddetçe bu çocuklar da çok değil iki sene sonra bırakılar Samsunspor'u... Bu çocukların galkibiyet sevinçlerini, hayallerini ellerinden alıyor bu adamlar!

Ayrıca, Hakan Dilek bugün Haber Gazetesinde bir yazı yazmış. Aynen aktarıyorum buraya. Acaba helal olsun bana aynı şeyi mi düşünmüşüm demem lazım yoksa Hakan Dilek bizim siteye bakıp esinlenmiş mi desem?  :?:  :?:

karar sizin...

AlıntıYine mi Yenildik Baba?


Sondan başlayalım... Maç bitti... İstanbulspor, maçı bitirdikten sonra çıkış tüneline doğru yöneldi. Doğu Park tarafındaki köşeye gitti ve tribünlerden alkış aldı. Tamam, centilmen taraftarımız var. Kendi takımımız kadar kazanan rakip takımı da alkışlıyoruz. Hakikaten, yıllardır yazdıklarımı destekler bir hava var o taraf tribünlerinde. Bükemediğimiz bileği öpeceğiz. Ama artık dokunmaya başladı. Maç bitiyor ve rakip takımı destekleyen alkışlar yükseliyor tribünlerden.
Stadyuma doğru yürüyorum. Orta yaşlı bir bayan, tutmuş beş yaşındaki çocuğunun elinden maça geliyor. Çok bilindik, çok görülen bir fotoğraf değil bizim için. İleride, biraz ileride bir beyefendi, yine  yanında altı yedi yaşlarında kızı ile maça geliyor. ­İkisi de ne anlatıyorlardır çocuklarına? Ne anlatıyorlardır dersiniz? O çocuk yaşının verdiği o korkunç merakla sormuyor mudur? "Biz neden gol atamıyoruz baba?" "Biz neden sevinemiyoruz baba?" Bu ve benzeri sorular geliyordur onlardan eminim. Ben de oğluma anlatamıyordum yıllardır "büyük takımlar" için yazanlar gibi, neden "büyük takım" değil de bir Anadolu takımını tuttuğumu. Bunun bir gerekçesi olmalı çocuğunuzun gözünde. Sağlam bir gerekçesi. Onun Fenerbahçeli, Galatasaraylı ya da Beşiktaşlı değil, Samsunsporlu olmasını sağlayacak şey budur. Galip gelen, iyi mücadele eden bir takım ister çocuklar.
Bu maçta İstanbulspor karşısında daha bir organize olmuş gibiydik. İyi top yaptık bir on dakika boyunca. Bir on dakika boyunca topu dar alanda iyi gezdirdik. Ama geri kalan onlarca dakika boyunca o dar alandan çıkıp topu şöyle bir kırk metrelik ters tarafa oynayamadık. Çünkü yine kanatsız, yine Serkan'a, yani onun tek kanat oyununa mahkumduk. En kaba deyimle, "bloklar arasında bağlantı" yoktu. İkiye birlerimiz kesinlikle adam eksiltemedi. Rakip takımın ve belki de sahanın en yaşlı oyuncusu Baliç'in kesmelerine izin verdik kenarda. Adam eksiltecek verkaçları yapamadık, ceza sahası üstünde duvar olacak santrforumuz yoktu yine. Bir tek avuntum, Kenan'ın hiç sektirmeden oynadığı oyundu ve Sinan'ın kaledeki güven veren oyunu. Orta sahadaki dörtlümüzün oyuna hiçbir katkısı olmadı. Değil oyunu zenginleştirecek pozisyonlar üretmek, ben buradayım dedirtecek bir tek pasları olmadı. Rakipten önce top kapamadığımız gibi, erken pas çabuk alan değiştirme de yapamadık.
Tamam, yeni bir kurgu var takımda. Bir hareketlenme var. Birkaç maç sonra son vuruş konusunda daha bir moralli olacağız. Ama neredeyse dördüncü penaltıyı da kullanamadık. Bir talihsizlik, bir sıkıntı var. Doksana nişanlanan topa terse yatan kaleci, yine ters eliyle müdahale ediyor ve sayı yapamıyoruz.
Bir tane sıkıştırsak ne olacağı ortada ama yine "Ahh bu İstanbulspor iyi top oynamıyor, biraz iyi olsak çakacağız üç tane!" diye diye maçı bitirdik.
Bir de Serkan'ın sakatlığından söz edelim: Nasıl bir sakatlıktır ki geçmez. Tamam, arka adalesi çekiyor ve orası en zor iyileşen bölge ama neden hala sahaya sürülür? Neden dinlendirilmez? Çok mu ihtiyacımız var? Yanıt evetse, bir dahaki hafta ne olacak? Biraz da bunlar düşünülse...
Yazımızın başına dönelim, ne anlatacak Samsunspor taraftarı çocuğuna? Şimdi bu soru duruyor önümüzde:" Yine mi yenildik baba?" Ne yanıt vereceğim? Ne yanıt vereceğiz?

supporter

Bu başlığı dün görmüştüm hemen ardından bugünkü Hakan Dilek yazısı benim de dikkatimi çekti.

Nasıl bir tesadüfse aynı konuyu yazmış. Fotoğrafı da alıp yayınlasa tam olacakmış canikli o kadarını söyleyeyim..

Bir de yazı içeriğinin yazdığı gazetenin adı ile paralel olduğunu fark ettiğimden beri, artık ne kadar damardan da yazsa ilgimi çekmiyor.

Yöneticilerimizin ise bu çocukların Samsunsporlu olmaları ya da Samsunsporlu kalmaları diye bir sıkıntıları olduğunu hiç sanmıyorum. Bu herhalde en son akıllarına gelecek şeydir. Onlar sadece taraftar gruplarını değil, maratondan çıkıp evine giden taraftarların önünü kafesle kapattılar. Taraftarın 1 kilometre yürümesi önemli değil. Kendileri rahat çıkıyorsa stattan, onlar için sorun yok.

hasselbaink

09 Ekim 2006, 18:07:18 #8 Son düzenlenme: 13 Nisan 2008, 19:05:56 samsuni
iddia ediyorum adam dediklerimi yuvarlayıp aynen yazmış. Supporterin de dediği gibi bir resim eksik. Şimdi, bu yönetimi eleştiremeyen adam niye galip gelemedik baba sorusunun cevabının o yönetim olduğunu bilmiyor mu? Kalecimiz Akın'a, Sinan demek basın tribünnde oturup esame listesinden maç yazmak olmuyor mu? Biz, taraftarız, sadece Samsunsporluyuz; kimsenin güdümünde de değiliz.

supporter

Hakan Dilek bugün de genel bir yazı yazıp "çamur at izi kalsın" mantığından yakınıyor. Mazhar Başoğlu çok haklı diyor. peki Dilek acaba sen geçen yıl Adnan Ölmez aleyhinde Halk gazetesinde yazarken çamur mu atıyordun??

Yorumlarında başka etkenleri değil Samsunspor'u önde tutanlara saygılar.

hasselbaink

topic amacından çıkıp bir hakan dilek topicine dönüşmüş ama Samsunsporluluk konusunda bu kadar güvendiğimiz bir adamın "stratajistlerin" "çamur atılıp izi bırakılanların" peşine takılması da bazı gerçekleri işaret ediyor.

Formamızın rengi kırmızı-beyazdır; yeşil değil!

Tribün_ali

yazısın daki ifade nasıl samsunsporluluk ruhunu ifade etmesi güzel olan bu yani bunda yani ne var ki güzel olmuş demişsem

taylan gezgin

yazıyı canikli mi yazmış?  :D  :?:

taylan gezgin

H.Dilek'in bu günkü yazısını internetten okudum . Yazı güzel bir serzeniş. Ama neye kime ben anlamadım. Bütün Samsunluları eleştirmek onlara çamur atmak değil mi? Yazıdan bir kaç kısa nota bir kaç kısa yorum...
"Kentin coğrafyasına düzen vermeye çalışanlar da olmasa hepten çekilmez bir yer olacak *Bu kent artığı, bu kent olmaya çalışmış da bu mücadelesi yarım kalmış yerleşke, tuzu kokmaya başlamış bu kentin sevdalısıyız.*"
neden samsunu yerin dibine sokmuş
ayrıca bu çoğrafyaya şekil verenler
belediyeler değil mi
m.başoğluna belediye başkanının yön verdiği dilden dile dolaşırken niye aymnı yazıda buluşmuşlar. ayrıca bu söyledikleri türkiyenin heryeri için söylenir
ama başarının olmadığı yerlerde daha bir avaz avaz bağırılır. kahvahanelrin önüne oturulur ve hem gelenin hem de masadan kalkanın ardından bir güzel gazel okunur.cavcava niye yönetim konusunda bir kaç kişi dışında birşey diyemiyor.
düşünsenize tanıl bora gibi bir adam
cavcava rağmen açık destek veriyor alakaralara
yani başarı olursa
kimse kimseye sataşmaz gibi geliyor bana.