Neden Olmuyor ?

Başlatan AhmetDenizci, 12 Kasım 2011, 14:31:20

« önceki - sonraki »

AhmetDenizci

12 Kasım 2011, 14:31:20 Son düzenlenme: 12 Kasım 2011, 14:40:23 AhmetDenizci


Neden Olmuyor ?

Dışarıdan bakınca büyük bir sorun gibi gözükmüyor olsa da futbolumuz içerisindeki en büyük problemlerden biri teknik direktörler ile takımları arasındaki kan uyuşmazlığı. Elbette herkes en iyi futbolu, göze hoş gelen futbolu oynamak, oynatmak ister ama önce eldeki malzemeye, bu malzemenin oturacağı tabana bakmak gerekir. Bunlar gözden geçirilmeden temelsiz gökdelen inşaatına başlamak nihayetinde Rijkaard, Schuster gibi dev isimlerin "tu kaka" edilerek gönderilmesine sebep oldu. Bu gidişatın son kurbanı da Samsunspor teknik direktörü Vladimir Petkovic olacak gibi.

"Samsunspor'un kötü gidişindeki baş sebep Petkovic mi, iyi salladın ha!" diyebilirsiniz ama bence sebep Petkovic. Peki neden? Şöyle başlayalım, Samsunspor geçen sezon Süper Lig'e en hazır biçimde yükselmiş takımdı. Tıpkı bir önceki sezonun Kardemir Karabükspor'u gibi. Oturmuş bir kadroları ve o kadroyla başarılı olmuş bir teknik direktöre sahiptiler. Süper Lig'e yükselme başarısına rağmen Hüseyin Kalpar'la yollar ayrıldı. Bence ilk yanlış hamle bu oldu. Hüseyin Kalpar belki göz alıcı bir isim değil, katılıyorum ama Süper Lig'e bu takımı yükselten, futbolcuların derdini tasasını bilen bir teknik direktörle Süper Lig'deki ilk sezonuna başlamak çok farklı olabilirdi. Toplama bir takım kurarak lige başarılı bir giriş yapan Orduspor ile Mersin İdman Yurdu ligi, futbolcuları tanıyan bir teknik adamla çalışma farkını bir kez daha ortaya koydu.

Samsunspor futbolcuları tek tek ele aldığımızda iyi sayılabilecek bir kadroya sahip. En azından Süper Lig'de orta sıralara rahatlıkla oynayabilirler. Söz gelimi stoper Bahia, Kemal Tokak, Michael Fink, talihsiz bir sakatlık yaşamış olsa da Selim Teber ve bir nebze Bance ile Zenke Süper Lig'deki 14-15 takımda rahatlıkla forma bulabilecek isimler. Fakat bu isimlerin yanı sıra yeni transfer edilmelerine rağmen doğru dürüst forma şansı bulamayan Valdomiro, Burak Çalık gibi transfer hataları da mevcut.

Transfer hataları ya da doğruları sürpriz şeyler değil. Her sezon başa gelen olaylar. Fakat anlamadığım bir şey var, o da Samsunspor'un sezon başı kaleci transferi yapmaması. Ya da şöyle diyeyim, formaya direkt aday olabilecek bir kaleciyi kadrolarına katmaması. Mahmut ve Atilla Özmen transferleri var ya diyebilirsiniz, evet var ama Mahmut'la Atilla 1. kaleci olsun veya Ahmet'i zorlasın diye transfer edilmedi ki! Mahmut'un sakatlanmadan önce gösterdiği yüksek performans Samsunspor'un bir anlamda şansı oldu çünkü Ahmet formsuzken Süper Lig'de ilk kez forma bulan Mahmut da heyecanının esiri olsa ve kötü maçlar çıkartsa işler daha da beter olabilirdi. Yine MİY ve Orduspor'dan örnek vermek istiyorum. MİY iki iyi kaleci transferi yaptı ve Hakan Arıkan ile İbrahim Sehic'i kadroya kattı. İkisi de kendi ülkelerinde milli olmuş futbolcular. Orduspor sezon başı soru işareti olarak gördüğümüz fakat izlenerek transfer edildiği her halinden belli olan Saso Fornezzi'yi kadroya kattı. Bu iki takımın kalecilerinin gösterdiği performansları ve kazandırdığı puanları düşünün bir de Samsunspor'un kalesinde gördüğü golleri. Niyetim Ahmet Şahin'i ya da bir başkasını kötülemek değil ama şu bir gerçek ki tek "gerçek" kaleciyle Süper Lig'de yol almak zor. Samsunspor bunu denedi ve hata yaptığı henüz ilk 10 haftada belli oldu.

Fakat meseleye neresinden bakarsak bakalım, iş riskli teknik direktör tercihinde düğümlenip kalıyor. Samsunspor Süper Lig'deki ilk sezonunda daha az risk alsa, ülkeyi tanıyan bir teknik direktörle ya da Hüseyin Kalpar'la yola devam etse bundan daha iyi durumda olacaklarına eminim. Petkovic'in en büyük hatası Türkiye şartlarına uymak için kendini değiştirmesi oldu. Herkes 3-4-3 dizilişiyle oynayacağını düşünürken o şapkadan 4-3-3 çıkarttı. Bununla da yetinmeyip Ankaragücü maçında gördüğümüz Anıl Dilaver(hücumcu)-Pal Lazar(savunma) gibi 45. dakika değişikliklerine imza attı. Yani Petkovic hücumcu bir teknik direktör derken bir anda 5 savunma oyuncusuyla karşımıza dikiliverdi. Alışmadık şeyde don durmaz misali savunma 5'lense dahi maç 2-0'dan 2-2'ye geldi, belki de Samsunspor mağlubiyetten zor kurtuldu.

Samsunspor'daki diğer belirsizlik Adnan Sezgin. Normal bir futbol ülkesinde nasıl olur? Önce sportif direktör ya da genel menajer işte ne isim verirseniz o göreve getirilir ve yönetimden yetki alarak teknik direktör görevlendirmesini yapar ya da yönetim kurulu teknik direktör seçerken onun görüşüne başvurur. Fakat Samsun'da nasıl oldu, önce 7 haziran 2011'de Vladimir Petkovic teknik direktörlüğe getirildi sonra 26 ağustos 2011'de Adnan Sezgin sportif direktörlük koltuğuna oturdu. Kel başa şimşir tarak diye buna denir.

Samsunspor güçlü bir yapıya, sağlam ekonomik duruma ve desteklere sahip bir takım. Yani toparlanmamaları için hiçbir sebep yok. Fakat ben kısa vadede büyük bir form yükselişi beklemiyorum. Umarım yanılırım ama mevcut durumla kayda değer bir yükseliş yaşanacağını da zannetmiyorum. Bekleyip görmek en iyisi!

Göksel Sert


Bu yazının altına birde Salih Abi'nin yazısını eklemek gerek diye düşünüyorum, sanki iki yazı da birbirini tamamlıyor:

Hocanın hatalar yaptığı çok açık. özellikle ankragücü maçındaki hataları faiş ve akılalmaz derece idi. oyunu okumak ve takımına müdahale etmek noktasında ilk kez bu kadar basiretsiz kaldığını gördüm. takım içerisindeki huzursuzlukların, oyuncuların performanslarının yerlerde sürünüyor olmasının, ertuğrul'un ve selim teber'in sakatlanmasının, bu noktaya gelinmesinde önemli etkenler olduğunu ve hocanın bu nedenlerin oluşmasında suçunun olmadığını takdir edersiniz.

Burada da birinin beğendiği ismi diğerimiz beğenmiyor, taraftarın ve belki yöneticilerin isteyipte sahaya sürdürülemeyen bir tek Orhan kaldı. Herkes o ya da bu şekilde denendi, görüldü. Adem konusunda ve Hakan Arslan konusunda hoca yanlış yapıyormuş. Ama Anıl, Dilaver, Ufuk gibi isimlerde bence hoca haklıymış.

Gelelim hocanın yaptığı en bariz hataya. Ve bence bu bir gönderilme sebebidir. Hoca geldiğinde idealist kimliği, kendi doğruları ve alışılagelmişin dışında oynattığı taktikle kazandığı başarılar neticesinde beni gelecek adına umutlandırmayı başarmıştı. Fakat görülen o ki, hoca kendi kimliği ile davranmayı bıraktı ve baskılar altında çok çabuk pes etti. 3-4-3 bu ülkede olmaz dendi, sistemini değiştirdi. önce 4-3-3 oynadı, iki ön libero olmadan olmaz dendi, 4-2-3-1 oynadı. kemal olmaz orada dedi, değiştirdi. zenke mutlaka oynasın dendi, oynattı. o nerede dendi, alındı kadroya, bu nerede dendi, denendi.

Hasılı; bizim kimliğimiz geçtiğimiz 3 ayda oluşmadı. Duyuyoruz ki, yönetim hocaya destek, futbolculara gözdağı vermeye karar vermiş. geçen sene benzer bir şey olmuştu. Topçular arasında isyan başlamak üzerede idi, seslerini yükseltiyorlardı ki hoca gönderilsin kendi hükümranlıkları devam olsun. Yönetim doğru bir karar vererek, doğrularından vazgeçmeyen Hüseyin Kalpar ile yola devam dedi. Futbolcular patronun kim olduğunu öğrendiler ve baktılar ki pabuç pahalı; ellerinden geleni yaptılar, şampiyonluğa ulaştılar.

Ama petkoviç maalesef kalpar gibi doğrularının arkasında duramadı, duramıyor.. o yüzden gitmeli..
yada son bir şans devre arasına kadar en azından. Bildiklerini öğretmesi ve bizlere göstermesi açısından, son bir şans...

Salih Çakır