(https://i.ibb.co/DwXcn8k/Screenshot-20231010-210810-Instagram.jpg)
Daha önce Hoffenheim, Hamburg, Köln ve son olarak L.Moskova yı çalıştırmış.
Disiplinli çalışkan hoca bu takımı adam eder diyordum. Bir alman hoca bu işi yapabilirdi.
Hayırlı olsun. Inşallah başarılı olur.
Alman olması dışında başka bir umudum yok.
Tipi tam bir disiplin abidesi gibi duruyor, onun dışında son çalıştırdığı takımlardaki puan ortalamasına bakarsak, paraşütsüz düştük demektir.
Hoffenheim'da başarılıydı ve çok da övülmüștü. Sonraki kulüplerde pek olmadı. Ben yinede bizi kurtarabileceğine inanıyorum. Bundan daha kötüsü olamaz zaten. Şu rezil durumda Mourinhonun gelecek hali yoktu. Çapa ile devam etmekten iyidir.
Köln ve hamburgla düşme tehlikesi yaşamış ve ligde tutmuş ligde düşme korkusu yaşayan takım teknik direktör psikolojisini biliyor. Ben her ne kadar takımın teknik direktör dokunuşuyla seri galibiyetle üst sıralara çıkacağını düşünsem de olası bir düşme tehlikesi için güzel bir tercih. En azından Alman olması bile umut veriyor. Otoritesini kurup Fuat Çapaya rağmen başarılı olmasını bekleyeceğiz.
Maceraya atildik bakalim ne olacak
Hakkında hiç bir bilgim yoktu. Bizim için doğru isim olabilir diye düşündüm bu yazıdan sonra. İnşallah olur.
AlıntıRadyogol yorumcusu Berkcan Öğüşlü şahane bir Markus Gisdol analiz yazısı kaleme aldı.
Samsunspor sürpriz bir hamleyle teknik direktörlük koltuğuna Alman Gisdol'ü getirdi.
Şimdi internette bakıp bulabileceğiniz şeyleri anlatmayacağım burada. Nerde çalışmış napmış falan. Direkt konuya gireceğim.
12/13 Sezonu : Bundesliga'da ilk hocalık deneyimi. Sezonun 28. haftasında sondan 2. olan Hoffenheim'i alıyor. 7 maçta sadece 2 mağlubiyet alarak playout oynuyor ve takımı ligde tutuyor.
Bir sonraki sezonda da kalıyor ve takımı 9. yapıyor. ( 13/ 14 )
14/15'te de Hoffenheim'da devam ediyor ve takımı 8. yapıyor.
15/16'da ilk 11 haftada 1 galibiyet alınca yollar ayrılıyor.
16/17'de ilk 6 maçta 1 puan alan Hamburg'un başına geçiyor ve takımı ligde tutuyor.
17/18'de Hamburgla devam ediyor. Takım sondan 2. ve 20. haftada yollar ayrılıyor. Hamburg o sene küme düşüyor.
19/20'ye kadar takım çalıştırmıyor. 12. haftada sondan 2. sırada olan Köln'ün başına geçiyor. 24. haftaya kadar müthiş bir performansla takımı 12. yapıyor ve sonra pandemi patlak veriyor. Pandemi dönüşü hiç galibiyet alamasa da Köln sezonu 14. bitirerek kümede kalıyor.
20/21'de de devam ediyor ama korana falan derken kötü performansla yollar ayrılıyor.
Sonra L. Moskova dönemi var pek iyi değil.
---------
Bunları neden anlattım? EPL takip edenler varsa Big Sam'i bilir. Ya da bizim Yılmaz Vural. Küme potasında olan takımları alır kümede tutar. Gisdol de öyle bir adam. O açıdan Samsun için ideal. Ama uygun ortam yoksa, Hoffenheim gibi bir yapılanmanız yoksa bir sonraki sezonda devam etmemeniz gerekir. Transfer planlaması olarak başarısız kabul ediliyor. Hamburg, Köln gibi.
3'lüden tutun 4'lünün tek forvetli veya 4-4-2 gibi çift forvetli yapılarına kadar her şeyi oynuyor. Taktiksel esnekliği maksimum. Maça göre, takımına göre değiştirir.
Antrenman metotları konusunda bir hayli meşhur diyebiliriz.
Kondisyonerliği iyi. Sezon başı kampı geçirmemesi olumsuz ama uzmanlık alanı sezon ortasında takım almak.
Gisdol'ü ve Samsun'u yan yana koyunca kadro, Gisdol'ün küme savaşları falan diyince mantıklı tercih gibi duruyor. Samsun bu kadar kötü bir takım değil. Gisdol, eğer maaşlar ödeniyorsa kümede tutar. Ve taktiksel olarak birkaç şölen yaşatır bize.
Berkcan Öğüşlü / Radyogol
Radyogol yorumcusu Berkcan Öğüşlü şahane bir Markus Gisdol analiz yazısı kaleme aldı.
Samsunspor sürpriz bir hamleyle teknik direktörlük koltuğuna Alman Gisdol'ü getirdi.
Şimdi internette bakıp bulabileceğiniz şeyleri anlatmayacağım burada. Nerde çalışmış napmış falan. Direkt konuya gireceğim.
12/13 Sezonu : Bundesliga'da ilk hocalık deneyimi. Sezonun 28. haftasında sondan 2. olan Hoffenheim'i alıyor. 7 maçta sadece 2 mağlubiyet alarak playout oynuyor ve takımı ligde tutuyor.
Bir sonraki sezonda da kalıyor ve takımı 9. yapıyor. ( 13/ 14 )
14/15'te de Hoffenheim'da devam ediyor ve takımı 8. yapıyor.
15/16'da ilk 11 haftada 1 galibiyet alınca yollar ayrılıyor.
16/17'de ilk 6 maçta 1 puan alan Hamburg'un başına geçiyor ve takımı ligde tutuyor.
17/18'de Hamburgla devam ediyor. Takım sondan 2. ve 20. haftada yollar ayrılıyor. Hamburg o sene küme düşüyor.
19/20'ye kadar takım çalıştırmıyor. 12. haftada sondan 2. sırada olan Köln'ün başına geçiyor. 24. haftaya kadar müthiş bir performansla takımı 12. yapıyor ve sonra pandemi patlak veriyor. Pandemi dönüşü hiç galibiyet alamasa da Köln sezonu 14. bitirerek kümede kalıyor.
20/21'de de devam ediyor ama korana falan derken kötü performansla yollar ayrılıyor.
Sonra L. Moskova dönemi var pek iyi değil.
---------
Bunları neden anlattım? EPL takip edenler varsa Big Sam'i bilir. Ya da bizim Yılmaz Vural. Küme potasında olan takımları alır kümede tutar. Gisdol de öyle bir adam. O açıdan Samsun için ideal. Ama uygun ortam yoksa, Hoffenheim gibi bir yapılanmanız yoksa bir sonraki sezonda devam etmemeniz gerekir. Transfer planlaması olarak başarısız kabul ediliyor. Hamburg, Köln gibi.
3'lüden tutun 4'lünün tek forvetli veya 4-4-2 gibi çift forvetli yapılarına kadar her şeyi oynuyor. Taktiksel esnekliği maksimum. Maça göre, takımına göre değiştirir.
Antrenman metotları konusunda bir hayli meşhur diyebiliriz.
Kondisyonerliği iyi. Sezon başı kampı geçirmemesi olumsuz ama uzmanlık alanı sezon ortasında takım almak.
Gisdol'ü ve Samsun'u yan yana koyunca kadro, Gisdol'ün küme savaşları falan diyince mantıklı tercih gibi duruyor. Samsun bu kadar kötü bir takım değil. Gisdol, eğer maaşlar ödeniyorsa kümede tutar. Ve taktiksel olarak birkaç şölen yaşatır bize.
Berkcan Öğüşlü / Radyogol
Bu yorum heycanlandırdı beni..
Alman forumlarda Hoffenheim taraftarı Gisdol hakkında çok pozitif yazıyorlar ve gitmesini de istememiştler.
Köln deyken Schindleri nerdeyse hiç oynatmamış (3 maç, toplam 120 dakika bile yok sanırsam). Schindler bu yüzden Hannovere gitmiş.
Hamburg ta Van Drongelene ilk şansı o vermiş.
Hoca diyor ki. İşimiz kolay değil. Çok çalışmamız lazım. Temel bir kadro bulmamız lazım. 6 haftada 26 tane topçu oynamış. Çok uzun bir süreç olacak belki de son maça kadar savaşmamız gerekecek. İyi veya kötü sonuçlar alabiliriz ama taraftar bizle bütünleşmeli ve oyuncularımız sahada %100 ünü vermeli. Bunu da 2 kere tecrübe etmiş ve hep son maçlarda kazanarak ligde kalmayı başarmış hamburg ve köln de. Yani kısaca çalışmak temel kadro ve %100ünü veren 11e girer ve taraftar son maça kadar takımı bırakmamalı diyor.
Bugun basin toplantisi vardi. Yerel gazetecilerden biri sorusu yok galiba. Kumede birak bizi cehennem de yak bizi diyor. Taraftarmisin basin muhabirimi belli degil. Allah askina su yerel medya calisanlarina biri ders versin belli kriterleri sagliyanlar gazeticilik yapsin. Nerde sacmalik bizim yerel medyada. Hay Allahim sinirim bozuluyor boyle tipleri gorunce
Yılmaz Vural'ın yabancı versiyonu...
Hoca sende mi fos çıktın, anladık takım yetersiz ama bu Ercan'a nasıl katlanıyorsun, bu emreyi nasıl ilk 11 başlatıyorsun, fofana için neden bu kadar gecikiyorsun, en fazla merak ettiğim, seni bu takıma hangi güç getirdi?
Tekzip, dilimize Arapçadan girmiş bir kelime olarak hukukta ve basında kullanılıyor. Kelimenin Türkçe karşılığı olarak "yalanlama" ya da "düzeltme" ifadelerini kullanabiliriz. Evet, Hatayspor galibiyetini Samsunspor'un dönüşü diye okuyabilirsek de, bence Gisdol'un kendi kendini tekzip etmesiydi bir bakıma.
Gisdol'a umut ve sempati beslediğimiz bir gerçek. Almanya'da üç takımda yaptığı işi bizde de yapacağına dair inanç taşıdık. Gelgelelim, Başakşehir neyse de Ankaragücü maçı, bu umutlarımızı bir parça da olsa eksiltmişti. Bu nedenle, Hatayspor maçına çıkartacağı kadro önemliydi. Ancak yine yanlış tercihler yaptı. .....
Özetle, Gisdol aynı şeyleri deneyerek farklı bir sonuç alabileceğini sandı. Ne zamanki başlaması gerektiği tertibe döndü, yani Laura'yı kanada alıp, Holse'yi daha geriye ve merkeze çekti. Kötü oynasa da esas mevkii sağ bek olan Schindler'i içeri attı. Tabii bir de kabul edelim, etmeyelim, eldeki en etkili hücum silahı olan Fofana'dan faydalanmayı akıl etti, işte o vakit işler değişti. Böylece takım üretmeye çalıştı ama daha önemlisi mücadele gücünü artırdı.
Bu anlamda Gisdol'un takımını daha iyi tanıması gerektiğini düşünüyorum. Başlangıç tertibi ne kadar hatalıysa, sonrasındaki dokunuşları da o kadar doğruydu. Maçı kulübeden gelenler çevirdi. Laura penaltı kazandırdı, Ercan attı. Fofana gol pasını verdi, Schindler kendisini de sevinç gözyaşlarına boğan golü attı.
Hoca gereksiz gaz vermeye falan çalışmıyor, epey mütevazi ama kendinden emin ve sürekli pozitif mesajlar veriyor...
Geldiğindeki röportajlarda ilk mesajları hep "enerjik olacağız, savaşacağız" idi; takımı gerçekten de bu karakterde oynatıyor.
Pek çok karaktersiz, aşırı iddialı ama tesadüfi başarılar elde eden teknik adamdansa, açıkçası Gisdol'ün gelmesinden genel olarak memnunum.
Kim ne dersen desin farkı ap açık ortada, inşallah devamı gelecek, ilk geldiğinde yazdığım gibi , ben ümitliyim bu hocadan.
Mac sonunda kirmizi gormus. Anlayamadim.
En çok üzüldüğüm noktalardan biri hocaya olan güvenimi ve umudumu kaybetmek oldu. Birçok insana dediğim gibi, bu maç sonunda kaybettiğimizden çok hocaya ve ekibine olan güvenimi, umudumu kaybetmek beni üzdü. Eminim futbolcuların çoğunda da bu his ortaya çıkmıştır.
Galiba daha önce yaptığımız yorum doğru gibi. İyi bir kondisyoner ve takımı fizik olarak maça iyi hazırlayabiliyor. Ancak maçı okuma, çok basit müdahaleleri yapma konusunda bile vasat seviyede. Hiç uzatmadan konuyu özetleyecek durum şu; Drongelen 60-65. dakikalar arasından 3 kez kulübeye merkez ortasahanın ve sol kanadın aksadığını değişiklik yapmıyoruz minvalinde serzenişte bulundu. Keza bu maçta kulübede yetkili olan Erdinç Sözer 4-5 kez, Gisdol'ün yardımcısına değişiklik yapalım diye telkinde bulundu. Ancak hocadan ya yanıt gelmedi ya da olumsuz cevap geldi. İş böyleyken 85'e kadar gereken değişiklikleri yapmayan veya cevap vermeyen hoca golü yer yemez nasıl hızlı aksiyon alıp değişiklik yaptı? Laura'yı zar zor çağırdı kulübeye, soyundurdu, 4.hakemin yanına yolladı. Sonra ne olduysa tekrar geri çağırıp, yelek giydirip ısınmaya gönderdi. Ta ki golü yiyene kadar. 60.dakikadan itibaren Marius, Zeki ve Emre yorulmuşken, maç son yarım saat savunma arkasına deplase koşular yapabilecek oyuncuyu bas bas çağırırken golü yiyene kadar hiçbir şey yapamadan acemice ve aciz şekilde beklenildi. İşte şu yazdıklarımın geçtiği yarım saat bile, takımın hocaya olan güvenini yerle bir eder. Ki benzer tercih hatasını Başakşehir maçında da yapmıştı.
Diğer taraftan baktığınızda kulübün altyapısından çıkardığı ve herkesin takip ettiği Yunus Emre birden bire kayboldu. 1 dakika bile süre alamadı Gisdol döneminde. Ki yerine oynayan Satka'nın performansı ortada. Yine ek olarak Dimata ! İdmanlarda var, toplu çalışmalarda var ancak maç kadrosunda yok. Fofana'nın üst solunum yolu nedeniyle maça çıkamaması bu devirde rezalet bir durum. Ha keza Tırpan'ın son saniye maç kadrosundan çıkarılması ve hiçbir açıklama yapılmaması ilginç. Zaten karakter olarak çok da disiplinli olmayan Laura'yı da son maçta kaybetti kanımca.
Sonuç olarak ben Gisdol'ün, takımı ele alamadığını, toparlayamadığını, oyuncuları kazanamadığını, çok basit hamlelerde dahil aksiyon alamadığını, çok önemli anlarda doğru kararlar alamayacağını ve bizi kümede tutacak o enerjiyi artık veremeyeceğini düşünüyorum. Yüksel Yıldırım yine aynı hatayı yaparak tutmaya devam ederse, zaten yetersiz olan kadroya net takviyeler bile yapılsa yeterli olmayacak.
Başlarım senin Alman disiplinine, Antreman performansına. Muhammed gümüşkaya neden 11 de? Drongelen neden yedek? Laura kadroda yok. Tait yok. Dimatta haftalardır yok. Satka nasıl 11 de? ADS karşısında Muhammed gümüşkaya mı direnecek?
İlk galibiyet, ilk üst üste iki maç kazanma, ilk deplasman galibiyeti ve geldiğinden beri yükselen puanlar , kazanan her zaman haklıdır, ilk geldiğin gün dediğim gibi, neden bilmiyorum ama bu adama güveniyorum, bize şuanda sadece puan veya puanlar lazım, nasıl oynadığının kimin oynadığının hiçbir önemi yok.
Ilk 11 bende hayalkirikligi yaratmisti ama kondusyonumuz yerindeydi. Oyuncular istekliydi. Tebrikler hocam. Fark yeriz diye bekliyorum beni utandirdi tebrikler hocam
Hoca, hala Bundesliga seviyesinde mücadele ettiğini düşünüyor sanki. SPL'de maçların belli anlarında, tüm oyuncuların fizik-kondisyon seviyelerinin yerlerde olduğunu okuması lazım. Bana göre hamlelerde çok geç kalıyor. Bazen 5 dakikalık performans için içeriye attığınız oyuncu size maçı koparıp verebiliyor SPL'de. Diğer taraftan fizik kondisyon olarak iyi bir antrenör olduğunu bu maçta da görmüş olduk. Takımın fizik seviyesini kesinlikle yukarıya çekti. Tek beklentim başlangıç ve maç içi tercihlerinde daha pratik ve faydacı düşünebilmesi, korkak olmaması. Bu konuda galibiyete rağmen yine eksikti kanımca.
Adanademir ve kasimpasa maclarinda hocaligi gosterdi. Baska hocalar olsa ozellikle yerli hocalar olsa ilk golden sonra takimlarina guvenmez yatmaya calisirlardi. Gisdol attikca cikin diyor her saniye basiyoruz ileri cikiyoruz. Masallah hocam devam boyle. Alman disiplini diye bosuna demedik...
Oyuna girenlerin takım kalitesini nasıl düşürdüğünü gördük.
Bütün bu zorlu süreçte en çok güvendiğim ismin Markus Gisdol olduğunu pek çok kez söyledim. Elbette, hatalar yapıyor lakin hatasından dönebilen bir hoca Gisdol. Nitekim Karagümrük galibiyetini de döndüğü hatalarla birlikte kulübeden gönderdikleri getirdiler.
Oynadığımız maçların çoğu için yazıyorum bunu:
Bizim takımı seyrederken, elimizdeki kadronun kalitesine de bakarak, "bu takım şöyle daha iyi oynar" diyemiyorum açıkçası. Hoca, takımı neredeyse maksimumunda oynatıyor ve epey de başarılı ilerliyor. Umarım bu şekilde devam eder...
AlıntıKaiser Gisdol
Samsunspor'da Alman Teknik Adam Markus Gisdol alkış almaya devam ediyor.
Lider ve formda bir Fenerbahçe'ye konuk olan Samsunspor, İstanbul deplasmanından 1 puan çıkarmayı başardı. Bu başarıda en büyük paylardan birisi de teknik direktör Markus Gisdol'a aitti. Üstelik Gisdol'un başarısı sadece bu deplasmanla sınırlı değil. Samsunspor'un başına geldiğinde 7 maçta yalnızca 1 puan toplanmıştı. Gisdol ise 14 maçta 21 puan toplayarak 1.5 puan ortalamasına ulaştı. Ayrıca ligin son sırasında bulunan takımını önce düşme hattının üstüne, şimdiyse 14. sıraya kadar yükseltti. Taraftarlar ise sosyal medyada Gisdol'a övgüler diziyorlar.
5.siradaki antalyanin galibiyet sayisi 8 bizim 7. Yani su lige ilk 7 haftada 1 puan ile baslamasak suan bambaska biyerde olurduk. Gisdol hocami tebrik ederim. Ilk defa tr ye gelmis ilk defa bu ligi deneyimlemis bi hoca olarak. Ve takimda dogru duzgun yetenek olarak kisitli kadro ile elinden gelenin en iyisini yapiyor. Su kadroyu hic bir turk hoca adam edemezdi net soyluyorum. Alman hoca her zaman disiplindir taktikdir. Ilk geldiginde de yazdim bu takima taktikle disiplinle ligde kalir diye ve dogru tercihle deneyimli gisdol geldi. Ornek vermek gerekirse bizim fatih terimimiz olacak gibi. Insallah uzun sureler devam eder. Seviyoruz seni Gisdol
su kaleciyi kes artik hoca yaa kesdirmiyolarmi cik konus hoca neolur su kaleciyi kes bizide kurtar kendinide lutven hoca lutven
Daha önce de yazdım şimdi de yazıyorum. Hoca fizik kondisyon olarak takımı olabilecek en üst seviyeye getirdi. Bu kadrodan daha fazlası çıkmaz. Bu sayede toplayabildik zaten puanları. Ama oyuncu tercihlerinin tamamını kadro yetersizliğine vuramıyorum.
Soner artık iyice fahiş hatalar yapana kadar kesmedi. Drongelen bu takımın en iyi transferi derken bir kaç pozisyon hatasından sonra bir süre yok etti adamı. Alim tercihinden vazgeçmedi. Alim bu ligin en kötü 2-3 stoperinden bir tanesi. Kesinlikle bu lig seviyesinde bir oyuncu değil. Alim fahiş hatalarına devam ediyor, bu sefer de onu kesmiyor. Mustafa, eline gelen şansı çok iyi kullanmış ve tempo olarak takıma katkı sağlarken onda da devamlılık sağlamadı. Sol bek konusunda Bola mucizevi şekilde tekrar adapte olmuşken bu sefer Drongelen'i orada kullanarak Bola'ya kesik attı. İleride Marius'un yerine Ercan'ı tercih etmeye başlaması da ha keza bu örneklere eklenebilir. Okan konusunda da yükleneceğim fakat Szumski Okan'ı kesecek bir kaleci değil maalesef. İki vasat çizgi kalecisiyle sezon bitirmeyi planlıyorsa bizi daha çok kahredecek. Kaleye yerli bir takviye istemeliydi.
Özet olarak Markus Gisdol; takımı fizik kondisyon ve koşu mesafesi konusunda, hatta bir nebze birlikte kompakt oynama konusunda gerçekten iyi bir noktaya taşıdı. Fakat oyuncu tercihlerinde ki düşünce yapısını hala anlayabilmiş değilim.
Son maçtan sonra yaptığı açıklamalarda artık aleni şekilde transfer konusunun tamamlanmasını istediğini belli eti. Yönetimin bu beceriksizlik, iş bilmezlik ve hantallıkla istediği transferleri yapabileceğini sanmıyorum. Temennim gelecek transfer veya transferle artık bir kadro istikrarı yakalayıp en azından iç sahada maksimum puanı toplayacak performansı göstermesi. Hocanın başarılı olmasını çok istiyorum ancak sarsılan güvenimi kazanacak tercihlerde bulunmasını da umuyorum. Elbette bunlar kendi adıma düşüncelerim. Yönetimin kendisinin hevesini kıracağını, bıktıracağını düşünürsek, sezon sonu yolların ayrılma ihtimali bir hayli fazla. Bu nedenledir ki takımı ligde tutarak başarılı olmuş ve tercihlerinde tutarlılık sağlamış bir Markus Gisdol'ü, sezon başı planlamasıyla birlikte de görmek isterim.
Oyuncu seçimlerinde hata var. Bir önceki maçın performansına göre takım kuruyor. Bu yanlış Marius ilk 11 dir Ercan değil. Bola ilk 11 ken ne oldu da Drongelen sol kanat oldu.
Adam gerçekten yıpranmış. Yüzüne baktığınızda net belli oluyor. Bu adama transfer yapamayanlar utansın artık. Geldiği günden beri çırpınıyor.
Yensek de yenilsek de maç sonu açıklamaları gayet güzel. Yıllardır hep klasik sözler duyuyorduk. Rakip 10 kişi kaldığı için oyun stratejimiz bozuldu diyen hoca duyduk. Hocam kendi düşünceleriyle, güzel açıklamalar yapıyor. Tebrik ediyorum kendisini.
AlıntıSamsunspor'dan Markus Gisdol'la iç sahada 23 puan
Trendyol Süper Lig'de Samsunspor, Marks Gisdol'la evinde 7 galibiyet elde etti. Kırmızı-beyazlılar Gisdol yönetiminde iç sahada 11 maçta 23 puan topladı.
Markus Gisdol yönetiminde Samsunspor, iç sahadaki galibiyet sayısını 7'ye yükseltti.
Ligin 8. haftası sonunda 1 puanı bulunan Yılport Samsunspor'un başına getirilen Markus Gisdol yönetiminde Karadeniz ekibi, özellikle iç sahada aldığı galibiyetlerle yükselişe geçti.
Sahasında Atakaş Hatayspor ve İstanbulspor'u 2-1, Kasımpaşa'yı 4-2, VavaCars Fatih Karagümrük'ü 1-0, EMS Yapı Sivasspor ve Mondihome Kayserispor'u 2-0 mağlup eden Yılport Samsunspor, son olarak Bitexen Antalyaspor'u 2-0 yenerek Alman teknik direktör yönetiminde evinde 7. galibiyetini elde etti.
Samsunspor'dan Markus Gisdol'la iç sahada 23 puan
İÇ SAHADA 23 PUAN
Kırmızı-beyazlı takım, Gisdol yönetiminde iç sahada RAMS Başakşehir ile 0-0, TÜMOSAN Konyaspor ile 1-1 berabere kalırken, Beşiktaş'a 2-1, Galatasaray'a ise 2-0 yenildi.
Alman teknik direktör yönetiminde iç sahada yaptığı maçlarda Karadeniz ekibi, 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 mağlubiyet sonucunda 23 puan topladı.
Gisdol idaresinde sahasındaki mücadelelerde 17 gol atan Samsun ekibi, kalesinde ise 9 gol gördü.
Kaynak: NTV Spor
Benim bu sezon kaybettiğimiz maçlardan sonra bile en çok güvendiğim isim hep Markus Gisdol oldu. Onu kim bulup getirdi bilmiyorum ama tebrik etmek lazım. Daha geldiği ilk günlerin ilk basın toplantısında, "içinde bulunduğunuz durum sizin için ilk olabilir ama ben bunu üç kere yaşadım" derken ne yapması gerektiğinden emin bir tavır sergilemişti. Gerçekten, Bundesliga'da Köln, Hamburg ve Hoffenheim'da aynı süreci yaşamıştı. O üç takımı da ligin son sırasından alıp ligde tutmuştu. Bu özelliğinin yanında zaman içinde gördük ki, futbol seven, bilen ve doğru çalışan bir futbol insanıymış. Ayrıca ne soğuk ne cıvık bir insan ilişkisi tarzına sahip. Samsun'la aidiyet kurdu, tribünlerle hemhal oldu fakat bunu yaparken bile doğru tavırları sergiledi.
Nihayetinde, "Markus Gisdol nam bu Cermen ademoğlu şehr-i Samsun'un çeşm-i cihanı Samsunspor'umuzda şahsından müftehir olacağımız bir kimsene oldu."
Gisdol'un durumu bana Osmanlı Türk tarihinden bir şahsiyeti hatırlatıyor: Colman von dee Goltz, yani Goltz Paşa'yı. Kendisi Osmanlı ordusunun modernleşmesi için Türkiye'ye gelmiş, yıllarca aramızda yaşamış, Birinci Cihan Harbi'nde Irak Cephesi'nde kumandanlık yaparken Kut'ül Amare'de, tifüsten hayatını kaybetmiş, vasiyeti gereği İstanbul'a defnedilmiş bir Alman-Türk subayıydı. Kabri halen İstanbul'dadır. Bu nedenle Gisdol'a, Goltz Paşa'dan mülhem, Gisdol Paşa demeyi tercih ediyorum.
Hoca aynen dediğimiz gibi yaptı ve ligin gerçeklerini iyi analiz ederek panzehir oyun planını oturtmaya başladı. Ama hala en büyük artısı, takımın fizik kondisyonunu acayip bir seviyeye çıkardı. Bunda kondisyoner Fatih Hoca ile uyumlu çalışmanın da etkisi var diye düşünüyorum.
Bu maç sana yazar hoca hiç maç sonu ilk dakikalarda yenilen gol falan deme. Osman'ı Soner'i ısrarla 11 de tutmanın anlamı var mı bu maçta. Neyin fantazesi bu.
Bu maç sana yazar hocam. Sağlık olsun Mücadeleye devam.
Elindekiler ne kadar kötü ki âlim, Soner, Taylan , Osman Ercan, benasser gibi PTT kalitesindeki adamları sahaya sürmek zorunda kaliyorsun.
Bu adamlara seviye atlatamamak ve sakatlık problemini çözememek de senin eksiğin gibi Gisdol hoca!!!!!
adam bence iyi yapiyor dunki macda fofana ve tait cok kotu ve bir varlik gosteremediler onlari cikartip iyi hamleler yapdi elindeki adamlarbu bu adamlarla bukadar basari fazla bile..Hoca iyi dun ilk defa hakeme cok kizdigini gordum adamda artik cileden cikiyor nerden geliyorlarsa bu hakemler diye
Bizi bu sene zalim felekten kurtardığın için Allah senden razı olsun. Bu Soner'i bize reva gördüğün için *******.
Bir kaç oyuncu tercihi ve değişiklikler konusunda bir tık geç kalması dışında hocadan Allah razı olsun. Oyun planları, sahaya dağılım, taktik sadakat ve fizik kondisyon seviyesi açısından, takım kadrosunun sahip olduğu kapasitenin çok üstünde verim aldı, alıyor. Bu kadronun ligde kalması mucizevi bir başarı olacak. Ligi, takımları, sonuç alabilecek gereklilikleri hızlı çözdü ve sahaya yansıtılmasında oldukça başarılı oldu.
superligde tek yabanci teknikdirektor olarak tarihe gecdi..Helal olsun !!
Alıntı yapılan: emre - 20 Nisan 2024, 20:12:04Bizi bu sene zalim felekten kurtardığın için Allah senden razı olsun. Bu Soner'i bize reva gördüğün için *******.
Allah razı olsun. Bu sene ki en büyük şansımızsın. Sezonun tribünü sezonu maçı oldu Trabzon maçı.
Maçtan önce bu maçın hassasiyetini anlayıp takımı bu yönde aşılaman harikaydı.
İnşallah daha nice başarılara birlikte...
Gecen Séné vé bu Séné dogru hoca degisikliginin ne Kadar yararli oldugunu gorduk