Samsunspor.biz Genel Sohbet Odası

Başlatan berusa55, 09 Ağustos 2008, 14:50:52

« önceki - sonraki »

Shane_Falco

Karagümrük buraya kadar gelmesinde Erkan Zengin'in büyük etkisi var. Liderlik yaptı takıma. Bizde maalesef böyle bir adam yoktu.

Sakaryaspor play-off'larda henüz gol bile yemedi. Berkay Can her topa müdahale ediyor. Bence bu ligin en iyi stoperlerinin başında gelir. 5 tane çöp adam alacağımıza bi şu adamı alsaydık çok farklı olurdu herşey. Fakat onunda Karagümrükteki usta ayaklara karşı tek başına durabileceğini sanmıyorum.

Karagümrük kazansın çıksın. Sakarya seneye aynı şekilde devam edemez ama Karagümrük başa bela olabilir.

bayfa55

22 Mayıs 2019, 09:42:21 #47491 Son düzenlenme: 22 Mayıs 2019, 11:54:42 bayfa55
Sakarya'da Berkay Can çok iyi stoper sene başından bu yana süper performans sergiledi. Dilaver Güçlü de müthiş bir liderlik yaptı.Finalde Sakarya kolay gol yemez. Bence en az Karagümrük kadar şansları var. Sakarya'nın ileri ucu çok daha çabuk oyunculardan oluşuyor.

ea55

Playoff demek tecrübe demek, 2 Playoff finalini de Tecrübeli oyunculara karşı kaybetmiştik.

muzaffer4

Final maçı da Bursa'da oynanacakmış ah be orada olmak vardı.
Biz finalde olsaydık Bursa'da oynanmazdı ama yine de canım kaldı

_SoN_

Sakarya çok sağlam gitti finallerde,ben sizin dediklerinizin aksine Sakarya'yı favori görüyorum, bu tür maçları çok iyi çıkardılar,devamı getireceklerdir.

YaşarDoğu

Samsunsporumuzu Marsta da ölümsüzleştirelim dedik


eprianu

Chip dergisi tüm zamanların en iyi futbol oyunlarını derlemiş. Sensible Soccer ve Fifa efsanedir bana göre. Özellikle Celil-Serkan'lı Fifa 99 (2000 de olabilir) oyunu hala hafızamda. Oyunda Vanspor falan da vardı. Grafikleri o zamanki Winning Eleven'a göre kötüydü ama içinde Samsunspor olduğu için oynardık. Kaleciye faul de yapabiliyorduk, tabi sonrasında kırmızı kart yiyorduk.   :D ;D

İlgililer için yazı linki:

https://www.chip.com.tr/haber/tum-zamanlarin-en-iyi-futbol-oyunlari_82434.html

Karabudun

   Bizler çoban kulübesinde sultan rüyası görmeyi beklerken gün geçmiyor ki bir kabusla daha acı gerçeklerimize uyanmayalım. Dayatılanlara direndik diye ödetilen bedellere bugün bir yenisi daha eklendi. Kötülerin kötülükleri ile yükseldiği bu adaletsiz düzende biz yine iyilerimizden ve iyiliklerimizden kaybettik.

   Şehrinde tek mühür "Samsunspor" olsun isteyen iki renktaşımız, kardeşimiz çomak soktukları çarkların sahipleri tarafından hedef gösterilmiştir. Tesadüfe(!) bakın ki yaşadıkları şehri hiçe sayanların, hem paylarının olmadığı hem de şaibeli bir neticeyi kutlayacakları gecenin arefesinde kardeşlerimiz derdest edilmiş, özgürlüklerinden alıkonulmuşlardır.

   Samsun şehri, çocuklarına sahip çıkmak konusunda bu ülkenin en kandilli şehirlerinin başında gelir. Ancak bu sefer ne kardeşlerimizi yedireceğiz ne de Samsunlu duruşumuzdan taviz vereceğiz. Memleket kurtlar sofrasına dönmüşse isyan haktır!

   Biliyoruz ki izah manayı öldürür ancak bazı konulara açıklama getirmek, kendini bilmezlere değerlerimizi hatırlatmak bizler için farz oldu! Sizlerle aynı kitabı okuyor olsak da biz farklı yerlerin altını çizdik. Bizim hikayemiz tek şehirlik. Bizim kırmızı ile beyazı yakıştırdığımız şehrimize son rengi ,karayı, 20 Ocak 1989'da yüce Mevla bağladı. Bundan ötesine de Mevla'dan başkasının kudreti yetmez! Bize vermeye çalıştığınız her yara kimliğimiz oldu ve en çok o acıtsa da en büyük niteliğimizdir Samsunporluluk!

jean


jean

Unutamadigim trabzonspor maci yillardir beklerdim ozetini koysunlar diye ogunun tekrarlanan penaltisi kaptan ercanin sahadan erken cikmamasi uzerine olmustu ramazan ayiydi ilk yarinin sonuna dogru girmistim maca hala anlatirim etrafimdakilere cok buyuk keyif aldigim bir macti su atmosferi ismail baskanla insaallah tekrar yasariz cok ozledim vallahi cok geri kaldik diger takimlardan insaallah biran once ait oldugumuz yere donecez

mehmet yılmaz

İftara yakın bir saatti ve bir haber okudum.
Çok moralim bozuldu.
Emniyete gel deseler, kendisi gelecek bir adamdır Oğuz.
5 tane polisle evine gidip, bir de kelepçe takmak...
Yazıklar olsun.


https://www.sondakika.com/haber/haber-galatasaray-in-sampiyonluk-kutlamasinda-olay-12083194/

jean

5 polis harbidende 1 kisi icin gelmis baska daha onemli olay yokmus gibi

evolution55

yüksel yıldırımın böyle bir tweet i var;

YılPort Samsunspor Kulübümüzün gelecek sezon tekrar Spor Toto 2. Ligi'nde mücadele edecek olmasının ardından, Samsunspor Futbol Kulübü A.Ş. Yönetimi olarak teknik ekipte, scoutingde ve kadroda yeniden yapılanma için çalışmalara başladık. Amaç Şampiyon Samsunspor yaratmak!

jean

Belki 50 kere yazdim yine yaziyorum ne olur rahat bir sekilde stressiz sampiyon olsak acik ara insaallah sonunda basaririz bunu

tactician

Bu sene bizi hiç tatmin etmeyen bir oyun ve sezon boyunca keyif vermeyen bir takım seyrettik. Bu tarz konularda Türk Teknik Direktörlerinden fazla şey bekliyoruz belki de biliyorum ama yurtdışında oyun matematiği üzerinde öyle şeyler deneniyor ve yapılıyor ki; insan keşke bunları anlayıp, çalışıp deneyen hocalar bizde de olsa demekten kendini alamıyor.


Bugün dünya genelinde her geçen gün popularitesini arttıran bir oyun formasyonu üzerinden bir değerlendirme yazısı paylaşmak isterim. Bunu yaparken de bu seneki Samsunspor için yeni bir paradigma ortaya koyarak, acaba bu seneki takım 3-4-3 oynasa nasıl bir oyuncu-sistem entegrasyonu sağlanabilirdi diye anlamlandırmaya çalışacağız. Özellikle 4-2-3-1 formasyonu ile sahada dizilmeye alışmış onca takıma ve özellikle bizim karşımızda kazanan takımlara bu dizilim bir anti-tez olarak çıkartılabilir miydi sorusuna cevap arayacağız?


Öncelikle 3 lü savunma nedir, tarihsel gelişimi nasıl olmuştur; bu konuda kısa bir girizgah yapalım istiyorum.
Dünya futbolundaki formasyonlar başlarda çok büyük enterasanlıklar içeriyordu. Tamamen dağınık hucum oyunları üzerine kurulu  1-2-7 ve 2-2-6 gibi şu anda kulağa komik gelen formasyonların zamanla 2-3-5, 3-3-4 gibi formasyonlara evrildi. Sonrasında ortaya çıkan 4-2-4 formasyonu ile bugünkü formatların doğma süreci başladı. Zamanlar 4-4-2 ve 4-3-3 formasyonları türedi ve futbolun en kemik formasyonları haline geldi.  4 lü oyunlarda kanat oyuncularının iyice savunma oyuncusuna evrilmesinden rahatsız olunmasından ötürü kanat beklerine daha fazla ofansif anlam yüklenmesi amacıyla 80 li yılların başlarından itibaren 3-5-2 gibi bir formasyon kurgulandı. Bu sarkık liberolu biçimde 3 lü savuma kanat oyuncularının tüm sahayı boydan boya kullanmasına müsade ediyordu. Tabi ki 4 lü formasyonlar da zaman içerisinde editlenip kanat oyuncularının hücum katkılarının arttırılmasına yönelik çözümler geliştirdi. Son 30 yıldır 4 lü ve 3 lü yerleşim biçimleri bir çok kez farklı yorumlar ile zenginleşti; zayıf noktalarına yapılan ataklar her iki formasyonun da yenilenmesine ve iyileşmesine yol açtı. Artık iyice temellenen bu iki formasyonun birbirlerini alt etme serüveni süregelip gidiyor.


Bize dönersek; takımın son sezonumuzda yaşattığı hayal kırıklığını kolay atlamadım. Üzerine kafa yordukça da, 3-4-3 (3-4-1-2) gibi bir formasyonun sanki bizim oyuncu topluluğuna ve ligin yapısına daha uygun bir oyun yapısı olabileceğine kanaat getirdim. Temelde yaşadığımız sıkıntıları ve ligin genel karakteristiğini göz önüne aldığımızda emniyet sibopu anlamında savunmada bir fazla oyuncu ile oynayıp kanat oyuncularının ve forvet oyuncularının daha belirgin biçimde tariflenmesi sebebiyle daha kalabalık topyekün hücum setleri iş görebilirdi.


Bize karşı kapanan takımların genel oyun tutumundan bahsederek devam edeyim. Takımlar bizim karşımızda ne yapıyordu, açık oyuncusu ve bek oyuncuları ile çizgideki iki elemanımızı kitliyor; savunmadaki 2 ve önlerindeki iki çapa ile merkezi tutuyorlardı. Önde de uç adamları ve 10 numaları ile 2 stoper üzerine çıkıyor ve bizim oyun kurmamıza engel oluyordu. Bu senaryoyu sayısız maçta gördük. Biz olgun biçimde oyun kuramadıkça merkez orta sahalardan birisini iki stoperimizin arasına sokarak ancak bir pas opsiyonu oluşturabildik; 2. ve 3. bölgede sayısal üstünlük kuramadığımız için de öne top taşıyacak opsiyon oluşturamadık bolca yan ve geri top yaptık. Bu kitlenen oyun için hatırlayacaksınız ilyas kubilay'ın kendi bölgesinden sıyrılıp orta alanda genelde çizgilere yakın bir noktada top alması ile bu problemi aşmaya çalıştık. Tabi bu topal çözüm suni bir çözümden öteye geçmedi. Manzara şu idi:





Peki 3 lü savunma ile oynamayı tercih etse idik manzara nasıl olurdu; o da hemen aşağıda. Orta sahada azalmıyoruz, rakibin iki kanat bekini işlevsiz hale getiriyoruz. İlyas'ı üçüncü bölgeye yakın bir noktada serbest alanda top buluşturabiliyoruz. Bunun ötesinde, rakiplerin bizim hatalarımızı kovalayıp bir anda ani ataklar ile başımızı ne kadar ağrıttığını hatırlayacaksınız. Bu tip serseri kontralarda bir ekstra oyuncu ile kademe anlayışının oluşması ve topun süpürülmesi çok daha muhtemel.





Gelelim son olarak, diğer tüm takımlardan farklı bir formasyon ile sahada yer alıp tüm takımların köhneleşmiş 4-2-3-1'ni alt etmiş Keçiören'in 4-1-2-3 formasyonuna karşı ne yapar bu 3-4-3. Keçirören maçına ait topicte de değinmiştim, adamların temelde yaptıkları iş iki sekiz numara ile kendi sol ve sağ açıklarında sayısal üstünlük kurup hücum etmek. İki kanattan 3. bölgeye giriş, merkezde bitiriş. Beklerimizin performansı kadar keçiören'i mümkün mertebe iyi savunduk ama merkezdeki sayısal üstünlüğü sağlayamadığımız için golü yedik. Samsun'da da yedik Ankara'da da yedik. 3-4-3 formasyonunu çizgi oyuncularını savunmacı-hucumcu şeklinde kurgulayabildiğiniz için, rakibi beklerken 5-4-1- gibi bir formasyona geçiş yapıp merkezdeki 3 lü ile merkezi her zaman 1-2 adam fazla ile koruyabiliyorsunuz. Sadece bu maç özelinde değerlendirmeyin 4-2-3-1 ile karşımızda yer alan Sancaktepe bile defanstan bir oyuncu ilavesi hücuma geldiğinde savunmamızın merkezini şaşalatmış ve gol bulmuştu.


Yazının başında ifade etmeye çalıştığım gibi bir iki elzem eksiğe rağmen takımda genel olarak bu formasyona uygun oyuncular vardı aslında. Özellikle kanat oyuncusu yükünü solda Ramazan, sağda Enes zaman zaman 4 lünün çizgi kanatları olarak değerlendirildiklerinde gösterdiler. Sol ayaklı topu iyi oyuna sokabilecek bir stoper;  nispeten iş görür Samet ve Bahattin'e alternatif bir ya da iki de teknik kapasitesi iyi forvet seri oyuncuları ile zımba gibi bir takım olunabilirdi. Tabi bizimki kağıt üstünde teorik yaklaşımlar. Sahada neler olabileceğini gerçek karakterler belirliyor elbette. Yine de olayın matematiği olarak bu teorinin sıradanlaşmış yaklaşımlardan daha potansiyelli olduğunu söylemek gerekmez mi?