"Yazarlar" bölümü yeniden aktif ..

Başlatan yönetici, 22 Haziran 2006, 11:12:28

« önceki - sonraki »

Recep

sevgili edmontande ve ailihsan ücreti neyse versem de şu samsuni aleyhinde karalayıcı bir yazı kaleme alsanız :) :)
sizin özgür kaleminize sağlık
ücret olayı yanlış anlaşılmasın kağıt kalem ve bilgisayarın yıpranma parası yoksa size rüşvet vermek mi haşa  :) :)

Ertuğrul Sağlam

Engin abi allah utandırmasın inşallah Samsunspor'umuzun iyi günlerini hep beraber görürüz sende onu yazarsın

Yoksa Samsunsi'ye kalsak hep karamsarlık hep simsiyah bir sayfa güzel bir yazısını okumadık ;D

kalptenþimþek

Hayırlı, uğurlu olsun arkadaşlarımıza ve Samsunsporumuza tabiki..

ali ihsan

Alıntı yapılan: recep55 - 05 Kasım 2009, 15:50:58
sevgili edmontande ve ailihsan ücreti neyse versem de şu samsuni aleyhinde karalayıcı bir yazı kaleme alsanız :) :)
sizin özgür kaleminize sağlık
ücret olayı yanlış anlaşılmasın kağıt kalem ve bilgisayarın yıpranma parası yoksa size rüşvet vermek mi haşa  :) :)



Abi bu işleri özelden görüşelim lütfen  :P

Recep

Alıntı yapılan: aliihsan55 - 05 Kasım 2009, 17:56:07
Abi bu işleri özelden görüşelim lütfen  :P
tamam sen bana tarifeyi özelden at 3 aşağı 5 yukarı anlaşırız :) :)

ali ihsan

Alıntı yapılan: recep55 - 05 Kasım 2009, 18:00:49
tamam sen bana tarifeyi özelden at 3 aşağı 5 yukarı anlaşırız :) :)


Sana bi kolaylık yaparız abi  ;) ;)

gozgoz yýlmaz

Sitenin yazar kadrosu çok kötü... Hani nerde Aydın Yüzbaşı, nerde şu Mersinli vatandaş, neydi adı?.. Hah... Fedai Aksoy? Ve nerede usta yorumcu, büyük düşünür Atilla Cebeci?

Bu kadro iş yapmaz, benden söylemesi  ???

alperen

hayırlı olsun abilerim ALLAH utandırmasın

mehmet yılmaz

Alıntı

O Zamanlar Samsunsporlu Olmak Kolaydı
   
Saygıyla ve Rahmetle anıyoruz                       
M.Teoman Taş Kardeşime ithafen

Daha henüz ilkokul birinci sınıfta iken Kazım Orbay İlkokulunun Zeytinlik mahallesine bakan tarafından akan derede, Şimdiki Barış Bulvarının olduğu yerde, kavak ağaçlarının arasında top oynardık. 1984-85 Sezonu idi hafızam yanıltmıyorsa beni ve Şampiyon olarak 1.Lige çıkacaktık.

Ben, kısa pantolonla poşetten yaptığımız topla maç yaparken 'Şampiyon Samsunspor' sesini duyacak, küçücük bir çocukken henüz olmayan tüylerim diken diken olacaktı.

Neil Armstrong un Ay'da duyduğu ezan sesiyle Müslüman olması gibi bir şeydi bu. Tuhaf, bir o kadar gizemli, kendime ne olduğunu anlayamadığım tarifsiz bir duyguydu içime giren.

Ondan sonrası ise benim açımdan yaşanılmış en güzel yıllar, Annem için ıstırap, babam için Pazar günleri 90 dakika omuzda maç seyrettirme telaşıydı.

Her şey o kadar güzeldi ki...

Muzaffer, Erol, Yaşar, Orhan, Savaş, Tanju, Ercüment benim için birer kahramandılar. Okul defterimin arkasında bu isimler yazıyordu hep.
Nereye baksam kırmızı beyaz,hangi sesi duysam Samsunspordu benim için.

Şimdiki jenerasyondan şansımız en güzel yıllarını beraber yaşamış olmamızdı. Hayal meyal olsa da hatırlıyorum flu hafızamla ve maalesef hep anılarda yaşıyorum Samsunspor'umu.

O zamanlar Samsunsporlu olmak kolaydı. Zaten 'hangi takımı tutuyorsun?' diye bir soru yoktu! Tek vardı, en büyük vardı sadece vardı. O da Samsunspordu.

Hasbi Ağa'nın zenginliği ve bonkörlüğünün yanında az da iş bilirliği olsaydı şimdi hem Samsunspor olarak hem Samsun olarak Anadolu'nun, şampiyon kentinin şampiyon takımı olacaktık. Ama ne bilirdi ki rahmetli, kurtlar sofrasında olduğunu, nerden bilirdi ki ekmek verdiği on binlerin onu sahiplenmeyeceğini, nerden bilirdi ki efsanenin ayağa düşeceğini?..

O zamanlar, yani eskiler kahraman bulmak için elverişliydi, zira şimdiki gibi satılmışlık, yediği ekmeğe ihanet etme modası, yaşadığı kenti sahiplenmeme durumu yoktu. Samsunluluk, Samsunsporluluk üst düzeydeydi ve Samsunspor bir markaydı.

Her şey o kadar güzel gidiyordu -ki hayatımın en kara günü olan 20 Ocak 1989'a kadar.

Kazadan birkaç gün önce Çiftlık Caddesinin arasındaki Ar Dersanesi'nden çıkmış, akşam evime giderken Kardeşler Fırının arasından Rasathane Camisine giden o yokuşun başında, sağdaki berber dükkanında Rahmetli Tomiç'i gördüm. Elimde defterler vardı ve hava çok soğuktu. Berber dükkanının buğulu camından görebilmeye çalışıyordum onu. El salladı bana ve yanına çağırdı.

Heyecanlandım, kalbim duracaktı sanki. Yanına gittim gözlerimin içine baktı sanki hala şimdi bakıyor gibi. Saçımı okşadı yanağımı sıktı. Defterimi uzattım, kurşun kalemimi verdim, tam sayfa kocaman bir imza attı bana... Keşke o akşam ona 'Malatya'ya gitmeyin' diyebilseydim. Keşke bir daha göremeyeceğim o adama sıkıca sarılıp öpebilseydim...

Kazayı ne hatırlamak istiyorum ne anmak ne de yazmak. Hayatımın en acı günlerini yaşıyordum; yemiyor, içmiyor, konuşmuyor, ders çalışmıyordum. Uzunca süre Samsunpor'u düşünemedim, düşündükçe kötü oluyordum.

Beni Samsunspor'a tekrar bağlayan İsmail Uyanık oldu. Her ne kadar maddi manada Menteşoğlu gibi olamasa da; hastayı ayağa kaldıran, eski günleri geri getiren, adamlığıyla, Samsunsporluluğuyla gönüllere taht kuran Uyanık dönemiydi benim için hayata dönüş.


Ercan, Serkan, Celil, Vural, Osman, Ertuğrul, Ahmet Yıldırım, Ali Akdeniz, İsmet, Tümer, İlhan, Mehmet Nas gibi her biri Türk futbolunda uzun süre konuşulmuş futbolcuları çıkaran, zamanın en iyi yabancı transferlerini yapan, gazetelerde 'Samsunspor'da transfer bombaları' sür manşetleri attıran, Samsunspor'u alt yapısı en güçlü takım olarak dillere pelesenk eden, Samsun'a korkarak gelen sözde büyük takımlara karşı destanlar yazdıran, on küsür sene hiçbir destek almaksızın sadece kendi çabalarıyla bu lokomotifi döndüren İsmail Uyanık'tı yeni kahramanım.

Ama buna rağmen, her ne kadar Sayın Uyanık bir şeyler yapıyorsa da şehir tam tersine değişiyor, Samsunluluk ruhunu kaybediyor, kozmopolit travmanın esiri oluyordu.

Neticede o da artık dayanamamış, bu devrana dur diyememiş ama takımı da yüzüstü bırakmamış şehrin reisine(!) teslim etmişti; aldığı sözler üzerine. Buna göre Reis Samsunspor'a gözü gibi bakacak, kalıcı gelirler oluşturacak, gerekiyorsa şirketleşme sağlanacak artık tek kişinin değil tabana yayılmış bir gücün desteğiyle her şey çok daha güzel olacaktı.

Amma velakin Reis öyle bir reisti ki, önce kendi kendine inceleme başlatacak, Türk futbol tarihinin en ağır, en acımasız cezalarını yedirtecek, takımı yıllarca sırtlamış emek vermiş gözü gibi bakmış İsmail Uyanık'ı zan altında bırakacaktı.

  Bununla beraber Reis öyle misafirperver öyle dışa açıktı ki evinin tüm odalarını yabancılara açacak, kendi fertlerini evine yabancı bırakacaktı! (bkz.Samsunspor-fenerbahçe 2000-2001)

İşte o gün Samsunsporun bittiği gün olacaktı. Gün, ağlamaya başlayıp gülmeyi unuttuğumuz gün olarak tarihe kazınacaktı.

O günden sonra da malum bir türlü dikiş tutturamadık. Sahipsiz şehrin sahipsiz takımı olmaya başladığımız günlerdi o günler. Menteşeoğlu gibi, İsmail Uyanık gibi Samsunsporluluğuyla ve bu aşka duyduğu saygıyla 'menfaatsiz başkanlık' devri bitmiş, Samsunspor başkanlığından nemalanma devri başlamıştı.

Şimdilerde ise Samsunsporlu olmanın zor olduğu günlerdeyiz.

İmkansız olanı yapan genç nesli, ayakta alkışlamanın zamanındayız. Ne televizyonda, ne gazetelerde, ne kahve köşelerinde konuşulur olan Samsunspor'u hala yüreğinde tutabilmenin zorluğundayız.

Gün eskiyle harman olma günüdür bizim için. Gün güzel günler görme ihtimalini sevme günüdür.

Gün aslında bir olma günüdür, birlik olma günüdür aynı zamanda.

Gün ağabeylerimizin yaptığı gibi hastayı ayağa kaldırma günüdür. Kan emicilerden kanları geri alma, Samsunspor'u yiyip bitiren virüslere antibiyotik olma günüdür.

Gün Samsunsporluluğunu gösterme günüdür.

Fatih Süne


Üçüncü transferimiz de ilk yazısıyla bizlerle birlikte oldu. Sitemiz ve Samsunspor2umuz için hayırlı olmasını diliyoruz..

YaşarDoğu

Fatih abi hayırlı olsun,

Yazılarını ve seni aramızda sık görmek ümidiyle...

sejoe


King Of The North

Fatihime de yakışır yazarlık,hayırlı olsun cümleten.

mehmet yılmaz

Alıntı yapılan: %100 samsunspor - 05 Kasım 2009, 17:23:07
Engin abi allah utandırmasın inşallah Samsunspor'umuzun iyi günlerini hep beraber görürüz sende onu yazarsın

Yoksa Samsunsi'ye kalsak hep karamsarlık hep simsiyah bir sayfa güzel bir yazısını okumadık ;D


bundan sonra tarzımı değiştireceğim, artık belediyemizin yol, köprü, çiçek, böcek ve maksat yeşillki olsun çalışmalarından bahsedeceğim. Samsun'un en büyük markası, Büyük Caminin arkası ( Yani Belediye :) )

ali ihsan

Merkez @

Hayırlı olsun.Allah utandırmasın inşallah.

kayacan

Fatih kardeşim gibi aydın bir Samsun ve Samsunspor sevdalısının yazılarını burada okuyacak olmaktan dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum.Yazılarının devamını büyük bir merakla bekliyoruz. Site yönetimine bir önerim olacak.Siteye yazan bir bayan arkadaşımızıda ikna edip bayan gözüyle Samsunspor yazıları yazmasını sağlarsanız çok daha güzel olacağı kanaatindeyim.